FRANKFURT (İHA) - Babası Ahmet Köse'nin verdiği büyük mücadele sonucu SSK bürokrasisini aşarak yurt dışında tedavi imkanı elde eden 8 yaşındaki lösemi hastası küçük Esin'in durumu iyiye gidiyor.
Küçük Esin'in ameliyatı sonrasında yapılan kan testlerinde, durumun iyiye gittiğinin görüldüğünü ifade eden baba Ahmet Köse, "Son günlerde, Esin'in kan tablosunda yavaş yavaş düzelme izleniyordu; ama dün akşamdan bu yana ateş yükselmesi ve ishal görüldü. Buna rağmen doktorlar gelişmelere olumlu bakıyor" dedi. "Bizim asıl yaşadığımız problem çok daha başka" diyen Köse, "Esin'in buraya geliş sürecinde başlayan olaylar hala devam ediyor. Esin'in buraya gelmesini sağlayan kanun çıkmadan önce Goethe Üniversitesi bize bu tedavinin ne kadar süreceğini, maliyetinin ne miktarda olacağını ayrıntılı olarak göndermişti. Kanun çıkınca bu bilgileri SSK Genel Müdürlüğü'ne ve sorumlu daire başkanlıklarına ilettik; çünkü bizzat kendileri bilgileri bizden istedi. Gönderilen döküme göre ilk teşhis ve tedavinin devamı için 5 bin euro ödenecekti. İlik aranması için 15 bin ila 20 bin euro arasında bir rakam, ilik naklinde gerekli tedavi için 150 bin euro, yıllık kontroller için 5 bin euro, bizim kalmamız için de yaklaşık bir rakam veriyorlardı" diyen Köse, "Dolayısıyla SSK tedavi için harcanacak miktarı ve süreci iyi biliyordu. Buraya ilk olarak gelirken, 24 Ocak tarihinde bizi harcırahla gönderdiler ve 5 bin euro'luk ödeme yaptılar. Tabii bu 1 haftalık süre hiçbir zaman yeterli olmadı; çünkü 1 ay kaldık" dedi. Söz konusu zaman dilimi içinde kendilerinin de harcamada bulunduklarını, örneğin ilik nakli için gerekli olan 15 bin euro'yu kendi kaynaklarından temin ettiklerini belirten Köse, "Esin'in ilaçları için yaklaşık 5 bin euro harcadık. Bu para bize hala dönmedi; ama asıl önemli olay şu; 1 Nisan tarihinde Goethe Üniversitesi'nin bizi çağırma nedeni, Esin'e uygun kemik iliğinin bulunmasıydı" dedi.
Konuya ilgisiz kaldığını öne sürdüğü SSK yüzden hala birçok sorunla uğraştıklarını dile getiren Köse, "Goethe Üniversitesi daha önceki yazısında bildirdiği halde, AT-12 denilen ve Türkiye ile Almanya arasında imzalanan bir antlaşmayla ilgili olarak doldurulan belge, bize 2 aylık bir dönem için verildi. Oysa ki biz SSK'ya tedavinin ne kadar süreciğine dair buradan belge gönderdik" şeklinde konuştu. Verilen belgenin süresinin 10 gün sonra dolacağını ifade eden Köse, "Yetkililerden tek isteğimiz, gerekli uzatma başvurularının yapıldığı belgenin düzenlenerek hastaneye gönderilmesi; hatta mümkünse faks olarak gönderilmesi. Çünkü Almanlar, faksları da gerçek belge niteliğinde kabul ediyor" dedi. Bu konuda bir gelişme olmaması durumunda gerekli hukuk mücadelesini sonuna kadar sürdüreceklerini kaydeden Köse, "Sadece kurum bazında davalar açacağımızı zannetmesinler. Ben bu duruma gelinmesine neden olan ve burada Türk olarak utanmamıza sebebiyet veren kişilerle de tek tek uğraşacağım" diye konuştu. Türk vatandaşı olarak rencide edildiklerini ifade eden Köse, "Bu utancın altından kimler, nasıl kalkacak inanın bilemiyorum; ama bu iş sadece Türkiye ile sınırlı kalmayacak, uluslararası mahkemelere de taşınacak" dedi.