Dünya Bankası'na göre Lübnan ekonomisi, 1850'lerden beri bir ülkenin yaşadığı en kötü ekonomik krizlerinden biriyle karşı karşıya.
İlk defa oy kullanacak olan 23 yaşındaki Beyrutlu aktivist Nathalie Abou Harb, "Pek çok insan sadece temel ihtiyaçlarını karşılamak için üç, dört ya da beş işte birden çalışıyor" diyor.
Asgari ücretin 800 bin Lübnan lirası olduğunu, buna karşın bir depo benzinin ise 500 bin Lübnan lirasına doldurulduğunu hatırlatan Nathalie, "Eğer yalnızca asgari ücret kazanıyorsanız, arabanızın benzinin iki kere tam olarak dolduramazsınız" şeklinde konuşuyor.
Koronavirüs pandemisinden önce bile ülkenin ekonomisi bir çöküşe doğru gidiyordu.
Uluslararası Para Fonu'nun (IMF) Ekim 2019'daki açıklamasına göre nüfusun yaklaşık üçte biri yoksulluk sınırı altında yaşıyordu, işsizlik neredeyse yüzde 25'ti ve ülke düşük büyüme ile yükselen enflasyonla başa çıkmaya çalışıyordu.
Halk hükümetin günlük elektrik kesintileri, içme suyu kıtlığı, sınırlı sosyal sağlık hizmetleri, zayıf internet bağlantısı gibi en temel gereksinimleri sağlama konusunda bile eksik kalmasına karşı büyük bir öfke duyuyordu.
Ekim 2019'da hükümetin yakıt ve WhatsApp gibi servislerde vergi artırımına gitme planları, kötü yönetilen ekonomiye karşı toplu protestoları şiddetlendirdi.Bu protestolar hükümetin istifasıyla sonuçlandı. Ancak ülkenin en önde gelen gazetelerinden L'Orient-Le Jour'un da belirttiği üzere protestolar sadece "WhatsApp vergisiyle ilgili" değildi.
İnsanlar sürdürülebilir olmayan borç yönetimi ve ekonomik sorunlarda pratik çözümlerin üretilememesinden şikayetçiydi.
Pek çok kişi yıllardır ülkenin siyasi sahnesini ele geçiren, ülkenin problemlerindense kendi refahını düşünen yönetici elitleri suçluyordu.
Pandemi ise ekonomiye bir darbe daha vurdu. Turizmin yüzde 70'e yakın azalması en büyük etkenlerdendi.
Ekonomi 2021'de tekrar açıldığında, para birimindeki değer kaybı gıda, yakıt ve ilaç ithalatında daha yüksek fiyatlar ödenmesine yol açtı. Enflasyon arttı, kıtlıklar yaşandı.
Benzin ve tüp istasyonlarında, hatta fırınlarda uzun kuyruklar oluşmaya başladı. Elektrik kesintileri ve artan fiyatlar ekmek üretimini de azaltmıştı.
Nathalie bugün temel ihtiyaç maddelerine ya ulaşılamadığını ya da çok pahalıya mal olduğunu söylüyor.
"Fakir insanlar hala değerini oldukça kaybeden Lübnan lirasıyla ücret alırken zenginler dolarla ödeme alıyor ya da dışarıdan dolar alıyorlar. Artık orta sınıf kalmadı."
4 Ağustos 2020'de, Beyrut Limanı'nda depolanan amonyum nitratın patlaması sonucunda en az 218 kişi hayatını kaybetti ve 7 binden fazla kişi yaralandı. Yaklaşık 300 bin kişi de evsiz kaldı.
Halk, yaşananlarda hükümetin "ihmali olduğunu" söylüyor ve siyasileri "yolsuzluk yapmakla" suçluyor.
Bu krizlerin sonuçları ekonomiyi alt üst etti. Ülke içinde ve dışında siyasi değişim çağrıları yükselmeye başladı.
Nathalie, "Hükümette ve ülke yönetiminde 50 yıldan fazladır aynı siyasi partiler var. Onların kendilerini kanıtlama şansı oldu. Başarısız olduklarını kabul etmeleri gerekir" diyor.
Uzmanlara göre Lübnan siyasetinin bir problemi de, devam ettirdiği konfesyonizm sistemi. Bu demek oluyor ki, ülkedeki farklı dini toplulukların temsili için parlamentoda demografik yoğunluğa göre koltuk sayısı belirleniyor.
Lübnan'da resmi olarak Müslüman, Hıristiyan, Dürzî ve Yahudiler olmak üzere 18 dini topluluk var. Parlamentodaki 128 sandalye, Hıristiyan ve Dürzilerin dahil olduğu Müslümanlar arasında eşit olarak paylaştırılıyor.
Muhalefet grubu Liqaa Tishreen'den Ghia Assaad, yeni partilerin "ilk defa parlamentoya girmek için konfesyonel olmayan bir hareket istediklerini" söylüyor.
Nathalie de yeni grupların ve partilerin artık bu şekilde bir paylaşım olmasını istemediğini belirtiyor.
225 binden fazla kişi yurt dışında oy kullanmak için kaydoldu. Bu sayı 2018'dekinin üç katı.
Bu seçimlerde genç seçmenlerin oyları çok önemli. Nathalie diyor ki "Gençler fark etti ki onların aileleri, büyük anne ve babaları doğru siyasi seçimleri yapamadı".
"Onlar intikam almak istiyor: Beyrut patlamasından sorumlu tutulan, ülkeyi ekonomik olarak batıran, bizi gaz istasyonlarında, marketlerde ve fırınlardaki uzun kuyruklarda beklemeye itenlerden intikam almak.
"Biliyoruz ki bu seçimde tüm temsilcileri değiştiremeyeceğiz. Belki de parlamentodaki 10'dan fazla kişiyi değiştiremeyeceğiz. Ama süreç bir şeyleri şimdi değiştirmekle ilgili değil. İnsanlar büyük resme bakıyor, kendi ve çocuklarının geleceğini düşünüyor."