İlk ojenin patenti 1919 yılına dayanıyor. Rengi ise açık pembe idi.
Romalı kadınlar, gözlerinin daha büyük görünmesi ve seksi görünmesi için belladonna damlalarını kullandılar. Güzelavrat otu" diye bilinen Atropa belladonna çok zehirli olmasına, kadınların da bunu bilmesine rağmen, özellikle gözlerin güzel görünmesi için kullanılmış.
Kırmızı ruj kullanımı ile ilgili ilk kayıtlara Antik Mısır döneminde rastlıyoruz. O zamanlar dudaklara kırmızı bir ton vermek için yarı değerli taşlar eziliyordu. Cleopatra’ya özenen Mısırlı kadınlar kırmızı dudak boyası elde etmek için akıl almaz yöntemlere başvurdular. Bir hayli toksin maddeyi karıştırarak elde edilen kırmızı ruj pek çok hastalığa ve hatta ölüme sebep oldu. Ölümcül öpücük tanımlaması da buradan geliyor. İlginç bir şekilde ilk sedefli ruj da Antik Mısır'da ortaya çıktı. Balık pullarının ezilmesi ile elde edilen bu ruj kırmızının yanında sönük kalsa da hala tercih ediliyor.
1950’lerle birlikte ruj yeniden kabul görmeye başlamış hatta seksi bir görünüm verdiği kabul edilmiştir. Marliyn Monroe ve Elizabeth Taylor gibi starlarAmerikalı kadınlar arasında ruj kullanımının %98’lere doğru bir patlayış yaşamasına yol açmışlardır.
Her ne kadar “Kendinize bir içki koyun, biraz ruj sürün ve kendinizi toparlayın.” demiş olsa da Elizabeth Taylor, film setlerinde çalışan diğer bütün kadınların kırmızı ruj sürmesini yasaklatmıştır.
Geçmiş tarihlerde kadınların makyaj yapması zenginlik göstergesiydi.
KLEOPATRA'NIN PARFÜMÜ
Tarihteki en güzel kadınlardan biri olarak anılan Kleopatra’nın hüküm sürdüğü M.Ö. 1. Yüzyılda, koku ve esans kullanımı Mısır’da doruğa ulaşmıştı. Gücünü ve yetkilerini kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kalan Kleopatra, hükümdarlığını geri kazanmak amacı ile Roma İmparatoru Jül Sezar’ı işbirliğine çağırmış, ünlü imparatoru ikna etmek için güzelliği ile birlikte çok miktarda parfüm kullanmıştır.
Jül Sezar’ın öldürülmesinin ardından Mısır’a geri dönüp kraliçe olan Kleopatra’yı ona fazlasıyla aşık Romalı devlet adamı Mark Anthony parfüm kokulu bir sandalda karşılamıştır. Kleopatra’nın şehre girişi onunla birlikte gelen yoğun bir koku bulutu sayesinde herkes tarafından öğrenilmiş oldu. Kleopatra’nın varlığı Mısır’da güzelliğe ve lükse olan ilginin arttığı bir dönemin yaşanmasına sebep olmuştur.
Araştırmalara göre kadınlar yaşamları boyunca kozmetiğe 15 bin doar harcıyor.
İlk kez 1915 yılında bir moda reklamında koltukaltını tıraş eden bir modeli gören kadınlar, modelden esinlenerek tıraş olmaya başladılar.
Ünlü kozmetik markası MAC 1985 yılında makyaj sanatçısı, fotoğrafçı Frank Toskan ve güzellik salonu sahibi Frank Angelo tarafından kuruldu.
Saç spreyi ilk kez 1960 yılında raflardaki yerini aldı.
Dünyanın en devrimci kadın moda efsanelerinden biri olan Gabrielle 'Coco' Chanel ‘beyaz tenli’ olma akımı sonlandıran, insanların bronzlaşmak için sahillere, parklara akın etmesini sağlayan kişidir.
Ancak bunun öncesinde bronzluk düşük işçi sınıfından olmayı çağrıştırıyordu.
İlk deodorant 1889 yılında piyasaya çıktı.
Elizabeth dönemindeki kadınlar ciltlerinin kırmızı bir görünümde olması, gözlerinin parlak olması ve güzel görünebilmek adına arsenik kullandılar. Eh tabii ki zehir kullanmanın bazı yan etkileri olacaktı. Arsenik zamanla kadınların tiroid bezinde birikti ve guatr hastalığına sebep oldu. Hatta bazı kadınlar öldü.
Yine Elizabeth dönemi kadınları kömür katranını maskara ve astar olarak kullanmışlardır; birçoğu kör oldu.
Geyşalar'ın tüm kadınların özendiği ciltlerini bülbül dışkısına borçlu olduğunu biliyor muydunuz?
Kozmetik kelimesinin kökenleri Yunanlara ait olsa da makyajı ilk kullananlar Antik Mısırlılar oldu.
Çinliler M.Ö. 3000 yıllarında jelatin, yumurta sarısı ve bal mumu kullanarak tırnaklarını boyuyorlardı.
Kadınların oy hakkı kazanması için mücadele eden Elizabeth Cady Stanton gibi isimler, kadınların özgürlüğünün sembolü olarak ruj sürerlerdi.
Hazel Bishop isimli bir kadın 1940’lı yıllarda ilk çok uzun süre dayanan ruju geliştirdi.
Tarih boyunca, cilt problemlerini tedavi etmek isteyen kadınlar idrardan timsah yağına kadar pek çok çılgın malzemeyi denedi.
İlk rimel, 19. yy’da Eugene Rimmel tarafından icat edildi.