BEYRUT (İHA) - Türk askerinin Birleşmiş Milletler (BM) Barış Gücü veya NATO şemsiyesinde Lübnan'da görev yapması tartışılırken, Türk askerinin Lübnan'da görev yapmasının riskleri ve dezavantajları bulunduğu bildirildi.
Lübnan halkı, Türk askerinin ülkeye gelmesine sıcak bakarken, BM Lübnan eski Sözcüsü ve Beyrut Amerikan Üniversitesi Öğretim Görevlisi Timur Göksel, "Türk askeri, buraya gelmeden önce Hizbullah da dahil olmak üzere buradaki yerel kaynaklarla kontak kurulmalı. Yoksa riskler artar. Türk askeri, buraya gelmeden önce görev tanımı ve pozisyonunu iyi öğrenmeli" dedi.
Türkiye'nin Lübnan'da işgalci pozisyonuna düşmemeye dikkat etmesi gerektiğini söyleyen Göksel, "Bölgede Osmanlı Devleti zamanında yaşanan ayaklanmalar var. 18. yüzyılda yaşanan ayaklanmalardan sonra bugün Lübnan'a Türk ordusunun gelmesi, eski handikapların ortaya çıkması ve bölge halklarının antipatisinin canlanmasına sebep olabilir. Tarihi iyi okumalı ve ders alarak buraya gelinmeli. Yerel tüm kaynaklardan güvenceler alınmalı. Kesin olarak buraya gelirken her şey gözden geçirilmeli. Türk ordusu bölgeye Hizbullah ile çatışacak bir güç halinde sokulmamalı" diye konuştu.
Türk ordusunun Lübnan'a gelmesi durumunda genellikle Şiiler'in yaşadığı güney hattında görev yapacak. Bölgeyi Beyrut'a bağlayan ana yollar üzerinde Sünni kenti Sayda bulunuyor. Aradaki dağlık bölgeler ise Dürzilerin kontrolünde. Doğu bölgelerinde genellikle Hıristiyanlar'ın yaşadığı ülke, her ne kadar etkin bir şekilde dini inanca göre bölgelere ayrılsa da her şehirde her etnik ve dini gruptan insan bulmak mümkün.
Ülkede, dini ve etnik gruplar zaman zaman birbirleriyle ittifak yapabiliyor. İsrail saldırılarının başlamasının ardından Hıristiyan Michel Oun grubu Hizbullah'a destek verirken, Samir Caca grubu, hala temkinli. Dürziler, savaşa taraf olmamaya çalışırken, İsrail'in yoğun saldırıları sonucunda Hizbullah'a yaklaşma eğilimi taşıyorlar. Sünniler ise, bir yandan Şiiler ile sorun yaşamanın diğer taraftan da İsrail'e destek olmama zorunluluğunun çelişkisini yaşıyor. Lübnan'da hatırı sayılır ölçüde nüfusa sahip Ermeniler hiç bir tarafta yer almıyor. Lübnanlılar, tüm etnik ayrılıklara rağmen İsrail saldırılarına karşı Lübnanlı kimliğinin verdiği güçle direnişi savunurken, diğer yandan da ülkede istikrarı sağlayacak her türlü organizasyona destek sağlayacaklarını söylüyor. Bu çerçevede halk, Türk askerinin Lübnan'da görev yapmasında sıcak bakıyor. Lübnanlı Ebu Hasan, "Gelirlerse hoş gelirler safa gelirler. Türk askerinin gelmesi istikrarı sağlar; ama Lübnan'da hiç bir zaman istikrar olmadı" şeklinde konuştu.
Mona Hayifavi isimli kadın ise, "Türk askerinin gelmesinin bölgeye barışı getirebileceğine inanıyorum. Türk askeri bölgeyi tanıyor ve burada bulunması caydırıcı olacak" ifadelerini kullandı. Diğer bir Lübnan'lı Muhammed Yousef de Türk askerinin veya BM Barış Gücü'nün Lübnan'a gelmesinin sorunları bitiremese de savaşın sona ermesine yardımcı olacağına inandığını ifade etti.