Mehmet ÇINAR/ ANTALYA, Finike'de Alacadağ ve Kızılcık yaylalarında taş ve mermer ocaklarının maden çıkarma faaliyetleri kapsamında binlerce sedir ve kızılçam türü ağaç katliamına karşı mücadele eden bölge sakinlerinden Toroslar ve Akdeniz Kıyıları Çevre Derneği Taş Ocaklarıyla Mücadele Platformu Sözcüsü Ali Ulvi Büyüknohutçu, Bartu Mermer adlı firmaya karşı dava açtı.
Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, Orman Genel Müdürlüğü İzin ve İrtifak Dairesi Başkanlığı aleyhine açılan davada, firmaya verilen ocak ruhsatı ile 'ÇED Gerekli Değildir' raporunun iptali istendi. Antalya 2'nci Bölge İdare Mahkemesi, Büyüknohutçu'dan keşif ve bilirkişi inceleme giderlerine karşılık kullanılmak üzere 10 bin TL keşif ve bilirkişi avansı ile 195.40 TL keşif harcı talep etti. Bu talebe itiraz eden Büyüknohutçu, ücreti davalı devlet kurumlarının ödemesini istedi.
Büyüknohutçu, Anayasa'nın 56'ncı maddesindeki 'Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevrenin kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir. Devlet, herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamak, insan ve madde gücünde tasarruf ve verimi artırarak, işbirliğini geliştirmek amacıyla sağlık kuruluşlarını tek elden planlayıp hizmet vermesini düzenler' ifadesi gereği çevreyi korumanın bir vatandaş olarak ödevi olduğu gerekçesiyle bu davayı açtığını kaydetti. Bu kadar yüksek keşif ve bilirkişi ücreti talep edilmesinin hak arama özgürlüğü ve adalete erişim hakkını kısıtlayıcı nitelikte olduğunu da belirten Ali Ulvi Büyüknohutçu, ücreti davalı olan devlet kurumlarının ödemesini istedi.
Talebi değerlendiren mahkeme, Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü ve Orman Genel Müdürlüğü'nün bu ücreti ödemesini istedi. Ancak iki kurum buna itiraz etti. İtiraz üzerine Antalya 2'nci İdare Mahkemesi, toplam 10 bin 195.40 TL'lik keşif ve bilirkişi avansıyla keşif harcının, ilerde haksız çıkan taraftan alınmak üzere Hazine'den karşılanarak mahkemeye yatırılmasına hükmetti.
BENZERİ OLMAYAN ÖRNEK BİR KARAR
Davacı avukatı İsmail Doğan Tunçbilek, dava açıldıktan sonra mahkemenin yüksek miktarda keşif ve bilirkişi ücreti istediğini belirterek, "Bu dava Anayasa'nın 56'ncı maddesindeki 'çevreyi koruma ödevi' kapsamında açılmış bir davadır. Dolayısıyla davacı Anayasal bir ödevin gereği olarak çevre haklarını korumak adına bu davayı açtı. Bu kadar yüksek bir keşif ve bilirkişi ücreti talep edilmesi hak arama özgürlüğünü ve adalete erişim hakkını da kısıtlayıcı nitelikteydi. Mahkemenin bu şekilde karar vermesi hak arama özgürlüğü ve adalete erişimi sağlayıcı örnek bir karardır" dedi.
'DAVA İÇİN KÖYLÜ İNEĞİNİ SATIYORDU'
Türkiye'de HES, mermer ve taş ocakları nedeniyle ciddi bir doğa kıyımı yaşandığını belirten Tunçbilek, doğasever ve köylülerin bu katliamlara karşı açtıkları davalarda en büyük sorunu bilirkişi ve keşif ücretinin yüksekliğinin oluşturduğunu söyledi. Köylünün doğayı korumak adına bu ücreti karşılayabilmek için evini, ineğini, tarlasını bile satmak zorunda kaldığı birçok örnek olduğunu belirten Tunçbilek, "Bu ücretin yüksekliği nedeniyle katledilen doğasına karşı insanlarımız dava dahi açamıyordu. Ancak mahkemelerin 7- 10 bin TL gibi davacılardan istediği bu ücret Hazine'den karşılanabilecek. Antalya 2'nci İdare Mahkemesi'nin kararı Türkiye'nin diğer tüm bölgelerinde doğasını korumak için mücadele eden insanlara emsal temsil edecek niteliktedir" diye konuştu.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz