Maden Ocaklarındaki Gizli Tehlike "radon Gazı"

METİN BOLAT - Yeraltı maden ocaklarındaki en önemli radyasyon kaynağı olarak görülen "radon gazı", renksiz, kokusuz, tatsız ve radyoaktif bir gaz olduğundan, rezervlerde yeterli havalandırma yapılmadığında akciğer kanseri riskini artırıyor. Renksiz, tatsız, kokusuz ve radyoaktif gaz olan radon, insan duyu organlarıyla tespit edilemiyor. Özel tekniklerle radon ölçümü gerçekleştirilebiliyor. Maden işçileri için mesleki risklerden belki de en önemlisi aldıkları radyasyon tozlarıdır. Radon gazı, maden ocaklarındaki en önemli radyasyon kaynağı olarak görülüyor. Bu gaz, yeterli havalandırma yapılmadığında etkisini daha da artıyor. Gazi Üniversitesi, Kimya Eğitimi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Uslu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Atom Enerjisi Kurumu'nda yaklaşık 5 yıl daire başkanlığını yaptığını söyledi. Uslu, yerin altından çıkan radyoaktif bir gaz olan radon gazının günümüzde çok fazla bilinmediğini belirtti. İbrahim Uslu, çok ciddi kanserojen etkileri bulunan radon gazının bugün dünyada en önemli kanser riski olarak görüldüğünü ifade etti. - Maden rezervleri iyi havalandırılmalı Hiç sigara içmeyen birinin de akciğer kanserine yakalanabildiğini dile getiren Prof. Dr. Uslu, bu düşüncenin de insanları "içen de içmeyen de bir" düşüncesi gibi yanlış bir algıya sevk edebildiğini anımsatarak, "Kanser vakalarının yüzde 25'i sigaradan kaynaklanıyorsa, büyük bir bölümü de radon gazından kaynaklanıyor. Maden işçilerinin de ciddi radon gazına maruz kalmaları söz konusu" dedi. Maden işçilerinin çalışma ortamlarının iyi havalandırılması gerektiği uyarısında bulunan Uslu, şunları kaydetti: "Günümüzde sağlık açısından büyük tehlike olarak insanların karşısına çıkan radon gazına maden işçilerinin maruz kalmaması için havalandırma oldukça önemlidir. İyi havalandırma, sadece işçilerin bol oksijenli ortamlarda çalışmaları için değil, radon gazı seviyesi düşürülmesi için yapılmalıdır. Yeterli havalandırma ve bol oksijenli ortamda çalışma, işçileri bu tür gazların zararlarından koruyor. Gerekirse bu tür ortamlar ekstra havalandırılmalıdır." Bu konuda halkın yeterli bilince ulaşması gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Uslu, üniversiteler ve medyanın bu konu üzerinde çalışma yaparak farkındalık oluşturulmasına önemli katkıda bulunabileceğini belirtti.