YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Lütuf değil hakkımızı istiyoruz

Ayrımsız bir şekilde herkese kadrolu güvenceli iş AKP hükümetinin kamuoyunda tüm sözleşmelerinin kadroya

Lütuf değil hakkımızı istiyoruz

Ayrımsız bir şekilde herkese kadrolu güvenceli iş AKP hükümetinin kamuoyunda tüm sözleşmelerinin kadroya alınacağı yönünde beklenti yaratan açıklamalara ilişkin düzenleme 4 Haziran 2011 Cumartesi günü resmi gazetede yayınlanmıştır. 632 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile yapılan bu düzenlemeye göre, kamuda 657-4/B statüsünde ve 4924 sayılı kanun uyarınca sözleşmeli personel pozisyonunda çalışanların kadroya alınacağı belirtilmektedir.

İlgili düzenleme yerel yönetimlerde çalışan sözleşmeli kamu emekçilerinin kapsayıp kapsamadığına ilişkin tartışma ise devam etmektedir. Başbakan Tayyip Erdoğan, katıldığı bir televizyon programında yerel yönetimlerde çalışan sözleşmeli personelin ilgili KHK kapsamına dâhil edilmediğini, dolayısıyla bunlara uygulanmayacağını söylemesi tartışmaya ayrı bir boyut getirmiştir.

Her ne kadar yerel yönetimlerde çalışan sözleşmeli personeller belediyelerde 5393 sayılı yasa, il özel idarelerinde ise 5302 sayılı yasa çerçevesinde istihdam edilse bile; asıl olarak 657 sayılı yasanın 4-B maddesi çerçevesinde çalıştırılmakta, buna uygun olarak sözleşmeleri yenilenmekte yani genel olarak 4-B’li çalışanlardan bir farkları bulunmamaktadır. Buna ilişkin birçok yargı kararı ve idari düzenleme olmasına rağmen yerel yönetimlerde çalışan sözleşmelileri 4/B’li çalışanlardan farklı değerlendirmek ve ilgili düzenleme kapsamına dâhil edilmemesi açıkça bir ayrımcılık olup, Anayasaya, uluslararası sözleşmelere ve en temel insan haklarına aykırıdır.

Yine bu kapsamda Başbakan’ın “yerel yönetimlerde sözleşmeli personelin diğer kamu kurumlarında çalışan sözleşmelilerin yaşadığı sorunları yaşamıyor demesi gerçeklerin açıkça inkâr edilmesidir.

Yerel yönetimlerde sözleşmeli statüde çalışan kamu çalışanları başta güvencesiz çalışma olmak üzere sosyal ve özlük hakları bakımından aynı diğer kamu kurumlarında çalışan sözleşmeliler gibi birçok sorun yaşamakta ve bu sorunları sürekli dile getirmektedir. Bu kapsamda Sendikamız her platformda konuyu gündeme taşımış, yapılan bütün görüşmelerde herkese güvenceli ve kadrolu iş talebimizi yinelemiştir.

Bütün bunlar kamuoyu tarafından bilinmekte iken Başbakan’ın çıkıp da “kimsenin buna yönelik bir talebi olmadı” demesi başbakanın işine geldiğini duyan işine geldiğini duymayan yönetim anlayışının açık bir örneğidir.

AKP’nin seçim öncesi sanki bir lütufmuş gibi sunduğu sözleşmelilerin kadroya alınmasına yönelik bu KHK düzenlemesi asıl olarak kamu emekçilerinin yıllardır sürdürdüğü mücadelenin zorlaması nedeniyledir.

Konfederasyonumuz ve üye sendikalar olarak yıllardır her platformda ayrımsız olarak herkese kadrolu ve güvenceli iş hakkı için mücadele etmekteyiz. Buna karşın AKP iktidarı ise gerek hükümet programlarında gerekse yasal düzenlemeleriyle kamu da güvencesiz çalışma biçiminin artırılmasına çalışmış; bu kapsamda uygulamalar hayata geçirmiştir.

2002 yılından bu yana kamuda kadrolu ve güvenceli çalışanların sayısı neredeyse yerinde sayarken, sözleşmeli statüde çalışan sayısı ise yüzde yüze yakın bir oranında artmıştır.

Yerel yönetimlerde ise sadece 2010 yılından bu yana yaşanan değişim %30’lar üzerindedir. 2011 yılı Mart verilerine göre yerel yönetimlerde sözleşmeli olarak çalışan sayısı 16.311’dir.

AKP’nin seçimlerin hemen öncesinde, kendi yarattığı bu sorunun sadece bir kısmına çözüm üreterek, sanki sorunun çözümünden yana bir yaklaşım görüntüsü vermeye çalışması emekçileri kandırmaya yönelik geçici bir seçim yatırımı olup, bunu sanki bir lütuf gibi sunması ise tekçi ve otoriter devlet anlayışının bir kanıtıdır.

Çünkü yayınlanan KHK ile sadece kamuda sözleşmeli statüde çalışan personelin bir kısmının kadroya alınacağı düzenlenmiştir. Sözleşmeli personel istihdamına yönelik yasal ve idari düzenlemelerde her hangi bir değişiklik yapılamamış yani kamuda sözleşmeli personel çalıştırılması uygulamasına son verilmemiştir.

AKP iktidarının zaten bizim olan haklarımızı önce gasp edip sonrada sanki lütuf bahşediyormuş gibi sunması kendisini padişah, çalışanları ve halkı tebaası olarak gören Osmanlı devlet anlayışından başka bir şey değildir.

AKP iktidarı sözleşmeli kamu emekçilerinin kadroya alınmasını sadece geçici bir seçim yatırımı olarak kullanmıyorsa; başta yerel yönetim emekçilerinin maruz kaldığı bu ayrımcılığa bir son vermeli, hangi yasal ve idari düzenlemeye tabi olursa olsun kamuda güvencesiz çalışan bütün emekçilerin derhal kadroya alınmasını sağlayarak, kamuda güvencesiz çalışmaya olanak veren bütün yasal ve idari düzenlemeleri iptal etmelidir.

Böylesi bir ayrımcılığı kabul etmeyen kamu emekçileri olarak, kim ne derse desin, ilgili düzenlemenin yerel yönetimlerde sözleşmeli olarak çalışan binlerce kamu emekçisini de kapsadığına inanıyor ve şimdi buradan Başbakanlığa göndereceğimiz fax metinleriyle bunun uygulanmasına yönelik yetkilileri göreve çağırıyoruz.

“Bize böyle bir talep gelmedi” diyen Başbakan, üyelerimizin bireysel başvurularını ve örgütümüzün ülke çapındaki bu kolektif çağrılarını artık duymazdan gelmekten vazgeçmeli ve yerel yönetim emekçilerinin mahkûm edilmek istendiği bu ayrımcılığa bir an önce son vererek, yerel yönetimlerde dâhil olmak üzere 4/B, 4/C, taşeron vb. değişik statüler üzerinden kamuda güvencesiz bir şekilde çalışmaya mahkûm edilen on binlerce çalışanın hepsinin kadroya alınması için gerekeni yapmalıdır.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler