Kendisini ziyaret eden Fatih İlkokulu 2/A sınıfı öğrencilerini Başhekimlik binasında ağırlayan Altuntaş, minik konuklarıyla bir süre sohbet etti ve onlara ikramda bulundu. Lösemili Hastalar Derneği Yönetim Kurulu Başkanlığını da yürüten Altuntaş, löseminin ne olduğu hakkında öğrencileri bilgilendirerek bu hastalıktan nasıl korunulması gerektiğini anlattı.
Öğrencilere "abur cubur" tüketmemelerini, spor yapmalarını ve bilgisayar başında fazla zaman kaybetmemelerini öğütleyen Altuntaş, küçük konuklarından 18 yaşını geçtiklerinde de Türkiye Kök Hücre Koordinasyon Merkezine (TÜRKÖK) bağış yaparak kanser hastalarına destek olmalarını istedi.
Prof. Dr. Altuntaş, biriktirdikleri harçlıklarını Lösemili Hastalar Derneğine bağışlayan çocuklara, hikaye kitabı ve kırtasiye malzemesi hediye etti.
Prof. Dr. Fevzi Altuntaş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, öğrencilerin bu ziyaretini çok anlamlı bulduğunu söyledi.
Çocukların yarının geleceği olduğunu belirten Altuntaş, "İnşallah onlar daha şuurlu, bilinçli olacaklar. Onlar geleceğimiz. Bu, bizi duygulandırdı. Kendi harçlıklarıyla lösemili hastalara katkıda bulunmak istemişler. Bunlar güzel şeyler, bunların çoğalması lazım." dedi.
Altuntaş, lösemiyle mücadelede farkındalığın artırılması gerektiğine dikkati çekerek, bu hastalığın sebebi, bulguları, tedavisi ve korunmak için neler yapılması gerektiğinin anlatılmasının önemini vurguladı.
Löseminin önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalık olduğunun altını çizen Altuntaş, TÜRKÖK gibi kurumlara kök hücre bağışında bulunarak lösemili hastalara destek olunmasını istedi.
Altuntaş, Türkiye'de nitelikli sağlık hizmetlerine erişim problemi olmadığını ancak bu hizmetin kalitesinin ve sağlık okuryazarlığının artırılması gerektiğini belirterek, "Lösemi bulaşıcı bir hastalık değildir, lösemi hastalarını okulda da çevrede de izole etmeyelim. Ancak maskemizi takalım, lösemili hastaları korumak için." diye konuştu.
Öğrencilerden Yağız Kahraman da engelli ve hasta arkadaşlarına yardım etmeyi çok sevdiğini söyledi. Kahraman "Hasta arkadaşlarımıza yardım eder, onları iyileştirirsek oyun oynayabilirler. İyileşirlerse çok sevinirim." dedi.
Ecrin Buz da yardım etmeyi sevdiğini, bunun çok güzel bir duygu olduğunu ifade ederek, ileride TÜRKÖK'e bağış yapmak istediğini söyledi.
