Macaristan'ın Ankara Büyükelçisi Hovari:

Macaristan'ın Ankara Büyükelçisi Janos Hovari, "Türkiye'nin, Avrupa Birliği'ne katılımını çok istiyoruz. Biliyorsunuz Avrupa Birliği'ne girmek için şartlar var. Biz Macarlar, o seneye kadar her çalışma gününde mecliste yeni kanunlar kabul ettik, mevzuatlar düzenledik" dedi. Hovari, Erzurum'daki Palandöken Dağı'nda bir otelde, "haklarım ve kimliğim" temalı, "Avrupa Gençlik Forumu"nda yaptığı konuşmada, Avrupa Birliği hakkında kendisinin püf noktalarının, gençlerin istikbali için geleceği için her ülkede çok önemli olduğunu söyledi. Türkçe'yi ilk öğrendiğinde, uçakta Mustafa Kemal Atatürk'ün, 'İstikbal Göklerdedir' sözünü duyduğunu ifade eden Hovari, şunları kaydetti: "Bence istikbal gençlerdedir. Çünkü Türkiye çok genç bir ülke. Siz her yerde kitaplardan öğreniyorsunuz. Bence Avrupa Birliği'nin ne demek olduğunu bilmek gerek. Niçin bilmek? Çünkü Türkiye, AB'ye katılımı istiyorlar. Türkiye'nin mevzuatları değiştirmesi, Avrupa tarafına yapılmış şeyler. Çünkü Türkiye'de batılılık, batı tarafına dönme eski zamanda 18. yüzyılda başladı, 3. Selim zamanında ilk matbaa 18. yüzyılda açıldı. Modernleşme, güncelleşme bu matbaayla başladı. Bu matbaayı yapan İbrahim Müteferrika benim gibi Macardı." Tarihe çok meraklı olduğunun altını çizen Hovari, "Biliyorsunuz Türkiye'nin tarihi Osmanlı Dönemi'nden beri batıya dönmek. Batıdaki şeyleri takip etmek. Halk batıyı görüyor. Savaşlar, dünya savaşı ciddi bir trajedi. Niçin bunu söyledim? AB niçin kuruldu? Avrupa'daki akıllı siyasetçiler, 2. Dünya Savaşı'ndan sonra hem Fransa'da hem Almanya'da hem başka ülkelerde girişime başladılar. Dediler ki 'biz Avrupa'da savaş istemiyoruz'. Savaş, düşmanlık ve ordular arasında rekabet yerine başka bir düşünce geldi, dayanışma, işbirliği" diye konuştu. Hovari, "Avrupa Birliği'ne üye ülkelerinin hükümetleri arasında siyasetler, istişareler yapıyoruz. Tartışmalar var, kavgalar var ama bizim trendimiz iyi yönde, ileriye gidiyor. Bizim Avrupa Birliği'ndeki işbirliğimiz örnek. Ülkeler arasında işbirlik yapmak isterler. Bizim işbirliğimiz daha derin, daha önemli. Çünkü bizim işbirliğimiz, hükümetler arasındaki işbirliği değil. Hükümetler arasında çok alanda tabii işbirliği var. Ama egemenliğin bir parçası Brüksel'den beraber yürüyoruz, beraber çalışıyoruz. Çünkü egemenlik her ülkede temel bir şey" dedi. "Dünyada küresel rekabet var, yarışma var" diyen Hovari, bütün Avrupa ülkelerinde eşitlik olduğunu, yaşam standartlarının aynı olmasını hedeflerini belirtti. Ülkeler arasında dayanışma olduğunu ifade eden Hovari, "Avrupa Birliği'nde değerler var. İnsan hakları, demokrasi, kültür hayatı, eğitim birer değerdir. Avrupa Birliği'nde dünyada iyi eğitimler var, çok iyi üniversitelerimiz var. Türkiye'nin, Avrupa Birliği'ne katılımını çok istiyoruz. Biliyorsunuz Avrupa Birliği'ne girmek için şartlar var. Biz Macarlar, o seneye kadar her çalışma gününde mecliste yeni kanunlar kabul ettik, mevzuatlar düzenledik. Çok mevzuat değiştirildi, her zaman yeni yeni şeyler var. Biz de yeni öğrendik. Şaşıracak şeyler var. Çünkü bir düşünce Polonya'da başka, İsveç'te başka. Bundan dolayı nadir şeyleri kabul etmek gerekiyor. Biz kabul ettik" diye konuştu. - "Türkiye'nin üyeliği kazan kazandır" AB Türkiye Delegasyonu Birinci Müsteşarı Stefano Fantaroni de vergi veren kişilerin paralarından 6 milyar avrodan fazlasını, Türkiye'nin Avrupa Birliği standartları çerçevesinde modernleşmesi için ayırdıklarını ifade etti. 2013 yılında Avrupa Birliği'nde 60 binden fazla profesör, öğretmen ve öğrencinin çeşitli programlarla finanse edildiğini anlatan Fantaroni, şöyle devam etti: "Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının vizesiz dolaşmasını sağlayacak anlaşmayı Türkiye ile imzaladık. Tüm bunlar şunu gösteriyor, 'ilişkilerimiz sağlamdır ve Türkiye'nin üyeliği kazan kazandır. Avrupa Birliği, Türkiye'nin stratejik öneminin tamamen farkındadır. Çünkü birçok cephede birlikte çalışmaktayız. Ama diğer tüm aday ülkeler gibi Kopenhag kriterlerini uygulamak zorundadır. Yani güçlerin ayrılığı, hukukun üstünlüğünü tanımak ve ifade özgürlüğünü sağlamak gerekiyor" ifadelerini kullandı. Fantaroni, "İfade özgürlüğü, her demokratik toplumda temel bir haktır ve resmi merciler tarafından kesintiye uğratılmaksızın bilgi alma ve verme hakkını da kapsar. Vatandaşlar, haberleşme özgürlüğüne sahip olmalı, bunun yöntemini de özgürce seçebilmelidir. Tabii ki bu internet ve sosyal medyaya erişimi de kapsar" dedi.