İnönü Üniversitesi Karaciğer Nakli Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Sezai Yılmaz, "2013 yılında 300'ün üzerinde karaciğer nakli gerçekleştirdik. Türkiye bu konuda oldukça ileri. Canlı vericili karaciğer naklinde dünyada ikinci sıradayız, Avrupa'da da lider olma yolundayız" dedi. İÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yusuf Türköz, Turgut Özal Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen "Tıp, Etik, Din, Sosyoloji ve Hukuk Bağlamında Organ Nakli" adlı sempozyumun açılışında yaptığı konuşmada, tedavisi sadece organ ve doku nakliyle mümkün hastalıkların önemli bir sağlık problemi olduğunu belirtti. Türkiye'de yeterli donamına sahip nakil merkezleri ve deneyimli bilim insanları bulunmasına karşılık organ bağışının yetersiz olduğunu vurgulayan Türköz, "Bu nedenle uygun organ bulamayan çoğu hasta kısa sürede hayatını kaybetmektedir" ifadesini kullandı. İÜ Karaciğer Nakli Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Sezai Yılmaz da tıbben ölmüş, sadece makinelerle kalp atımları, solunumu devam ettirilen insanların ailelerinin bağışıyla alınan organları ihtiyacı olan kişilere naklettiklerini, bunun üzerine hayatından vazgeçmiş insanların sağlıklı bir şekilde yaşamını sürdürdüğünü söyledi. Türkiye'de kadavradan organ bağışının yetersiz olduğunu, Sağlık Bakanlığı'nın bu sayıyı artırmak için çaba sarf ettiğini belirten Yılmaz, "2011'den 2014'e kadar bağışlar 5 kat arttı. Yani milyon nüfus başına 1 olan oran 5'e çıktı ancak yine de yeterli değil. Kadavradan bağışta, adı geçmeyen ülkelerle birlikteyiz" diye konuştu. Malatya olarak Avrupa ülkelerinin birçoğuyla kıyas edilemeyecek şekilde karaciğer nakli yaptıklarını vurgulayan Yılmaz, bu artışınsa canlı vericili nakille mümkün olduğunu bildirdi. Prof. Dr. Yılmaz, "Geçen sene bininci karaciğer naklimizi yaptık. Artık bir karaciğer nakli yapmak için 13-14 yıl beklemeye gerek yok. 2013 yılında 300'ün üzerinde karaciğer nakli gerçekleştirdik. Türkiye bu konuda oldukça ileri. Canlı vericili karaciğer naklinde dünyada ikinci sıradayız, Avrupa'da da lider olma yolundayız" dedi. Malatya Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Alper de hukukçuların organ bağışında bulunan bir şahsın ölümünden sonra bir adli tahkikat söz konusu olduğunda iki seçenekle karşı karşıya kaldığını dile getirerek, "Bir yanda organ bekleyen birçok insan, diğer yanda soruşturması, neticelenmesi ve failin cezalandırılması için gerekli delillere ulaşılmasını bekleyen bir toplum ve aile" diye konuştu. Alper, soruşturma yürütülürken organ naklini de mümkün kılan bir yasal düzenlemenin savcıların da vicdanlarını rahatlatacağını söyledi. - "Bin 859 hasta nakil yapılamadan vefat etmiştir" Hayat Vakfı Malatya Şube Başkanı Prof. Dr. Nusret Akpolat da 2013 yılında Türkiye'de 4 bin 294 hastaya organ nakli yapıldığını belirterek, şunları kaydetti: "2013 yılındaysa bin 705 beyin ölümü rapor edilmiş, maalesef bunların sadece yüzde 22'si, yani 379'u aile izni alınarak organ nakli gerçekleştirilmiştir. Avrupa genelinde bu oran yüzde 75'ken ülkemizde 22 olarak gerçekleşmiştir. Ülkemizde halen böbrek nakli için 7,5 yıl, karaciğer nakli için 2 yıl, kalp nakli için 8 yıl beklemek gerekmektedir. 2013 yılında bin 859 hasta nakil yapılamadan vefat etmiştir. 2014 yılı itibariyle 23 bin 849 hasta bekleme sırasındadır. Sonuç olarak toplum, sağlık çalışanlarının ısrarlı tutumuna ve Diyanet İşleri Başkanlığı'nın destekleyici ve teşvik edici görüşüne rağmen organ nakliyle ilgili yaklaşımını netleştirememiştir. Süt kardeşliği müessesesine sahip bir dinin inananları olarak, organ nakli konusunu kendi dinamikleri içerisinde bir hukuk müessesesine dönüştürmek zorundayız."
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz