Mahkemelerin 'yetki karmaşası' yargılamayı engelledi

Mahkemeler arasında yaşanan 'yetki karmaşası', yargılamaları etkiliyor. İki mahkeme arasında gidip gelen dosyalar, en son 'uyuşmazlık' gerekçesiyle Yargıtay'a gönderiliyor. İş yükünden dolayı Yargıtay'da aylarca bekleyen dosyalar, yargılamaları geciktiriyor.
Bunun son örneği 18 Ocak 2011 tarihinde kaybolan 1996 doğumlu Melike Toyguncu ile ilgili davada yaşandı. Kayıp olayına ilişkin Ankara 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nde kamu davası açıldı. Ancak mahkeme 'yetkisizlik' kararı vererek dosyayı 12 Ağustos 2011 tarihinde Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderdi. Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi de her iki mahkeme arasında 'olumsuz yetki uyuşmazlığı' doğduğu gerekçesiyle dosyayı 20 Eylül 2011 tarihinde Yargıtay'a gönderdi. Olaya ilişkin 22 Temmuz 2011 tarihinde yakalanan 3 şahıs, şimdi Yargıtay'ın vereceği karara göre yargılanmayı bekliyor.
Melike Toyguncu'dan bir yılı aşkın süredir haber yok. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın hazırladığı iddianameye göre Toyguncu, 18 Ocak 2011 tarihinde evden ayrıldı ve bir daha haber alınamadı. Toyguncu ile şüpheli Muharrem Aytekin'in buluşup diğer şüpheli Cevat Yıldız'ın Sincan'daki bir evin kapıcı dairesine gittikleri ve diğer şüphelilerle birlikte geceledikleri, esrar içtikleri, o gün ve ilerleyen zamanlarda şüphelilerin Toyguncu ile cinsel ilişkiye girdikleri ve uzun süre bu evde tuttukları belirtiliyor.
Tüm aramalara rağmen Melike Toyguncu hakkında şimdiye kadar bir bilgiye ulaşılamadı. Şüphelilerin beyanından Melike Toyguncu'nun Cevat Yıldız'ın Sincan'da bulunan evinde tutulduğu ve cinsel istismara maruz bırakıldığı, şüphelilerin birlikte esrar içtikleri tespit edildi. Toyguncu'nun akıbetinin tespitine kadar geçecek sürede soruşturma sürüncemede kalacağından evrak tefrik edilerek aramalara devam edildi.

DOSYA 5 AYDIR YARGITAY'DA
Ankara Cumhuriyet Savcılığı'nın yetkisiz olması nedeniyle soruşturma evrakı Sincan Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi. Suç yerinin belli olmadığı gerekçesiyle Ankara savcılığı yetkili kılındı ve sanıklar Muharrem Aytekin, Oğuzhan Mahmutoğlu ve Cevat Yıldız hakkında Ankara 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nde kamu davası açıldı. Ancak mahkeme, 'yetkisizlik' kararı vererek dosyayı 12 Ağustos 2011 tarihinde Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderdi. Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi de "Sanıkların Ankara sınırları içerisinde yakalanıp tutuklanmaları, bu tutuklama işlemlerinin tamamının Ankara'da yapılması, özellikle hürriyeti yoksun kılma suçunun mütemadi suçlardan olması, temadin Sincan'da başlayıp Ankara'da devam etmesi ve sanıkların Ankara'da yakalanarak suçun tamamlandığı, kesintisiz suçlarda kesintinin gerçekleştiği yerin suçun işlendiği yer olduğu anlaşıldığından" diyerek yetkisizlik kararı verdi.
Sanıkların tutukluluk hallerinin devamını kararlaştıran mahkeme, "Dosyanın yetkili ve görevli Ankara Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilmesine; ancak her iki mahkeme arasında 'olumsuz yetki uyuşmazlığı' doğduğundan, yetki uyuşmazlığının halli için dosyanın Yargıtay'a gönderilmesine karar verdi. Yaklaşık 5 aydır Yargıtay'ın dosya hakkında bir karar vermesi bekleniyor.
Baba Mahmut Toyguncu, devlet büyüklerinden, Başbakandan, Cumhurbaşkanından yardım istiyor. Şu an olayın mahkemede bile olmadığını dile getiren Toyguncu, "Olay Sincan'da işlendi. Suçluları Ankara Emniyeti yakaladı. Bazı aksaklıklar olduğu için dosyayı Ankara'ya aldırmak zorunda kaldık. Ankara Savcılığı bakıyor. Olay da Sincan'da olduğu için iki savcılık arasında uyuşmazlık oldu. Dosya Yargıtay'a gitti, hangi mahkemede olacağına karar verecek. Bir yargılama başlamadı. Sincan'a gelirse 1. Ağır Ceza'da görülecek ancak Ankara'ya gelirse dosya, hangi mahkeme bakacak, bilmiyoruz." dedi.

TANIK BEYANINA GÖRE MELİKE TOYGUNCU ÖLDÜRÜLDÜ
Ankara 1 No'lu L Tipi Kapalı Ceza ve İnfaz Kurumu'nda kalan Sedat Turunç, tanık olarak ifade verdi. Kendisinin Melike Toyguncu'nun kaybolma olayında şüpheli olarak tutuklanıp cezaevine konan şahıslarla aynı koğuşta kaldığını dile getiren Turunç, Cevat ve Muharrem'in olayı kendisine anlattığını ifade etti. Muharrem Aytekin'in Melike Toyguncu'yu Sincan'da bulunan Cimşit mezarlığına götürüp tabancayla vurarak öldürdüğünü, Mustafa ismindeki birine ait mezarın içine ya da sağına soluna gömdüklerini anlattığını aktaran Turunç, Cevat ve Gökhan Bozkurt'un da orada olduklarını ve maktulenin mezarlığa gömülmesine yardımcı olduklarını belirtti.
Muharrem'in Cevat'a suçu üstlenmesi için 12 bin TL teklif ettiğini anlatan Turunç, ancak Cevat'ın inanmadığı için bunu kabul etmediğini söyledi. Turunç, "Melike'yi öldürmelerinin nedeni ise kendisini evden göndermek istemişler. O da beni gönderirseniz hepinizi yakarım demiş. Polise şikayetçi olur diye korktukları içinmiş. Muharrem daha önce başka bir suç işlediği için şartla salıverilmiş. Cinayette kullandığı silahı Kurtuluş Parkı'nda bir ağacın dibine koyduğunu Muharrem söyledi.