15 yılını profesyonel müzisyen olarak geçiren Albayrak, öğretmenlikteki ilk şokunu yaşadı...
İki gün önce arkadaşlarıyla basketbol oynarken ayağını burkan ve çapraz bağlarını kopartan ünlü dizi oyuncusu Kıvanç Tatlıtuğ bu gün İstanbul'dan Los Angleas'a gitti.
Atatürk Havalimanı'na gelmeden önce menejeri tarafından gidiş kapısına tekerlekli sandalye isteyen Kıvanç Tatlıtuğ terminale girerken sandalyeye oturmadı,ancak elindeki bastondan destek alarak zorlukla yürüdü.
Dizilerde aldığı rollerle Türk ve Arap dünyasında geniş bir hayran kitlesine sahip olan Kıvanç Tatlıtuğ Amerika seyahatiyle ilgili olarak ünlü Yönetmen James Cameron'ın yapımcılığını üstlendiği "Sanctum" filminin galasına katılmak üzere Los Angeles'a gittiğini söyledi.
Münih aktarmalı olarak Los Angeles'a gitmek üzere Atatürk Havalimanı'na gelen Tatlıtuğ'un, basketbol oynarken ayak bağlarını koparması nedeniyle koltuk değneğiyle yürürken oldukça zorlandığı gözlendi. Tatlıtuğ, basın mensuplarının sorusu üzerine, "Titanik" ve "Avatar" filmlerine imza atan ünlü Yönetmen James Cameron'ın yeni filmi "Sanctum"un Los Angeles'te yarın düzenlenecek galasına davet edildiğini kaydetti. Gala gösterisinin ardından da özel bir davete çağrıldığını belirterek birkaç gün Los Angeles'ta kalacağını söyledi.
James Cameron'dan bir filmde oynaması için teklifin söz konusu olup olmadığının sorulması üzerine soruyu yanıtsız bırakan Tatlıtuğ, geçirdiği kazaya ilişkin soru üzerine, "Basketbol oynarken oldu. Talihsizlik. Bağlarda kopma var. İki günlük bir mevzu" dedi.
Tatlıtuğ daha sonra Lufthansa Havayolları uçağıyla Münih aktarmalı olarak Los Angeles'a gitti.
Levent Kazak, kendi yazdığı oyunun galasına yetişemeyince telgraf çekti: "Avukatıma sordum stop. Sakın galada içki ikram etme dedi stop."
Laçin Ceylan'ın yönettiği, Dolunay Soysert, Mete Horozoğlu, Deniz Çakır, Selen Uçer ve Bülent Alkış'ın rol aldığı "Cam" adlı oyunun galası, önceki akşam Kenter Tiyatrosu'nda yapıldı. Oyunun yazarı Levent Kazak, Kars'ta olduğu için galaya katılamadı. Ancak gönderdiği telgrafla, geceye damgasını vurdu.
Bu da geçer
Telgrafı oyunun sonunda Mete Horozoğlu okudu. Kazak, yazdıklarıyla Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu'nun alkollü içkilere dair yönetmeliğine tepkisini dile getirir gibiydi: "Herkese teşekkürler, stop. Avukatıma sordum, stop. Sakın galada içki ikram etme stop dedi.. Bu da geçer, stop." Telgraf, salonda kahkahalara neden oldu.
Osman'ı canlandıran Emir Berke'nin travmalar yaşadığı iddialarına babası Berkant Zincidi çok kızdı.
Baba, 'Yalanı atanlar küçük bir çocuğun rolü altında ezilmiş insanlardır' dedi...
Öyle Bir Geçer Zaman Ki dizisinde Osman karakteriyle tüm Türkiye'yi gözyaşına boğan 6 yaşındaki Emir Berke Zincidi'nin küçük yaşta yakaladığı şöhretin bünyesine ağır geldiği iddia edildi. Bu durum babası Berkant Zincidi'yi kızdırdı.
Şöhret onu şımartmadı
Bölüm başına 2 bin TL alan Zincidi'nin çekimler sırasında, "Setin en iyisi benim. Herkes beni beğeniyor" diyerek ruhsal sıkıntılar yaşamaya başladığı öne sürülmüştü. Emir Berke Zincidi'nin baba sı Berkant Zincidi iddiaların doğru olmadığını be lirtti. Haberden sonra yakınlarının kendisini arayıp, "Oğlun rahatsızlanmış neden hâlâ dizide oynatıyorsun" diyerek tepki gösterdiklerini anlatan Berkant Zincidi şöyle konuştu:
"Oğlumun psikojisinde bir bozulma yok. Emir akıllı bir çocuk. İlgi, şöhret onu hiç şımartmadı. Sette yaşananların oyun olduğunun farkında. Bizim için para hiçbir zaman önemli olmadı. Olsaydı oğlumun reklamlarda oynaması için 100 bin lira teklif ettiler, ancak hiçbirini kabul etmedik. Bu iddiaları ortaya atanlar küçük bir çocuğun rolü altında ezilmiş insanlardır. Şöhretin bir tek sıkıntısını yaşıyoruz, o da Emir'i yolda görüp öpüp sarmalayan insanlardan yürüyemiyoruz."
Yıllardır Türkiye'yi ağlatan çocuk çıkmadı
Berkant Zincidi sette her şeyin oğluna göre ayarlandığını söyledi. Zincidi sözlerini şöyle sürdürdü: "Çekimler Emir'in uyku, yemek saatine göre yapılıyor. Yıllardır Emir gibi duygularını yansıtıp tüm Türkiye'yi ağlatan bir çocuk çıkmadı. 'Setin en iyisi benim. Herkes beni beğeniyor' demesinde de ne gibi bir sakınca var. O daha küçük bir çocuk. Onunla sette ilgilenen iki pedegog ve bir oyuncu koçu var. Dizide gördüğünüz şiddet sahnelerine Emir hiç tanık olmuyor o sahneleri ayrı çekiyorlar."
Kemal sunal'ın kızı Ezo Sunal, evlilik için gün saydığı nişanlısı Gökhan ile yollarını ayırdı...
Cadde yazarı Ali Eyüboğlu'nun yazısı:
2010'un Ağustos ayında nişanlanmışlardı. Evlilik yolundaki ilk adım atılmış, sıra ikinci adıma yani 'mutlu son'a gelmişti.
Tuzla'daki yazlık evlerinde aile arasında yaptıkları nişan töreninin ardından, nikah tarihini de kararlaştırmışlardı. Nişanın üstünden bir yıl geçmeden, evlenmeyi planlamışlardı. 29 Ocak 2011 Cumartesi günü, ailelerinin ve en yakınlarının hazır bulunacağı törenle dünya evine gireceklerdi. Pazartesi günü Ezo Sunal, nişanı attı. Nişanlısı Gökhan'la evlenmekten vazgeçti. Anne Gül Sunal'a da, cumartesi akşamı yapacakları düğüne davet ettiği dostlarını tek tek arayıp, kızının evlenmekten vazgeçtiği için nikahın iptal olduğunu bildirmek düştü.
"Gelin ata binmiş, 'Ya nasip' demiş" derler. Ezo Sunal'a da 29 Ocak 2011 tarihinde nikah masasına oturup 'Ezo gelin' olmak kısmet değilmiş demek ki!
Küçük Sırlar dizisinde rol alan Sinem Kobal, Nişantaşı'nda gerçekleştirilen çekimler sırasında semtteki öğrencilerin ıslıklı, sözlü tacizlerine maruz kaldı.
Galatasaraylı futbolcu Arda Turan'la yaşadığı aşk nedeniyle Beşiktaş taraftarlarının daha önce Nişantaşı'nda sette küfürle taciz ettiği oyuncu Sinem Kobal, aynı semtte ikinci şoku yaşadı.
Küçük Sırlar dizisinin Teşvikiye'deki sokak sahnelerinde 'Su' karakterini canlandıran Kobal'a, bu kez yakındaki bir okulun öğrencileri, ıslıklarla ve bağırıp laf atmak suretiyle zor anlar yaşattı. Kolundaki çantası, topuklu ayakkabıları ve giydiği uzun elbisesiyle ilgi odağı olan Kobal'a dünyaca ünlü bir mağazanın önündeki alışveriş sahnesinde Ecem Uzun ile Yıldız Kültür eşlik etti.
"OLUR BÖYLE ŞEYLER"
Bu sırada yakındaki bir okulun öğrencileri, fark ettikleri oyunculardan özellikle Kobal'ı ve set ekibini sözlü tacizleriyle bunalttı. Pencereden bağırıp ıslıklar çalan, bazen de işin dozunu kaçırıp küfür eden öğrencileri duymazdan gelen Kobal'ın moralini bozmadığı gözlendi. Set ekibinden görevlilerin okul yönetimine durumu bildirmesiyle ortam sakinleşirken, çekimler iki saat içinde tamamlandı. Kobal, öğrencilerin tezahüratları için, "Olur o kadar, önemli değil. Büyütmeye gerek yok" diyerek evinin yolunu tuttu.
Maslak TİM Gösteri Merkezi'nde sahne alan Cem Yılmaz, bugüne dek politik esprilere uzak duruşu ile biliniyordu.
Cem Yılmaz, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın geçtiğimiz hafta yaptığı, "hayatta herşey seks ve içkiden ibaret değildir" açıklamasına kayıtsız kalamadı sonunda gösterisine siyasi bir hiciv de ekledi.
Bülent Arınç'ın sözlerini isim vermeden dile getiren Cem Yılmaz'ın espri yüklü yanıtı şöyle geliyor: "Hayatta herşey seks ve içkiden ibaret değildir demişler...
İyi ama hayatta her şey seks ile başlar..
İçinizde mitoz bölünme ile doğan var mı? Ben babamdan koptum...
Kuzenlerim benden koptular...
Hayatta herşey seks ve içkiden ibaret değilmiş..." Cem Yılmaz'ın 2100 kişilik TİM Gösteri Merkezi'ni son koltuğuna kadar dolduran gösterisi büyük ilgi görüyor.
Şubat ayı biletleri tükenince gösterinin süresi uzatıldı, Mart ve Nisan ayının biletlerinin satışına başlandı.
15 yılını profesyonel müzisyen olarak geçiren Albayrak, öğretmenlikteki ilk şokunu yaşadı...
Rock müzik grubu Gece Yolcuları'ndaki davulculuk görevini bıraktıktan sonra öğretmenlik yapmaya karar veren Bülent Ecevit Albayrak, 2009 yılında Şırnak Cumhuriyet Lisesi'ne Coğrafya öğretmeni olarak atandı. 15 yılını profesyonel müzisyen olarak geçiren Albayrak, yeni mesleğinde yaşadığı ilk şoku forumlarda "Bu gün görevli olduğum Şırnak Cumhuriyet Lisesi'nde öğrencilerimin gözü önünde okul müdüründen dayak yediğim gün" sözleriyle duyurdu.
Albayrak, dayak olayını şöyle anlattı: "Öğrenciler derste nereden buldularsa birbirlerine jilet atmışlar ellerinden kan fışkırıyor. Üç tanesini müdüre götürdüm. Olayı anlattım, dersime döndüm. Müdür yarım saat sonra beni çağırttı. Sen ders anlatmıyor muşsun öğrenciler de bu yüzden kendilerini jiletlemişler. 'Senin öğretmenliğin yerin dibine batsın defol okulumdan' diye hakaret etti. Bu arada öğrencilere sinirlenmiş olacak ki sandalyeyi öğrencilerin kafasına fırlatmaya çalıştı. Ben ne yapıyorsunuz hocam? diye sandalyeyi tutayım derken benim boğazıma sarılıp sıkmaya başladı. Bu gün hayatımın keder günü. Bu gün öğrencilerimin gözü önünde okul müdüründen dayak yediğim gün." Şırnak Cumhuriyet Lisesi Okul müdürü ise "İddia ettiği gibi dayak ya da darp söz konusu değil. Ben boğazına falan sarılıp dayak atmadım. Aramızda sorun olsa sicil notlarına iyi puanlar vermezdim."
Kurtlar Vadisi Filistin'in Almanya'da yasaklanmasına PANA Film'den sert tepki geldi..
Kurtlar Vadisi Filistin filminin Alman Film Kontrol Derneği tarafından yasaklanmasının ardından Vadi ekibinden zehir zemberek açıklama geldi.
İşte Pana Film'den yapılan o açıklama;
Alman Film Kontrol Derneği'nin (FSK) Kurtlar Vadisi Filistin filmiyle ilgili verdiği karar bir skandaldır...
Bu karar karşısında hukuki haklarımızı sonuna kadar kullanacağız... Alman yasalarına göre hiçbir film yasaklanamaz ve sansüre tabi tutulamaz... Hukuku, demokrasiyi, fikir özgürlüğünü ve vicdanı ayaklar altına alan FSK, bu kararıyla tarihe kara bir lekeye imza atmıştır..
FSK'nın uygunsuz bulduğu şey şüphesiz ki Filistinlilerin çektiği acının perdeye yansımasıdır... Filistin'de insanların siyonist ideoloji uğruna sistemli olarak öldürülmesidir... Özgürlüklerinin ellerinden alınmasıdır... Hukuka aykırı olarak hapsedilmeleri, evlerinden yurtlarından atılmalarıdır...
Bu utanç verici kararı yine dünyanın tüm vicdan sahibi insanlarına havale ediyoruz... Suçumuz, masum insanların yanında yer almak, faşist-siyonist politikaların destekçisi olmamak... Eminiz ki milyonlarca vicdan sahibi bu filmi seyrederek bu suça ortak olacaktır.
Eski aşklarıyla ilgili açıklamalarının yayınlanmasını istemeyen Seda Sayan, ihtarname gönderdi
TRT'ye yaptığı röportajda eski aşkları ile ilgili soruların olduğu bölümün yayınlanmasını istemeyen Seda Sayan, kuruma ihtarname gönderdi.
Seda Sayan'ı, konuk olarak katıldığı TRT Haber'deki programda eski sevgilileriyle ilgili sorular çileden çıkarttı. Banttan çekilen ve 30 Ocak'da yayınlanacak olan programdan bu bölümlerin çıkartılmasını isteyen Sayan olumlu sonuç alamayınca TRT Haber'e avukatı aracılığıyla ihtarname gönderdi.
İddiaya göre olay şöyle gelişti: Seda Sayan TRT Haber'de Nuriye Akman'ın hazırlayıp sunduğu "Akılda Kalanlar" programına konuk olarak davet edildi. Sayan bu teklife "Eski sevgililerimle ilgili sorular sormayacaksınız, programa katılırım" diyerek olumlu yanıt verdi.
30 Ocak'ta yayınlanacak olan programın bant çekimlerinde Seda Sayan "Ben hiç nikahsız birliktelik yaşamadım hepsiyle evlendim" sözlerine Akman "Yapmayın tabii ki nikahsız birliktelikleriniz var, Mahsun Kırmızıgül ve Nihat Doğan var" diye karşılık verdi. Bunun üzerine Sayan "Onlarla da nişanlıydım" diyerek konuyu kapattı. Çekimler bittikten sonra Sayan menajeri vasıtasıyla bu bölümün banttan çıkarılmasını talep etti.
Yapımcının "Siz merak etmeyin, bu kısımları montajla atarız" sözleri üzerine ünlü şarkıcı TV dünyasından tanıdığı isimleri devreye soktu. Olumsuz yanıt alınca da soluğu avukatına talimat vermekte buldu. Medyaradar'ın haberine göre Seda Sayan'ın avukatı TRT'ye ihtarname göndererek yayın kasetlerinin kendilerine teslim edilmesini istedi. Konunun iletildiği TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin ise, Nuriye Akman'ı arayarak "Programı yayınlayın" talimati verdi.
Kaz Dağları'nda bir villa satın alan Tarkan bölgeye hayran kalınca işi ticarete döktü. Megastar, doğaya zarar vermeden 10 villalık bir site için çalışmalara başladı.
ÇEVRE DOSTU TARKAN
Geçtiğimiz yaz çıkardığı "Adımı Kalbine Yaz" albümü ve konser serisiyle yüklü bir servetin sahibi olan Tarkan, emlak sektörüne el attı. Megastar, yeni projesinde yine çevre dostu olduğunu kanıtlayacak. Takvim'in haberine göre; geçtiğimiz Temmuz ayında 4 milyon dolara sattığı New York'taki evi yerine Kaz Dağları'ndan bir villa satın alan ünlü sanatçı, bölgenin doğal güzelliklerine hayran kaldı.
AĞAÇLAR KORUNACAK
Kaz Dağları çevresinde bir araziyi gözüne kestiren Tarkan, buraya 10 villadan oluşan bir site inşa etmek için görüşmelere başladı. Projesini hazırlarken tek bir ağacın kesilmemesini şart koşan Megastar, siteyi organik köye dönüştürecek. Villa sahiplerine Kaz Dağları'nın eşsiz doğasını sunacak olan Tarkan, aynı zamanda 'köy halkına' organik tarım yapma imkanı sunacak.
KAZ DAĞI'NDA MEGAKÖY
Megastar'ın çevreyi koruyarak gerçekleştireceği bu projesi için ayırdığı bütçenin ise yaklaşık 5 milyon TL olduğu konuşuluyor.
ORGANİK KÖY YAPACAK
Doğa tutkusuyla da gönüllerde taht kuran Tarkan, villaları organik köye çevirecek. Villalarda oturanlar, organik tarım yapabilecek.
Türkiye'de sadece 45 tane olan kalemlerden biri artık Okan Bayülgen'in
Dünyaca ünlü kalem markası Mont Blanc'ın, Beatles'ın efsanevi üyesi John Lennon adına geçen yıl ürettiği John Lennon Limited Edition dolma kalemlerden biri Okan Bayülgen'in oldu.
Tüm dünyada sadece bin 940 adet üretilen ve 45'i Türkiye'de satışa çıkan kalem için Bayülgen, 2 bin 995 Euro (6 bin lira) ödedi.