Deprem bölgesinde 7 gün boyunca görev yaparak enkazdan onlarca kişiyi kurtaran babası Bilal Karapınar'ın anlattıklarından etkilenen 28 yaşındaki Elif Yaşar Birol da depremzede çocukların yaralarının sarılmasına katkı sağlamak için harekete geçti.
Zonguldak Gökçebey Gençlik Merkezi gönüllüsü Birol, Kahramanmaraş'a gelerek Batıpark Çadır Kent'te çocuklara yönelik etkinlikler düzenliyor.
Elif Yaşar Birol, AA muhabirine, daha önce Malatya ve Elazığ depremlerinde bölgede gönüllü olarak görev aldığını belirterek, Kahramanmaraş'a da aynı şekilde geldiğini söyledi.
Birol, 23 yıllık madenci olan babasının depremlerin ardından İslahiye'ye gelerek arama kurtarma çalışmalarına katıldığını, ardından Zonguldak'a döndüğünü ifade ederek, "Babamın anlattıkları ve yaşanan durumlar, medyadan izlediklerimiz çok etkili oldu. Buradaki afetzede çocuklarımızla bir arada olma isteğimiz hayli artıyor. Çocuklarımızla birçok etkinlik yapıyoruz. İstediğimiz şey çocuklarımızın yüzünü güldürebilmek. Yaşadıkları afet durumunu bir an olsun içlerinden atabilmek, hafızalarından silmek istiyoruz." diye konuştu.
Çalışmaları kapsamında ailelere de moral desteği verdiklerini belirten Birol, şunları kaydetti:
"Devletimizin etkisi ve desteği burada çok büyük. Biz de burada devletimizin ve milletimizin yanındayız. Zonguldak olarak madenci şehri olduğumuz için birçok yakınımız madenci. Onların anlattıkları da bizim içimize dokundu, burada olma isteği oluştu."
Birol, madencilerin deprem bölgesinde "kömür için değil, ömür için" çalıştıklarını söylediklerine değinerek, kendilerinin de o ömrü devam ettirmek için burada çalıştıklarını, çocukların yüzünden gülümsemeyi eksik etmemek istediklerini sözlerine ekledi.
"KIZIM DA BEN DE AYNI NİYETLE GİTTİK"
Türkiye Taşkömürü Kurumu Kozlu Müessese Müdürlüğünde çalışan 23 yıllık maden işçisi, 5 çocuk babası 51 yaşındaki Bilal Karapınar, insanlara umut olmak için gönüllü olarak Gaziantep'in İslahiye ilçesindeki arama kurtarma çalışmalarına katıldıklarını söyledi.
Madenciliğin zor bir meslek olduğuna işaret eden Karapınar, "Deprem bölgesinde yaptıklarımızın fazlasını yer altında yapıyoruz. Biz de işe gidene 'Hayırlı işler.', işten çıkana 'Geçmiş olsun.' denir. Yer altında çalışmak herkesin harcı değil. Deprem bölgesinde yaptıklarımız bizi yormaz." dedi.
Karapınar, bir canı kurtarmanın çok güzel bir duygu olduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kızımla telefonda görüşüyorduk. Ben ona anlatıyordum, o da bana 'Dikkat et.' diyordu. 'Dikkat edilecek bir şey yok. Biz bunun yüz katıyla, bin katıyla yer altında uğraşıyoruz, sıkıntı değil.' diyordum. Sonra ben geldim, o gitti gönüllü olarak. Bana 'Baba sen görevi tamamladın, şimdi ben gidiyorum.' dedi. 'Kızım senin de bir katkın olsun, sen de bir yaraya merhem ol, sen de bir vatandaşa faydalı ol.' dedim. Kızım da ben de aynı niyetle gittik, değişen bir şey yok. Madende yıllarca çalışıp emek vermişim, bir çocuk yetiştirmişim, üniversite okutmuşum ve orada birilerine faydalı oluyor. Zaten çocuklarımızı biz bu amaçla büyütüyoruz. Oku, büyü, devlete, millete bir faydan olsun. 'Allah razı olsun, bana bir iyiliğin dokundu.' sözünü duyabilmek ne güzel şey."
Deprem bölgesindeki çocukların yaşadığı travmayı atlatmasının kolay olmadığına dikkati çeken Karapınar, bu sürecin atlatılması için kızının elinden gelenin en iyisini yapmaya çalıştığını sözlerine ekledi.