Loğoğlu; Irak, Suriye Ve Çin'deki Şiddet Olaylarını Kınadı

CHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu, Irak, Suriye ve Çin'deki soydaşlara yönelik şiddet olaylarını kınadı. Loğoğlu; AK Parti hükümetinin Irak, Suriye ve Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ndeki soydaşlara sahip çıkamadığını ve haklarını koruyamağını savundu.

Yazılı bir açıklama yapan Loğoğlu, son günlerde Irak, Suriye ve Çin'deki soydaşlara yönelik şiddet olaylarının üzüntü ve endişe verici olduğunu vurguladı. 24 Haziran'da Suriye'de Halep kırsalındaki Türkmenlerin yaşadığı Başköy'ün silahlı unsurlar tarafından kuşatıldığını dile getiren Loğoğlu, yaşanan çatışmalarda hayatını kaybeden ve yaralanan soydaşların bulunduğunu ifade etti.

Loğoğlu; 25 Haziran tarihinde, Irak'ın Selahaddin şehrine bağlı Tuzhurmatu ilçesinde, Türkmenlerin, son günlerde artan terör olaylarını barışçıl bir gösteriyle protesto ettikleri sırada yapılan intihar saldırısı sonucu Irak Türkmen Cephesi Başkan Yardımcısı Ali Haşim Muhtaroğlu ve Selahaddin eski Vali Yardımcısı Ahmet Koca'nın da aralarında bulunduğu çok sayıda soydaşın hayatlarını kaybettiğini, onlarca soydaşın da yaralandığını hatırlattı. Loğoğlu, şöyle dedi:

"26 Haziran tarihinde, soydaşlarımızın yoğun olarak yaşadığı Çin'in Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde yaşanan çatışmalarda 20'den fazla kişi hayatını kaybetmiştir. CHP olarak soydaşlarımıza yönelik her türlü şiddet olayını kınıyoruz, hayatlarını kaybedenlere Allah'tan rahmet, ailelerine başsağlığı diliyoruz. Yaralı soydaşlarımızın bir an önce sağlıklarına kavuşmalarını arzu ediyoruz. CHP, soydaşlarımızın sorunlarının yaşadıkları ülkelerin birlik ve bütünlüğü içinde insan haklarına saygı ve eşitlik ilkeleri çerçevesinde çözümünden yanadır ve haklarının takipçisidir. Soydaşlarımıza yönelik söz konusu şiddet olayları göstermiştir ki AKP Hükümeti Irak, Suriye ve Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ndeki soydaşlarımıza sahip çıkamamakta ve haklarını koruyamamaktadır. Türkiye'nin model ülke ve küresel güç olduğu iddiasındaki AKP hükümeti, dış politikasındaki üst perdeden söylemleri, hayalci yaklaşımları ve Myanmar ve Somali'de nüfuz alanı yaratma çabalarını bir kenara bırakmalı, soydaşlarımıza yönelik şiddet olaylarının bir an önce son bulması ve bir daha yaşanmaması için üstüne düşen sorumlulukları yerine getirmelidir.