Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş, Suriyelilerle ilgili yaptığı açıklamalarla gündem olmaya devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde Suriyelilerin nüfus artış hızlarıyla ilgili "12 yıl sonra belediye başkanının Suriyeli olması hiçbirimizin hoşuna gitmez" ifadeleriyle dikkat çeken yaratan Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Savaş,şimdi de "Biz onlardan 35-40 yıl ilerideyiz. Öyle olunca beklentiler, hayat tarzı, eğitim, sosyal anlayış, farklı kültürlerden geldikleri için anlaşmak zor oluyor. Onlar da gettolaşıyor, zaten kaynaşılmıyor" diye konuştu.
Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş, geçtiğimizde Suriyelilerle ilgili yapmış olduğu bir açıklamada "Hatay'daki doğumların yüzde 75'ini Suriyeli kadınlar yapıyor. Yeni doğan her 4 çocuktan 3'ü Suriyeli. Savaş psikolojisi hormonları bozmuş. 11 ayda doğum yapan, 6 yılda 6 çocuk yapan Suriyeli kadınlar var. Çoğunun 3-4 eşi var ve hepsi de çok çocuk yapıyor. Demografik yapı bizim aleyhimize gelişiyor. 12 yıl sonra belediye başkanının Suriyeli olması hiçbirimizin hoşuna gitmez" ifadelerini kullanmıştı. Bu sözler tartışma yaratmıştı. Hatta Valilik, avukat aracılığıyla Hatay başsavcılığına suç duyurusu dilekçesini iletmişti.
Habertürkte yayınlanan Fatih Altaylı'nın sunduğu Teke Tek programına katılan Lütfü Savaş, tartışma yaratan sözlerinin gerekçelerini anlattı.
Savaş'ın açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:
"Elimde 1 yıl önce veriler var. Son seçimde 13 bin Suriyeli oy kullandı. 2019 seçimlerinde. 2020 verilerinde oy kullanacak insan sayısı 18 bine çıkmış. Son verilere göre Yayladağ'da üçte bir Suriyeli oy kullanacağını söyledi. Suriyeliler bazı yerleşim yerlerinde isterlerse muhtarlığı kazanabilirler. Son seçimde Reyhanlı'da vatandaş olup seçime girseler rahat rahat kazanırlar. Mesele o değil, bundan sonra insanların gelecek adına plan program yapabilmesi için önünü görebilmesi lazım. Sosyolojik, psikolojik sıkıntıların bertaraf edilmesi lazım. Bunu belediye başkanı yapamaz. Hükümetle işbirliğinde yapmak lazım. Biz bizim insanımıza nasıl destek veriyorsak, onlara da destek veriyoruz. Günde 800 ton daha fazla çöp oluyor. Yeni arıtma tesisi projelendiriyoruz. İçme suyu Kırıkhan, Antakya'da değiştirdik. Trafikte beraberiz. Bunların hepsini biz çözüyoruz.
Bizim insanımızın istihkakı ile Suriyeli kardeşlerimizin ihtiyacına bakıyoruz. Biz Osmanlı'da tebaaydık orada sıkıntı yok. Biz onlardan 35-40 yıl ilerideyiz. Öyle olunca beklentiler, hayat tarzı, eğitim, sosyal anlayış, farklı kültürlerden geldikleri için anlaşmak zor oluyor. Onlar da gettolaşıyor, zaten kaynaşılmıyor. Bizim sayın valimiz 'sayım yapıldı' dedi. Muhtarların bazıları 'bizim mahalleye Suriyeli kaydetmiyorlar' dedi. Nüfus ileriye doğru gidiyor. Nüfusun artış şekli çok önemli. Nüfus artarken bir, iki, üç diye artmıyor, dramatik artıyor. Doğurganlık hızıyla artıyor. İdlib'ten dedikleri gibi 3 milyon göçmen gelirse işimiz çok zor. Yazın su yetiştiremiyoruz. Belediye başkanlarının kâbusu bu iş. Ben günde 20 kez hava durumuna bakıyorum. Allah'tan bu sene yağmur iyi.
Sosyo kültürel ve ekonomik yapısı en düşük olanlar bizde, Kilis, Gaziantep'de. Bizden iyileri İstanbul'da, İzmir'de bulunuyor. İletişimde de sıkıntı yaşıyorsunuz. Bunu çözmek, sorunları derinleştirmekten daha iyidir. Bizde bütün çocuklar okuyor. Herkes çocuğunu okuttuğu için bilgisayar ve masa istiyor. Çoğu işsiz kalıyor. Biz milli eğitim politikalarını geliştirmemiz lazım. 50 yıllık plan yapmak lazım. Şimdi her kişi devletten üç aşağı, beş yukarı yarım, çeyrek, bir maaş para alıyor. Engelli, yaşlı, hasta, bakıcı parası alıyor. Böyle olunca çalışan insan sayısı azalıyor. O ufak parayla yetiniyor. Genç de olsa kahvehaneye gidiyor. Bizim çalışmanın bir ibadet olduğunu anlatmamız lazım. Bu açığı Suriyeliler kapatıyor ama yarın onlara da yetmeyecek. Onlardan doğan çocuklar da işsiz kalacaklar. Tarım, ticaret, iş hayatında çalışacak insanları tasnif edip ona göre davranmamız lazım."