Adı bir dönem Orhan Pamuk ile anılan Karolin Fişekçi'den samimi itiraf.
Adı bir dönem Orhan Pamuk ile anılan Karolin Fişekçi'den samimi itiraf.
Orhan Pamuk ile ilişkisinin duyulmasının ardından bazı kişilerin tablolarını almak için yarıştığını belirten Karolin Fişekçi "Tablo sattığım kişileri araştırırım. Onların playboy olduklarını öğrenince satmaktan vazgeçtim" dedi.
Onu kamuoyu Orhan Pamuk ile ilişkisinin ortaya çıkmasıyla tanıdı. Oysa kendi deyimiyle sanat dünyasında tanınan ve tabloları ilgi gören bir ressam. Karolin Fişekçi'ye bu yönünü sorduk. İşte anlattıkları:
- Ben herkese resim satmam. Normalde sattığım çevre bana desteğini sürdürdüğünü söyledi ama hiç tanımadığım kişiler de almak istedi. Bir tanesi bana sponsor olmak istedi. Adını babama söyledim "Kızım aman uzak dur o kişi eski playboy" dedi. Bir kanal "Karolin Fişekçi gerçekten ressam mı" diye haber yaptı. Sanatçı kimliği sorgulayanlar bu konuda gerçek otorite kimdir onu bile bilmiyorlardı.Yani özetle o dönem yanlış tanıtıldım.
- Fotoğraf sanatçısı Cindy Sherman'ı ve kendisini fotoğraflarında kullanmasını çok severdim. Marina Abramovic, mesela performans yaparken vücudunun sınırlarını zorlar ve korkularıyla yüzleşirdi, bayılırdım. Günümüz sanatçılarından Tracy Emin'i çok severim. Çıplak vaziyette resim yaparken videoları vardır, resimlerinde erotizm fazladır.
- Yaptığım işlerde cinsellik oldukça fazla olsa da, sevdiğim sanatçılar çeşitlidir. Eskilerden en çok Avni Lifij'i severim. Kadınlardan Hale Tenger ve Canan'ı (eski adıyla Canan Şenol)çok severim. Canan bu ülkede cinselliği büyük cesaretle kullanan bir sanatçı. Kendini ve çıplaklığı oldukça kullanmıştır Canan, fakat teşhirci demediler ona.
- Sanat teşhir barındırırır. Başkasının özgürlük sınırlarını ihlal etmiyorsa kimse bu teşhiri yargılayamaz.
- Azınlık kelimesini pek sevmiyorum. Azınlık deyince sanki sırttaki bir kambur gibi duruyor. Tabi ki sosyolojik ya da hukusal olarak azınlığın türlü tarifleri var. Fakat ben birçok değişimin olduğu Türkiye'de azınlık kelimesini kullanmayı yanlış buluyorum. Ermeniler, Kürtler, Lazlar, Çerkezler, Arnavutlar, Çingeneler.. kısacası biz bir bütünüz ve Türkiye'yiz.
Her ressamın bir tarzı vardır. Yakın bir örnek vereyim, Ayvazovski deniz ressamı diye tanınır, deniz temalı resimlerinden. Benim tarzım da bu. Osmanlı'da minyatürler vardı ve bunları yapanlar da belli eğitimlerden geçmiş, işine bağlı ciddi ustalar; burada dahi cinsellik vardı. Bunu ben icat etmedim. Buna çok taktılar ama incelense bu tür eserler asırlardır var. Sapkınlık, vahşette, kan dökmede asıl var. Hatırlarsanız bir dönem Yedikule Zindanlarında konserler verildi. Burada konserler veren sanatçılar o zindanlarda Genç Osman'ın türlü işkenceyle katledildiğini bilmiyor muydu? Ya da benim resimlerime sapkınlık diyen bir takım insanlar o konserlerde vicdanları sızlamadan alkış tutmadı mı? Sizce hangisi daha sapkınlık?
Cinsel içerikli tablo yapmak dezavantaj mı?
Eğer 30-35 yaşlarına kadar dayanabiliyorsanız, dezavantaj değil. Örneğin Taner Ceylan Yeditepe Üniversitesi'nde öğretim görevlisiydi. İlk resimleri pornografik bulunduğu için okuldan ayrılmak zorunda kalmıştı. Oysa şu an tabloları büyük rağbet gören, Türkiye'nin en iyi ressamlarından biri.
gazetevatan