Henüz 20 yaşında İngilizce öğretmenliği öğrencisi olan Ecem Badik, belirtilerden şüphelenerek gittiği hastanede lösemi hastası olduğunu öğrendi. Aldığı haberin ardından hayatı tamamen değişen Ecem, bir anda okulundan, arkadaşlarından ve öğretmenlerinden uzak kaldı. Ecem, hayallerindeki mesleği yapabilmek, eğitimini tamamlayabilmek için kök hücre kemik iliği nakli ile tedavi olmayı bekliyor. Sağlığına kavuşması için uygulanacak tedavi ise, yalnızca kök hücre bağışçılarından gelen kan örnekleri ile Ecem'in kan örneğinin eşleşmesi sonucu gerçekleşebilecek. Milyonlarca bağışçı arasından doğru kişiyi bulma ihtimali ise hastalığın tedavisini mucizevi boyuta taşıyor. Ancak bağışçılar sayesinde mucizenin gerçekleşmesi düşünülenden daha kısa sürebiliyor.
Ecem Badik için oluşturulan '@ecemeumutol' isimli Twitter ve Instagram sosyal medya hesabında kök hücre bağışı için neler yapılması gerektiği anlatılıyor. Yalnızca Ecem'in değil, binlerce kişinin hayatının değişebileceğinin vurgulandığı paylaşımlarda "Kök hücre nakli ancak bağışçılardan alınabiliyor. Uygun eşleşme bazen 10 ay sonra, bazen 10 yıl sonra bulunuyor. Bazense hiç bulunamayabiliyor. Her bağışta bir insanın tedavi şansını yükseltiyorsunuz. İsim vermenize gerek yok. Kızılay Kan Merkezlerine başvurup sadece 3 tüp kan vererek kök hücre bağışçısı olabilir ve donör bekleyenlere bir umut olabilirsiniz" sözleri yer alıyor.
Kök hücre bağışçısı olmak için herhangi bir Kızılay Kan Merkezine giderek kök hücre bağışçısı olmak istendiğinin söylenmesi yetiyor. Kök hücre nakli için bağışçılardan kan örneği alınıyor. Yalnızca 2-3 dakika süren işlem sonrası Kızılay tarafından yapılan sorgulama ile kan örnekleri kontrol ediliyor. Uygun eşleşme olursa kişiler bilgilendiriliyor. Eşleşmenin gerçekleşmesi durumunda, bağışçıya, hastaya ve doktoruna bilgi veriliyor ve bağışçı, bir kişinin hayatının kurtulmasını sağlıyor.
Lösemi, toplumda kan kanseri olarak da bilinir. Kan üreten kök hücrelerinden birisinin, çeşitli etkenlerin bir araya gelmesiyle gelişirken bir basamakta duraklaması ve kontrolsüz olarak çoğalmaya başlamasıdır. Kan kanseri; öncelikle kemik iliğini, ardından da bütün organları ele geçirir. Lenfatik sistemi ve vücudun kan üretim sistemi olan kemik iliğini etkiler. Eğer tedavi edilmezse ilerleyen kötü huylu bir kanserdir.
Hastalık olgunlaşmış olan akyuvarların kontrolsüz olarak artışına bağlı meydana gelirse, kronik ve yavaş seyirli olur. Olgunlaşmamış haldeki akyuvarların kontrolsüz olarak artışına bağlı gelişenler ise akut, yani hızlı seyirlidir. Hızlı seyreden kan kanseri, genelde ani başlangıç gösterir. Özellikle 1-2 ay içinde klinik bulgular ve belirtiler gösterir. Bu sebeple kısa sürede hastalık tanısı konulmalı ve en kısa zamanda tedaviye başlanılmalıdır.
Tam anlamıyla sebebi bilinmese de, özellikle radyasyon gibi kimyasallara ve tarım ilaçlarına maruz kalmak bu riski artırır. Kan kanseri, amaca yönelik kullanımda olan akıllı ilaçlar ve hastaya özel olan kök hücre nakil yöntemlerinin sayesinde başarı ile tedavi edilebilir.