Diyarbakır’ın Ergani İlçesi’ne bağlı Canveren Köyü’nde, yeşil kartlı ve işsiz olan herkese aylık 200’er TL maaş bağlanacağını öne sürülen, kimlik fotokopileri ve noter tasdikli vekaletnameleri alınan 96 kişi adına sahte çiftçi kayıt belgeleri düzenlenerek, 1 milyon 400 bin lira çiftçi destekleme primi alındığı ortaya çıktı. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, 96 kişiden bu parayı tahsil etmek isteyince, dolandırıldıklarını anlayan köylüler, ne yapacağını şaşırdı.
Diyarbakır’ın Ergani İlçesi’ne 20 kilometre uzaklıkta bulunan, 120 haneli, 600 nüfuslu Canveren Köyü’nde oturan 96 kişi adına, 2009 yılında çıkarılan sahte çiftçi kayıt belgeleriyle 2001 yılında 1 milyon 400 bin liralık, çiftçi destekleme primi alındığı ortaya çıktı. Bakanlık müfettişlerinin yaptığı araştırma sonunda 96 kişi adına düzenlenen çiftçi kayıt belgelerinin sahte olduğunun tespit edildi. Bakanlık, söz konusu kişilere yazı göndererek parayı isteyince köylüler, dolandırıldıklarını anladı. Köylüler haklarını aramak için savcılığa başvurduklarını belirten köylüler, savcılıktaki yetkililerin toplu dolandırıcılık davası olduğu bu nedenle genel bir soruşturmanın başlatıldığını, dolandırıcılar hakkında başlatılan yasal işlemlerin ise devam ettiğini aktararak, şikayet dilekçeleri kabul edilmediğini iddia etti.
DOLANDIRILANLAR ARASINDA ÜNİVERSİTELİ DE VAR
Evli ve 3 çocuk babası, 34 yaşındaki Hacı Polat, Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi İşletme Bölümü öğrencisi olduğunu belirterek, şöyle dedi: "Vali Hüseyin Avni Mutlu döneminde fakir ailelere aylık 200’er lira yardım dağıtılıyordu. 2009’da köye gelen kişiler, yine aynı o dönemdeki gibi yardım verileceğini söyleyip özellikle yeşil kartlı, ev, arsa ve arabası olmayan vatandaşlardan kimlik fotokopileri aldı. 2 gün sonra köye, Diyarbakır 5’inci Noter görevlisi Erkut Önen ile Cemal Kaya, Mustafa Kaya ve Remzi Akçan, köylülere kağıt imzalattı. Ancak daha sonra, 2 gün önce okuduğumuz kağıt ile gece imzaladığımız kağıtların farklı olduğunu farkettik. Sadece köyümüzde 96 kişiyi bu şekilde kandırarak vekalet almışlar. Vekalette kredi çekme, hesap açma ve hesaptan para çekme gibi hakları vardı. Sahte çiftçi kayıt belgesi (ÇKS) çıkartıp vekalet aldıkları köylülerin adına Siverek, Silvan, Bismil ve Mardin gibi yerlerden arazi kiralayıp, bizler adına 16 ila 20 bin lira destekleme primi almışlar. Bakanlık yaptığı araştırmada benim ve diğer kişilerin isimlerine kayıtlı tarla olmadığını tespit edince de bu parayı bizden istedi. Bu parayı verecek gücümüz yok. Sadece bu köylüler adına 1 milyon 400 bin lira para dolandırılmış."
"DEVLET DOLANDIRICILARI BİLİYOR, TANIYOR"
Köy Muhtarı 5 çocuk babası 80 yaşındaki Mehmet Mehdi Talay da, dolandırıcıların bilinen ve tanınan kişiler olduğunu öne sürerken, "Dolandırıcılar devlet çok iyi biliyor ve tanıyor. Biz devletten bu işin çözülmesini ve haklarımızın alınmasını istiyoruz" diye konuştu.
9 ÇOCUK ANNESİ KADINI 16 BİN LİRA DOLANDIRMIŞLAR
Adına 16 bin lira para çekilen, 9 çocuk annesi Fatma Polat ise, "Biz hakkımızı istiyoruz. Saf niyetimizle devlet adamları sandığımız kişilere güvendik. Ama bizi dolandırdılar. Başbakan Erdoğan’a sesleniyoruz, hakkımızı almak için gerekirse Ankara’ya kadar gideriz" diye tepki gösterdi.
2’Sİ ÖZÜRLÜ 5 ÇOCUĞU ADINA PRİM ALMIŞLAR
Türkçe bilmediği için Kürtçe konuşan 2’si özürlü 10 çocuk annesi Fadime Bircan, tercüman aracılığıyla, 2’si özürlü 10 çocuk annesi olduğunu anlatırken, "200 lira maaş bağlanacak’ dediler. Maddi durumumuz iyi değildi, 2’si özürlü olmak üzere 5 çocuğum adına para alınmış. Eşim at arabasıyla saman taşıyarak evimizin geçimini yapmaya çalışıyor. Ben zaten Türkçe bilmiyorum. O zaman bize dediler ki devlet yardım yapacak, biz de inandık, kimlik fotokopilerimizi verdik. Ama şimdi ne yapacağımızı bilmiyoruz" dedi.
OKUTULAN VE İMZALATILAN BELGELER FARKLIYMIŞ"
İmam Hatip Lisesi mezunu olduğunu kaydeden 34 yaşındaki Sedat Polat, köye gelen kişilerin kendisine okuttuğu kağıtla, köylülerin imzaladıklarının farklı olduğunu söyledi. Dolandırıcıların köye gündüz geldiklerini ifade eden Polat, "Belgeleri okutmak için gündüz geldiler. Okuduğumuz belgelerde herhangi bir olumsuzluk yoktu. 2 gün sonra köye akşam saatlerinde geldiler. Köylülerin zaten çoğu okuma yazma bilmiyor. Benimle birlikte okuma yazma bilenler de aynı diye belgeyi ikinci kez okuma gereği duymadık. Bu belgelerin farklı olabileceğini düşünmemiştik. Ben lise mezunuyum, cahil miyim böyle bir belgeyi imzalayayım. Bizi dolandırdılar, hakkımızı istiyoruz" dedi.
Canveren Köyü’nde 96 kişinin aynı yöntemle dolandırıldığı, çevredeki köylerde de benzer durumda yüzlerce kişi bulunduğunu, yapılan operasyonda gözaltına alınanların 9 ay tutuklu kaldıktan sonra serbest bırakıldığı ileri sürüldü.