Makyaj yaşı 11'e kadar düştü

Türkiye’de makyaj yapan kadın sayısı hızla yükseliyor, makyaj yaşı ise düşüyor. Ülkemizde kişi başına makyaj malzemesi kullanımı yıllık 20 Euro’ya ulaşırken, makyajda yaş sınırı da 11’e kadar düştü. Yine de kişi başı tüketim değeri Avrupa ülkelerine göre dörtte birde kalıyor.

**Türk kadınları Avrupalı**

Erkul Kozmetik Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Erkul, Türk kadınlarının makyaj yaparken aşırıya kaçmadıklarını söyledi ve “Avrupalı kadınlar kadar modayı takip ediyorlar. Genelde bir moda var ama nasıl kendine yakışanı giyersin, makyajda da durum bu. Kadınların cilt rengi ve hava durumu makyaj seçiminde önemli. Türk kadınları en çok dudak ürünlerini kullanıyor. Bunun yanında göz kalemi ve maskara da vazgeçmediği ürünler. Son zamanlarda pürüssüz cilt ön plana çıktı. Organik trendi makyaj malzemelerine de sıçradı. Kadınlar ciltlerine hava aldıracak makyaj malzemesi istiyor. Biz de mineralli fondoten ürettik. Çok iyi satıyor” diye konuştu.

**Psikolojik etki**

86 ülkeye ihracat yaptıklarını dile getiren Erkul Kozmetik Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Erkul, şunları söyledi: “2011 yılında başta Avrupa ülkeleri olmak üzere çeşitli ülkelere 60 milyon dolarlık ihracat yaptık. 2011 yılında 160 milyon adetlik üretim gerçekleştirdik. Bunun 100 milyon adedi oje. 2011’i 120 milyon dolar ciro ile kapattık. Son yıllarda Almanya, İtalya, Bulgaristan, Yunanistan, Türk Cumhuriyetleri, Güney Afrika avantajlı pazarlar olarak öne çıkıyor. Rusya’da da satış rakamları çok iyi. Türkiye’de ise işler bu yıl 2011’deki gibi iyi gitmiyor. Özellikle lüks pazarda durgunluk var. Biz orta sınıfa hitap ettiğimiz için çok zorlanmadık. Krizlerde bizim keyfimiz hiç bozulmuyor. Krizlerde kadınlar psikolojik nedenlerden böyle şeylere yöneliyorlar. Kriz dönemlerinde kitlesel market öne çıkıyor. Ürünlerin uygun fiyatlıları öne çıkıyor. Kocaları karılarına alma etme dese de kadınlar bu konuda engel tanımıyor.”

**Yüzde 28 büyüme**

Mehmet Erkul, şöyle konuştu: “İhracatta Afrika, Güney Amerika ve Uzak Doğu pazarlarında daha da hızlı bir büyüme hedefliyoruz. Hedeflediğimiz yüzde 25-28 ihracat ve ciro büyüme hedefini gerçekleştirmek, hem iç hem de dış pazarda artan talebi karşılamak, daha ileri teknoloji ile üretim yapmak üzere 2012 yılında yaklaşık 3 milyon Euro makine yatırımı ile kapasitemizi yüzde 25 artırdık.”

**Cilt sağlığı ve psikolojik açıdan doğru değil**

Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nden Prof. Dr. Belma Tuğrul, son yıllarda çocuklarda ‘erken olgunlaşma’ halinin söz konusu olduğunu belirterek, şu değerlendirmeyi yaptı: “Çocuklar büyüme sürecinde anne, baba ve hayran oldukları kişileri rol model alıyor. Bu sadece makyajda değil kılık kıyafet seçimlerinde de kendisini gösteriyor. Çocuğun cildinin kimyasala maruz bırakılması hem sağlık hem de psikolojik açıdan doğru değil.

**4 milyar dolarlık sektör**

Türkiye’de kozmetik sektörünün büyüklüğü 4 milyar dolara ulaşıyor.

Bunun 400 milyon dolarını renkli kozmetik ürünleri oluşturuyor.

Türk kadını rujda en çok kırmızı ve pembe rengi tercih ediyor.

Türkiye’de makyaj yapma yaşı 11’e düştü.

Türk kadınları ojede en çok kırmızı ve bordo renkleri kullanıyor.

Avrupalı kadınlar ise doğal renkleri tercih ediyor.

Yunanistan’da son 2 yılda kullanımı en çok artan renk siyah oldu.

**‘En stil sahibi çocuk’ rekabeti**

Çocuklarda makyaj yaşının 11’e düşmesinin yanı sıra son yıllarda ‘moda ikonu’ çocuklar da gündeme gelmeye başladı. ABD’de de son dönemde artık anne babalar arasında ‘en stil sahibi çocuk benim’ rekabeti yaşanıyor. Victoria ve David Beckham çiftinin çocukları Brooklyn, Romeo ve Cruz’un şıklıkları, Angelina Jolie ve Brad Pitt’in geniş ailesinden Shiloh, Maddox, Zahara, Pax, Knox ve Viviene’in kot ve ayakkabıları tüm dünyada meşhur oldu. ‘Moda ikonu’ olarak gösterilen çocuk ise, Tom Cruise ve Katie Holmes’un çocukları Suri Cruise. Suri, Baby Gap’in de reklam yüzü olmasıyla ‘moda ikonu’ konumunu güçlendirdi.

**Kozmetik şirketleri işi normalleştiriyor**

Türk dizilerinin aranan makyaj sanatçısı ve şarkıcı kimliği ile tanınan Suzan Kardeş, dizilerdeki çocuk karakterlerin, izleyen çocukları da etkilediğini belirterek, şunları söyledi: “Burada ailelere çok büyük iş düşüyor. Çocuklara televizyondaki dizi karakterlerinin bunun sadece kamera ışıklarından etkilenmemeleri için yapıldığını anlatmak lazım. Makyaj yaşının 11’e kadar inmiş olması çok korkunç. Ufacık çocukların gelişim dönemlerinde böyle bir kimyasal etkiye maruz kalmaları çok kötü. Ben de dizilerdeki çocuklara asla ruj veya rimel sürmüyorum. Kozmetik firmaları çocuk malzemeleri icat ettiler. Bunu normalleştiriyorlar. Her küçük kız annesinin makyaj takımına ve topuklu ayakkabılarına özenir ama anne babalar çok dikkatli olsun.”