YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

"malatya’nın Depremselliği Ve Temel Afet Bilinci Oluşturma" Konferansı

Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü, Ulusal Deprem İzleme Merkezi (UDİM) Müdürü Jeofizik...

Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü, Ulusal Deprem İzleme Merkezi (UDİM) Müdürü Jeofizik Mühendisi Dr. Doğan Kalafat, Türkiye’de 2011 yılında 18 bin depremin olduğunu söyledi.

Malatya Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü ile MAKUT (Malatya Arama Kurtarma) tarafından düzenlenen "Malatya’nın Depremselliği ve Temel Afet Bilinci Oluşturma" konulu konferans Belediye Konferans Salonu'nda gerçekleştirildi. Konferans öncesi bir konuşma yapan MAKUT Başkanı Ömer Kanmaz, MAKUT olarak, gönüllülük ve karşılıksız yardımseverlik ilkeleriyle 2008 yılından bugüne Malatya ve Türkiye için çalıştıklarını belirterek, "Arama-kurtarma ekibi olarak afetler, kazalar ve acil durumlarda can kaybını en aza indirmek kadar önem verdiğimiz toplumu bilinçlendirme çalışmalarımızı her geçen gün artırarak sürdürüyoruz" dedi.

Malatya’nın birinci ve ikinci dereceden deprem kuşağında yer aldığını belirten Malatya Belediye Başkan Yardımcısı Hasan Atay, yaptığı konuşmada gerek ülke olarak, gerek şehir olarak çok sık depremlerin meydana geldiği bir coğrafyada yaşadıklarını söyledi. Atay, bugüne kadar yapılan tüm bilimsel çalışmalarda yaşanan deprem felaketlerinde can kaybının asıl nedeni olarak sağlıksız yapılaşmanın olduğunu belirtti. Malatya Belediyesi tarafından bu konuda gerekli çalışmaların titizlikle sürdürüldüğünü kaydeden Atay, "İmar planlarının hazırlanmasında, yeni ruhsatların verilmesinde deprem gerçeği göz önünde bulundurulmaktadır. Malatya Belediyesi olarak, şehrimizde yapıların depreme dayanıklı olması konusunda da çok titiz davranılmaktadır. Belediyemiz bu konuda gerekli kontrol ve denetimleri yaptırsa da asıl olan insanlarımızın bu konuda eğitilmeleridir. Deprem öncesi, deprem sırası ve deprem sonrasında insanların ne yapacaklarını bilmesi gerçekten büyük önem taşımaktadır. Bu nedenle ilgili bütün kurumların bu yönde eğitime destek vermeleri gerektiğine inanıyorum" diye konuştu. Atay, açıklamalarını şöyle tamamladı:

"Belediyemiz bünyesinde kurulan Afet Koordinasyon Merkezi tarafından diğer konularda olduğu gibi depremle ilgili çalışmalar da yürütülmektedir. Olabilecek doğal afetlerle ilgili olarak önceden önlemlerimizi alıyoruz. Afetler sırasında kullanılmak üzere deprem konteynerleri aldık. Bunların içerisinde; çadır, jeneratör, yangın söndürme cihazı, projektör, kazma, kürek, kask, hilti, çelik deliciler, el feneri, ilk yardım malzemeleri gibi, kurtarma anında lazım olabilecek malzemeler bulunuyor. Konteynerler, taşınabilir özelliğe sahipler. Gerekirse bunları ihtiyaç duyulan yerlere götürebiliyorsunuz."

İl Afet Acil Durum Müdürü Ercan Önal da, insanları depremlerin öldürmediğini, sağlıksız yapılaşmaların can kaybına mal olduğunu, depremlerle ilgili bilgileri bilim adamlarından almanın, yapılaşmaların hangi zeminler üzerinde nasıl yapılması gerektiğini öğrenmenin, insanlık için faydalı olacağını söyledi.

Yapılan konuşmaların ardından MAKUT tarafından hazırlanan deprem konulu kısa film gösterildi. Filmin ardından konferansa geçildi.

Konuşmaların ardından "Malatya’nın Depremselliği ve Temel Afet Bilinci Oluşturma" konulu konferansa geçildi. Konferansı veren Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü, Ulusal Deprem İzleme Merkezi (UDİM) Müdürü Jeofizik Mühendisi Dr. Doğan Kalafat, afet bilincinin insanlar arasında bilinmişliğinin çok önemli olduğu belirterek, Türkiye’de 2011 yılında 18 bin depremin olduğunu aktardı.

"Dört sene önce 8 bin deprem olmuştu" diyen Kalafat, "Bu artışın sebebi rasathanenin alet donanımının artmasıdır. Maden Teknik Arama Müdürlüğü'nün yeni yaptırdığı haritada fay hatlarında büyük artış oldu. Bunun artmasının tek sebebi teknoloji. Son model araç ve gereçlerle bilmediğimiz bütün faylar ortaya çıkıyor. Bu haritaya göre; Pütürge, Doğanşehir, Sürgü ve Doğanyol'un Doğu Anadolu fayına yakın olmaları nedeniyle sık aralıklarla orta büyüklükte depremler üretme potansiyeli var. Eğer Malatya şehri depreme dayanıklı binalar yapmışsa, 7 büyüklüğünde bir depremde çok büyük hasarlar olmaz" ifadelerini kullandı.

Depremin insanı öldürmeyeceğini, bilinçsizliğin ve sağlıksız yapılaşmanın can kaybına mal olduğunu kaydeden Kalafat, Türkiye’deki depremlerde yaşanan can kayıplarının yüzde 95’inin sağlıksız yapılaşmalardan kaynaklandığını, geri kalan yüzde 5’in ise bilinçsizlikten olduğunu söyledi. Kalafat, depremi bilmenin ve ona göre tedbir almanın can kaybına yol açmayacağını, tam tersine hayat kurtaracağını ekledi.

Rasathanenin ne kadar teknik donanıma sahip olursa olsun depremlerin ne zaman olacağının kimse tarafından bilinemeyeceği gerçeğinin insanlar tarafından iyi anlaşılması gerektiğini vurgulayan Kalafat, "Medyada tarih tarih verilen deprem senaryoları gerçek değildir. Reyting uğruna insanları korkutmaktır. Bilimsel olarak depremin ne zaman olacağını bilmek mümkün değildir. Türkiye’de iki önemli fay hattı var. Bunlardan biri Kuzey Anadolu Fay Hattı diğeri ise Doğu Anadolu Fay Hattıdır. Ege bölgemizde olan depremleri ise sıvı alanlar oluşturur. Bu sıvı alanları özellikle imardan çıkarmak gerekiyor. Yani zemin sert değilse imar izni vermemek lazım" şeklinde konuştu.

Malatya’daki yapılaşmanın Beydağları'na doğru ilerlemeye başladığını ve bunun doğru bir seçim olduğunu ifade eden Kalafat, Beydağları'nın zemini sert kireç taşından olduğu için bu zemin sayesinde depremin şiddetinin azalacağını, o bölgelerde olmayan yapılar için de, mutlaka deprem güçlendirmelerinin yapılması gerektiğini dile getirdi. Kentsel Dönüşüm projelerinin bu açıdan çok önemli olduğunu belirten Kalafat, açıklamalarını şöyle tamamladı:

"Malatya bunu gerçekleştirirse büyük bir işi başarmış olacak. Binaları doğru inşa etmek çok önemli. Yeni binalarda zemin etüdü yasal bir gereklilik. Zemini sağlam değilse bina yapmayacaksınız. Çok fazla demir ve beton kullanmakta binaları kurtarmaz. Önemli olan demir ve betonu doğru kullanmaktır. Bunun yanında binaların kullanım amacını asla değiştirmeyin. Eğer bir bina işyeriyse, o amaçla kullanın. Konut alanına çevirmeyin. Eğer konut alanıysa da işyerine çevirmeyin. 17 Ağustos depreminde İstanbul Avcılar'daki binaların tek yıkılma sebebi, binaların kullanım amacının değişmesidir."

Konferansın sonunda Belediye Başkan Yardımcısı Hasan Atay, Doğan Kalafat’a plaket verdi.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler