Bazı üyelerinin Türkiye, İran, Malezya ve Dubai'de bulunduğu belirtilen, liderleri Sourena Youshizade'nin de İran'da tutuklu olduğu dolandırıcılık şebekesi hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunuldu. 5 üyesinin Interpol tarafından arandığı şebekenin, mağdurları lüks yaşam vaadiyle inandırdığı öne sürüldü. Şebekenin lüks partiler, pahalı saat ve hediyeler, lüks restoranlarda yemekler ile mağdurları kendilerine çekmek amacıyla kandırdıkları iddia edildi. Şebekenin, İran'da 2 bin Türkiye'den ise 400'ü aşkın kişiyi 1 milyar dolar dolandırdığı öne sürüldü. Şebekenin ayrıca sürekli isimleri değiştirilen şirketler ile kripto parayı da dolandırıcılıkta kullandıkları belirtildi. Mağdurlar, 30- 35 bin dolarlarını kaybettiklerini, 2 yıldır muhatap bulamadıklarını söylediler.
Konuya ilişkin avukat Maşallah Maral, "İran merkezli bir örgüt ve İran'da yapılan yargılamalar sonucunda 2 bini aşkın mağdur olduğu belirlendi. Türkiye'de 400'ü aşkın mağdur sayısına ulaştık. Lüks yaşam vaadiyle insanları kandırıyorlar ve sanal bir ortamda para elde edeceklerini ve yatırım yapacaklarını söylüyorlar. Mağdurlar lüks ve şatafatlı hayatı gördükten sonra bunlara inanıyorlar. Güven tesis ediliyor ve ağlarına mağdurları almış oluyorlar" dedi.
Mağdurların 2 yılı aşkın süredir ödeme alamadıklarını belirten avukat Maral şöyle konuştu:
"Mağdurlar bir kısım yatırımlar yapıyor ve bu yatırımlardan kendi şirket bünyesi içerisinde kısmı dönüşümler yapılıyor. İlerleyen aşamalarda, 2 yılı aşkın süredir mağdurlara herhangi bir ödeme yapılmamakta. Mağdurlar, şirket içerisinde faaliyet gösterdikten sonra paralarını aslında alamamaktadırlar. Kendi koydukları paralarının bir kısmı iade ediliyor. Mağdurlara yüzde 10'luk bir kar payı vadediliyor. Fakat mağdurların elde ettikleri oran yüzde 1'i bile karşılamamaktadır. Kendi paralarının bir kısmı kendilerine verilmemektedir. Kardan elde ettikleri bir para yok. Ortalama 1 milyar doları aşkın bir paranın vurguna konu olduğu söyleniyor."
Söz konusu şirketin bir merkezi olmadığını hatırlatan Maral, "Bir kişi ile diyalog kurduktan sonra ikinci bir kişiye ulaşamıyorsunuz. Bir gördüğünüzü bir daha görememektesiniz. Mağdurların yapmış oldukları şikayetlerden sonra yapılan yargılamalarda Interpol'ün aramasına takılan 5 şahıs var. Bu şahısların birkaçı Türkiye'de. Burada yapılacak yargılama ile soruşturmanın genişletilmesi ve bunların yakalanması yapıldıktan sonra mağdurlarında mağduriyeti giderilecektir" dedi.
Her şeyin sanal ortamdan yürüdüğünü belirten Maral, "Şirket sürekli isim değiştiriyor. Bu da dolandırıcıların sık başvurmuş olduğu bir yoldur. Mağdurların sanal ortamda tanıştıkları kişilere kesinlikle inanmamaları gerekmektedir. İnsanlarımız ne yazık ki sosyal medyadan tanıştıklarına çok kolay güvenmektedir. Bir an önce kazançlarını yükseltmek için bunlara inanmaktadırlar. Bunlara inanmamaları gerekmektedir. Şirketin merkezine gitmeleri, gerçekten böyle bir sistem varsa bunu teyit ettikten sonra yatırım yapabilirler. Aksi takdirde mağduriyetler artacaktır" ifadelerini kullandı.
2019 yılında işlettiği restorana İranlı şebekenin geldiğini ve tanışmalarının bu şekilde başladığını anlatan mağdurlardan Nuh Baranoğlu, "Lüks giyimli ve altlarında son model arabalar bulunuyorlardı. Restorana bir iki defa gidip geldiler, çok güzel para harcıyorlar,çok güzel bahşişler veriyorlar. Bunlarla samimiyet kurduk. Kendilerine ne iş yaptıklarını sordum. Sanal para ile uğraştıklarını söylediler ve size de para kazandırırız dediler. İlk başlarda yüzde 10 kazanacağımızı söylediler. Bin dolar verdim ve yüzde 10'unu en başta geri aldım. Bunlar o güveni bize verdiler. Biz de bu güveni görünce paranın fiyatı yükseldi. Çevremdeki insanlara da vesile olmuş oldum. Bir anda kayboldular. 30 bin dolar verdim. Bu paraları alamadık. Mağduruz, restoranımı bunlar yüzünden kapatmak zorunda kaldım. İnşallah devlet yetkilileri mağduriyetimizi giderirler. Şebeke bunlar, çok büyük paralar konuşuluyor. Herkes şikayetçi oluyor. Bu insanlar yakalansın. Lüks partilere biz hiç katılmadık. Onlar bizim paralarımızla lüks partiler veriyorlar" diye konuştu.
Mağdurlardan Farshid Fazli ise, "2019'da bize bir dijital para sitesinden bahsettiler. 'Bir token var, bu yükselecek ve para kazanacaksın' dediler. Biraz korktuk en başta girmedik. Sonra devam ettiler, şov yaptılar. Lüks arabalar gösterdiler, saatler, yemekler, zengin hayatı gösterdiler. 'Siz de böyle olacaksınız' dediler. 1-2 yıl sonra bu kadar para kazandık yavaş yavaş başlayın dediler. 1000 dolar verdikten sonra 'Biraz daha yükseltin, daha fazla kazanın' dediler. Böyle böyle ben ve kardeşim 35 bin dolar para yatırdık. Maalesef kaybettik. Şimdi tek güvendiğimiz devletimiz. Bunlar inşallah en kısa zamanda yakalanır. Ofislerinin önüne gittik, partilerin önüne gittik. 'Siz o levele çıkamadınız, giriş yapamazsınız, büyük insanlar orada' dediler. Bütün telefonda online konuşuyorlardı, biz de izliyorduk" ifadelerini kullandı.
Zahid Fazli da, "Bunlar İran vatandaşı, büyük bir şebekeler. Bize bir telefon geldi burada buluştuk. Bir iki kere misafirimiz oldular. Gelecekle ilgili güzel şeyler anlattılar. Teknelerde, lüks arabalarda gezeceksiniz, sizin geleceğiniz böyle olacak dediler. Hepsi lüks arabalarla geliyordu aldatmak için. Yapacaklarını yaptılar, bizim paralarımız gitti. 35 bin dolar kaybettik, şu an hiçbirinden ses yok. Aradık, mesaj yazdık. Mesajlara cevap verdiler, bekleyin dediler. Sonra kestiler. Biz en başta da hiç para almadık. Temasa da geçemedik, kandırdılar bizi. Paramız geri döner diye ümit ediyoruz. Bizim tanıdık arkadaşlarımız var, onlara da biz söyledik ve mahçup olduk" dedi. (DHA)