Manavgat Kültürlerarası Diyalog ve Kültür Derneği (MAKDİM), turizm sezonu öncesi 'Dükkan ve İş Yerlerimizi Türkçe ile Buluşturalım' kampanyası başlattı.
MAKDİM Başkanı Erol Güldal, iş yerlerine Türkçe isim verilmesi çalışmasında toplumsal bilincin şart olduğunu söyledi. 17 yıl Almanya'da yaşadığını ve bütün Avrupa ülkelerini gezerek kültür turizmi üzerine uzun yıllar araştırma yaptığını belirten Güldal, kültür turizminin temelini dilin oluşturduğunu kaydetti. Antalya sahil şeridinde bulunan konaklama tesislerinin yüzde 90'ının isminin yabancı dilde olmasının üzüntü verici olduğunu belirten Güldal, dükkan ve iş yerlerine verilen Türkçe isimlerin aynı zamanda turizmde kalıcı olmayı sağlayacağına inandıklarını söyledi.
Anadolu'da tarlasını süren bir çiftçinin ithal gelen Hollanda marka traktörün ismini rahatlıkla söylediğini aktaran Güldal, bir Alman, İngiliz ve Rus turistin turizm bölgelerinde Türkçe isimli dükkandan alışveriş yaptığında dükkanın ismini unutmayacağını ifade etti.
Avrupalı turistlerin, ülkelerinde gördükleri isimlerin kendileri için cazip olmayacağının altını çizen Güldal, iş yerlerine Türkçe isim verilmesi ile turizmde marka değeri oluşturulmasının daha kolay olacağını kaydetti. Güldal, "Turistik bölgelerde iş yerlerimize Türkçe isim vermekten çekinmeyelim. Turistik tesislere Türkçe isim verilmesi hem kültür turizmini köklü hale getirir hem de bölgelerin kendi değer yargılarına göre bir marka değeri oluşur. Hem aynı zamanda dünyada 350 milyon insan Türkçe konuşuyor. Konuşma alanı yayılıyor. Dükkan ve konaklama tesislerine Türkçe isim verilmesi kültür turizmine artı değer katacağına inanıyorum." diye konuştu.
Toros Yörükleri Kültür ve Diyalog Derneği (TOYÖKÜD) Başkanı Ömer Gürler de sahil şeridinde bulunan otellerin sonunda 'beach' isminin olmasının üzüntü verici ve düşündürücü olduğunu kaydetti. Konaklama tesisleri ve iş yerlerine Türkçe isim verilmesi hususunda 3 yıldır çalışma yaptıklarını aktaran Gürler, bu konuda yeterince turizm sektörü temsilcilerinden destek bulamadıklarını söyledi.
Antalya bölgesinde bulunan turistik işletmeler ve dükkanların önemli bir çoğunluğunun Almanca, İngilizce ve Rusça isimden oluştuğunun altını çizen Gürler, bu uygulamanın kısa vadede turizme kazandırsa da uzun vadede kazandırmasının çok zor olduğunu söyledi. Dünya küreselleştikçe kültürel değerlerin önplana çıktığını, bunun da turizmde farklı olan anlayışını ortaya koyduğuna işaret eden Gürler, belirli bir süre sonra bir Alman, İngiliz, Rus, Norveç ve İsveçli turist için farklılık arz etmediğinden sıkıcı hale gelebileceğini kaydetti.
Gürler, "Turistik bölgelere gidince insan, Avrupa'da bir şehirde olduğu hissine kapılıyor. Zaten Avrupalı turist farklı bir yer görme ve soluk almak için Türkiye'ye tatile geliyor. Kendi ülkesinde gördüğü manzarayı tatil yaptığı yerde niçin görmek istesin. Bir Alman turist Türk kahvesi ve Ayran içeceğini rahatlıkla söylüyor. Niçin alışveriş yaptığı dükkanın ismini Türkçe görmesin." dedi.
Ayrıca, turistik yörelerde Osmanlı bindallısı ve yöresel elbise satışı yaptığını belirten esnaf Mehmet Ali Bilir ise iyi derecede Almanca ve İngilizce bilmesine rağmen bazı turistlerin Türkçe konuşmak istediğini söyledi. 3 yıldır 10 kelime Türkçe bilen turistlere ay yıldızlı fes, Türk bayrağı ve Türk bayraklı işlemeli cüzdan hediye ettiğini belirten Bilir, 3 yıl içinde 118 turiste işlemeli cüzdan, Türk bayrağı ve ay yıldızlı fes hediye ettiğini söyledi. Turistik yörelerde dükkanlara Türkçe isim verilmesi taraftarı olduğunu belirten Bilir, bu konuda esnaf ve turizmcilerde toplumsal bilinç ve kenetlenme olması gerektiğini kaydetti.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz