Sivas davası sanığı Karataş hakkındaki dava, kaçak yaşadığı Belçika kanunlarına göre 2008’de zaman aşımına girdi. Ama Adalet Bakanlığı bunu beş yıl sonra hatırladı. Karataş’ın iadesi artık mümkün değil
Sivas Madımak Oteli’nde, 2 Temmuz 1993’te, 37 insanın yakılarak öldürülmesinin üzerinden 20 yıl geçti. Olay sonrası açılan davada ise yine yeni bir skandala imza atıldı. Uzun süre ‘bulunamadıkları’ gerekçesiyle dosyaları ana davadan ayrılan 3 sanığın yargılandığı davada zamanaşımı yanlış hesaplanınca mahkeme katliamın ardından yakalanan ancak 1994’te serbest bırakıldıktan sonra Belçika’ya kaçan sanıklardan Murat Karataş’ı 5 yıldır ‘nafile’ yargıladı. Katliamın ardından 2 Temmuz 1993’te gözaltına alınıp 16 Temmuz 1993’te tutuklanan Murat Sonkur, Eren Ceylan ve Murat Karataş hakkında 20 Temmuz 1993’te dava açıldı. 1994’te serbest bırakılan sanıklar bir daha bulunamadı. Kapatılan Ankara 1 Nolu DGM, sanıklarla ilgili ilk kararını 26 Aralık 1994’te verdi. DGM, Sonkur’u 3 yıl, Karataş ve Ceylan’ı ise 15’er yıl hapse mahkum etti. Yargıtay bu kararı bozdu. Sanıklardan Sonkur hakkında 14 Mayıs 1997’de, diğer iki sanık hakkında da 26 Aralık 1994’te gıyabi tutuklama kararları verildi.
3 sanığın yargılandığı dava Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde sürerken, Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü, 20 Şubat 2013’te Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na bir yazı gönderdi. “Terör örgütü kurmak ve yönetmek” suçundan hakkında tutuklama kararı bulunan Karataş’la ilgili Belçika’dan yapılacak iade talebinin, bu ülke kanunlarına göre yapılması gerektiğine işaret edilen yazıda, şöyle denildi:
“Söz konusu işlenmiş olan suçun Belçika kanunlarına göre zamanaşımı süresinin 01/07/2008 tarihinde dolmuş olduğu, dolayısıyla 02/07/1993 ile 01/07/2008 tarihleri arasında adli makamlar tarafından zamanaşımını kesen yeni bir yakalama müzekkeresi, mahkeme kararı, ev araması, bilirkişi raporu talebi veya yetkili bir polis memuru tarafından yazılmış ifade tutanağı gibi unsurların olup olmadığına ilişkin belgelerin gönderilmesi rica olunur.”
Bakanlığın, Ankara savcılığından istediği yazıya Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 5 Nisan 2013’te cevap verildi. Cevabi yazıda Karataş’ın yargılanmasında zamanaşımını kesen herhangi bir işlemin yapıladığı bildirildi. Bakanlık ile mahkeme arasında yapılan bu yazışma, 26 Aralık 1994’te gıyabi tevkif, 2 Haziran 2005’te ise hakkında yakalama kararı çıkarılan ve Kırmızı Bülten ile tüm dünyada aranan sanık Murat Karataş’ın Belçika’dan iadesini imkânsız hale getirdi. Sivas olaylarının bir numaralı sanığı dönemin Sivas Belediye Meclis üyesi Cafer Erçakmak hakkında da Kırmızı Bülten çıkarılmıştı. Erçakmak’ın, Kırmızı Bülten ile tüm dünyada aranırken, Sivas’ta olduğu ve gizlice gömüldüğü ortaya çıkmıştı.
Sivas Madımak Oteli’nde öldürülenlerin avukatlarından Şenal Sarıhan, bakanlık ile mahkeme arasında yapılan bu yazışmadan 3 sanığın yargılandığı davanın son duruşmasında haberdar oldu. Sarıhan, “20’nci yıldayız ama adaletin sağlanması konusunda en ufak yeni bir gelişme yok. Sivas olayları insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur ve sanıklarla ilgili davalarda zamanaşımı olamaz” diye konuştu.
Türkiye Cumhuriyeti tarihindeki en kara olaylardan biriydi Sivas Katliamı. 2 Temmuz 1993’te yaşandı; tarihe "Madımak katliamı" olarak geçti. Bugün 20. Yıldönümü yaşanan katliamda, yakılan Madımak otelinde bulunan 35 yazar, ozan ve aydın ve vatandaş katledildi. Olaylarda oteli ateşe verenlerden de iki kişi öldü.
Katledilen aydınlar Sivas’a Pir Sultan Abdal Şenlikleri için gelmişti. Bu kapsamda pekçok aydının yanı sıra Aziz Nesin de bu etkinlik nedeniyle dönemin Sivas valisi Ahmet Karabilgin'in özel davetlisi olarak kente gelmişti.
Olaylar, etkinliğin yapılacağı gün, yani 2 Temmuz 1993 günü, öğle saatlerinde başladı. İlk olay, Kültür Merkezi’nde gerçekleşti. Paşa ve Meydan camilerinde çıkan gruplar önce etkinliklerin yapıldığı Kültür Merkezi’ne ulaşarak, bir gün önce dikilen anıtı kısmen tahrip etti. Kültür Merkezi içindeki karşıt grupla çıkan taşlı sopalı çatışma, polis tarafından fazla büyümeden, zor kullanılarak önlendi.
Hızını alamayan ve sayısı yaklaşık 10.000'e ulaşan saldırgan grup, Kültür Merkezi’nden ayrılıp, bu kez Sivas Hükümet Meydanı’na geldi. Hükümet Konağı’nı taşlamaya ve slogan atmaya başlayan grup ardından Madımak Oteli civarına ulaşarak, slogan atmaya devam etti. Grubun sayısı akşam saatlerinde 20.000'e yaklaştı.
Grup önce Madımak Oteli önündeki araçları ateşe verdi ve oteli taşladı. Araçların yakılmasıyla başlayan yangın, ardından Madımak Oteli'ne sıçradı. Yangın nedeniyle, otele sığınmış olan aydınlardan, aralarında Asım Bezirci, Nesimi Çimen, Muhlis Akarsu, Metin Altıok, Hasret Gültekin, Ozan Türkyılmaz'ın da bulunduğu 35 kişinin yanarak ya da dumandan boğularak yaşamını yitirdi.
Yangın sürerken, aralarında Aziz Nesin'in de bulunduğu 51 kişi de olaylardan kendi olanaklarıyla, ağır yaralarla kurtuldu. Başından yaralanan Aziz Nesin'i linç edilmekten araya giren polisler kurtardı. Yaralılar, polis arabalarıyla Tıp Fakültesi Hastanesi`ne götürüldü.
Fotoğrafta Aziz Nesin kurtarılırken.
Yangın sırasında otelinden içinde kurtarılmayı bekleyenler...
Yangın sırasında otelinden içinde kurtarılmayı bekleyen bu insanlardan 33'ü hayatını kaybetti. Olaylar sonucunda Madımak Oteli’ndeki 33 konuk, 2 otel görevlisi ile 2 saldırgan yaşamını yitirdi. Gene olaylar sırasında Atatürk Kongre ve Etnografya Müzesi önünde bulunan Atatürk büstü tahrip edildi. Güvenlik güçleri kentte hakimiyeti ancak akşam saatlerinde, valilikçe ilan edilen ”2 günlük sokağa çıkma yasağı” ile sağlayabildi.
Olayların ertesi günü 35 kişi gözaltına alındı. Daha sonra gözaltına alınanların sayısı 190’a çıktı. Gözaltına alınan 190 kişiden 124’ü tutuklandı, geri kalanlar serbest bırakıldı.
İLK DURUŞMA 21 EKİM 1993’TE
Kamuoyuna “Madımak davası” ya da “Sivas davası” olarak geçen davanın ilk duruşması, Ankara 1 No`lu Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde 21 Ekim 1993 günü yapıldı. Karar ise, yaklaşık bir yıl sonra, 26 Aralık 1994 verildi.
Ankara 1 nolu DGM, Sivas davasında 22 sanık hakkında 15’er yıl, 3 sanık hakkında 10’ar yıl, 54 sanık hakkında 3’er yıl, 6 sanık hakkında 2’şer yıl hapis cezası, 37 sanık hakkında da beraat kararı verdi. Müdahil avukatlar, DGM’nin kararını taraflı, hukuka ve adalete aykırı olarak niteleyerek, ayrıntılı bir savunmayla temyize gittiler.
YARGITAY, ALT MAHKEME KARARINI BOZDU
Temyiz aşamasında davaya Yargıtay 9. Ceza Dairesi baktı. Yargıtay, “Katliamın Cumhuriyete, Laikliğe ve Demokrasiye yönelik olduğunu” belirterek DGM’nin kararını esastan bozdu. Ankara 1 No`lu DGM, Yargıtay’ın bozma kararına uyarak yargılamayı yeniden başlattı.
İKİNCİ KARAR
Ankara 1 Nolu DGM ikinci kararını 28 Kasım 1997’de açıkladı. Kararda 33 sanığa idam cezası verildi. Yargıtay 9. ceza dairesi de 24 Aralık 1998’de verdiği kararda, hapis cezalarını onadı, ancak 33 idam cezası “usül noksanlıkları” nedeniyle bozdu. İdam cezaları dışında 9 sanık 7 yıl 6'şar ay, 4 sanık 20'şer yıl, 1 sanık 15 yıl, 1 sanık 5 yıl hapis cezası aldı.
Şubat 1999 tarihinde usül eksikliklerinin giderilmesi için başlayan yargılama sonucunda 16 Haziran 2000'de 33 sanık DGM tarafından yeniden idam cezasına çarptırıldı. 2002 yılında idam cezası yürürlükten kaldırılınca, 33 idam hükümlüsünün cezaları müebbet hapis cezalarına dönüştürüldü.
İSTİKLAL MAHKEMELERİNDEN SONRA İLK
Sivas Davası, Cumhuriyet’in ilk dönemlerinde kurulan İstiklal Mahkemeleri sonrasinda, tek bir davada bu kadar çok idam cezasinin verildiği ilk dava olarak da tarihe geçti.
Davanın 1 numaralı sanığı Sivas Belediye Meclisi’nin Refah Partili üyesi Cafer Erçakmak olarak belirlendi. Ancak Erçakmak hiç yakalanamadı. Hakkında İnterpol aracılığıyla kırmızı bülten çıkarıldı. Sonunda ancak öldükten sonra yeri tespit edildi. 10 Temmuz 2011 tarihinde Sivas’ta kalp krizi sonucu öldüğü, gizlice Yukarı Tekke Mezarlığına gömüldüğü alınan bir ihbar sonucunda belirlendi. Erçakmak hakkındaki dava, öldüğü için düşürüldü. Ancak mağdurların avukatları, ölen kişinin Erçakmak olduğunun kesin olarak belirlenmesini istedi. Erçakmak’ın mezarı açıldı ve cesedinden DNA örnekleri alındı. Bu konudaki inceleme halen sonuçlanmadı.
Sivas Davası'nın 1 nuramalı sanığı Cafer Erçakmak firari olarak aranırken, 27 Temmuz 1999’da Sivas Altınyayla Belediyesi’nde evlendiği, 22 Mayıs 1997’de askerlik görevine başladığı, ardından çocuğunu nüfusa kaydettirdiği ve 2000’de ehliyet aldığı ortaya çıktı.
DNA ÖRNEĞİNİ EŞİNDEN ALMIŞLAR
Erçakmak hakkındaki yargılama sürecindeki bir başka skandal ise, öldükten sonra mezarından alınan DNA örnekleri konusunda yaşandı. Erçakmak'ın Sivas davasının firari sanığı olduğunun anlaşılması için cesedinden alınan DNA örneğini karşılaştırmak için, eşinden de DNA örneği alındığı ortaya çıktı.
Mezardan alınan DNA örneklerinin karşılaştırılması, Erçakmak'ın oğlu ve kan bağı bulunmayan eşinden DNA örneği alınarak gerçekleştirildi.
FİRARİ SANIKLARI ZAMAN AŞIMI KURTARDI
Sivas Davası’nda bir de “zaman aşımı” tartışması yaşandı. Yargıtay'ın 1997'deki bozma kararından sonra firar eden 8 sanık halen yakalanamadı. Davanın firari olan 5 sanık ile ilgili kısmı ise 13 Mart 2012 tarihinde zaman aşımından düştü. Mahkeme, sanıklar Cafer Erçakmak ve Yılmaz Bağ'ın ölmeleri; Şevket Erdoğan, Köksal Koçak, İhsan Çakmak, Hakan Karaca ve Necmi Karaömeroğlu yönünden ise zaman aşımı nedeniyle kamu davasının düşürülmesine karar verdi. Sivas davası müdahil avukatları zamanaşımından düşme kararını Yargıtay’da temyiz ettiler. Yargıtay 9. Ceza Dairesi, temyiz kararını henüz vermedi.
Sivas katliamının ana davasında yargılanan üç sanık, Murat Karataş, Eren Ceylan ve Murat Sonkur’un durumu ise, dava sürecini iyice karıştırdı. Ankara 1 Nolu DGM, üç sanıktan Sonkur’u 2911 sayılı yasaya muhalefet suçundan 3 yıl, Karataş ve Ceylan’ı ise “Madımak Oteli’ni yakarak, 35 kişinin ölümüne neden olmak” suçundan 15 yıl hapse mahkum etti. Sanıklar daha sonra cezalarını çektikleri gerekçesiyle tahliye edildiler. Ancak Yargıtay, üç sanık hakkındaki mahkeme kararını bozdu. Ancak bu kez de, tahliye edilmiş sanıklar bulunamadı. Bulunamadıkları gerekçesiyle de bu üç sanığın davası, ana davadan ayrıldı. Ceylan, Karataş ve Sonkur’un yargılanmaları halen 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam ediyor.
HALEN 33 KİŞİ HAPİSTE
Tahliye ve sanıklardan ikisinin ölümünün ardından, Sivas Davası nedeniyle halen hapiste 33 kişi kaldı.
Sivas Davası’nın sanıkların avukatlığını üstlenenler arasında olan Şevket Kazan da vardı. Olaydan sonra Adalet Bakanı olarak görev yapan Şevket kazan, bakanlığı döneminde sanıkları hapishanede ziyaret etti. Bu ziyaret de büyük tepki çekti. Sanıkların geniş avukat listesinde çok sayıda Refah Parti üyesi ve yöneticisi de bulunuyordu.
Sivas katliamının acısı henüz tazeyken, Madımak Oteli'nin alt katına bir kebapçı açıldı. Yıllar boyunca bu restorana gelenler, 37 kişinin yanarak can verdiği mekânda kebap yemeyi sürdürdü. Bu duruma tepki ilk günden başlamıştı. Ancak tepki sesleri ancak 2010 yılında sonuca ulaştı. 2010 yılında o kebapçı kapatılarak, Madımak Oteli kamulaştırıldı.
Kamulaştırma işlemi sırasında eski eşyalar boşaltılırken...
Katliamda hayatınlarını kaybedenlerin yakınları, kamulaştırılan Madımak Oteli’nin müze haline getirilmesi için kampanyalar yaptılar. Ancak bina, müze yerine bilim ve kültür merkezine dönüştürüldü.
Yine tepki çeken bir başka unsur ise, binada “anı köşesi” adı verilen panoya yazılan isimler oldu. Panoya, katliamda ölenlerin isimlerinin yanı başına, iki saldırganın da adı yazıldı. Bu karar, yakınlarını kaybeden ailelerin yüreklerini bir kez daha yaktı.
ŞENLİK KATILIMCILARI
Muhlis Akarsu- 45 yaşında, sanatçı
Muhibe Akarsu - 45 yaşında, Muhlis Akarsu'nun eşi
Gülender Akça - 25 yaşında
Mehmet Atay - 25 yaşında, gazeteci, fotoğraf sanatçısı
Sehergül Ateş - 30 yaşında
Behçet Sefa Aysan- 44 yaşında, şair
Erdal Ayrancı - 35 yaşında
Asım Bezirci- 66 yaşında araştırmacı, yazar
Belkıs Çakır- 18 yaşında Serpil Canik - 19 yaşında
Muammer Çiçek - 26 yaşında, aktör
Nesimi Çimen- 62 yaşında, şair, sanatçı
Serkan Doğan - 19 yaşında Hasret Gültekin- 22 yaşında şair, sanatçı
Murat Gündüz - 22 yaşında
Gülsüm Karababa -22 yaşında
Uğur Kaynar- 37 yaşında, şair
Emin Buğdaycı-18 yaşında şair
Asaf Koçak- 35 yaşında, karikatürist
Koray Kaya - 12 yaşında
Menekşe Kaya - 15 yaşında
Handan Metin - 20 yaşında
Sait Metin - 23 yaşında Huriye Özkan - 22 yaşında
Yeşim Özkan - 20 yaşında
Metin Altıok 53 yaşında, şair, yazar, felsefeci
Yangında ölen 23 yaşındaki Hollandalı gazeteci Carina Cuanna Thuijs
Ahmet Özyurt - 21 yaşında
Nurcan Şahin - 18 yaşında
Özlem Şahin - 17 yaşında
Asuman Sivri - 16 yaşında
Yasemin Sivri - 19 yaşında
Edibe Sulari- 40 yaşında, sanatçı
İnci Türk - 22 yaşında
OTEL ÇALIŞANLARI
Kenan Yılmaz - 21 yaşında
Ahmet Öztürk- 21 yaşında
GÖSTERİCİLER
Ahmet Alan
Hakan Türkgil
Yangın sırasında otelinden içinde kurtarılmayı bekleyenler...
Yangın başlamadan önce bir kare.
Yangın sırasında otelinden içinde kurtarılmayı bekleyenler...
1993'teki katliamdan beri her sene ölenleri anma törenleri ve otelin müze olması için gösteriler devam ediyor.