Psikologlar, bebeklerin ağlamasına izin vermek, uzun zaman bebekarabasında bırakmak ve dışarıda oynamalarına izin vermemenin, sağlıklıiletişim kuramayan bir kuşağın ortaya çıkmasına yol açtığınıbildiriyorlar.
Prof. Darcia Narvaez'e göre, avcı-toplayıcı toplumlar, çocuk yetiştirme konusunda 21. yüzyılın ailelerinden daha iyi fikirlere sahipti. O dönemin çocuklarının ağlamasına asla izin verilmiyordu, çocuklar sürekli kucakta taşınıyordu, sokakta çok zaman geçiriyordu ve aylar değil yıllarca meme emiyordu.
Daily Mail'deki habere göre Prof. Narvaez, 3 yaşındaki çocukların ebeveynlerinin tutumları ve bunların avcı-toplayıcı toplumlardaki çocuk yetiştirme biçimleriyle karşılaştırıldığı bir araştırma yaptı. Eski toplumlarda çocukların geniş ailelerde büyüdüğünü, evde anne ve baba dışındaki bir sürü insanın daha çocuğa sevgi gösterdiği bir ortamın bulunduğunu belirten Prof. Narvaez, bu ailelerde çocukların ağlamaları ve yaygaralarına daha çabuk müdahale edilebildiğini söyledi.
Narvaez, "Çok eski atalarımız ayrıca, annelerinin kucağında daha fazla zaman geçiriyorlar ve böylece yakın bağ kuruluyordu. Çocuklar dövülmüyordu" dedi. Çocukların ayrıca dışarıda özgürce oynamasına ve çevreyi keşfetmesine izin verildiğini belirten Prof. Narvaez, bu tür bir çocuk bakımının, kişiliğinin şekillendiği ilk yıllarda çocuğun maneviyatının oluşumunda önemli olduğunu kaydetti.
Günümüzde ise uzmanlar ebeveynlere, çocukların "kontrollü ağlamasına izin vermelerini" ve yaramazlık yapan çocukların odalarına kapatılarak cezalandırmalarını tavsiye ediyor. Yapılan araştırmalar, yeteri kadar oynamasına izin verilmeyen çocuklarda hiperaktivite ve ruh sağlığı sorunları ihtimalinin daha fazla olduğunu gösteriyor. Prof. Narvaez, son 50 yılda Amerikalı çocukların mutluluk ve huzurunda azalma olduğunu gösteren araştırmaları da hatırlattı. İngiltere'de yapılan bir araştırma da, çocuklarda ruh sağlığı sorunlarında artış olduğunu gösteriyor.