Manisa Tso Ve Tse Arasında İşbirliği Protokolü

Türk Standardları Enstitüsü (TSE) Başkanı Hulusi Şentürk, "Ülkeler kendi üreticilerini koruyabilmek adına belli belirsiz, gerekli gereksiz birçok standardı zorunlu hale getirerek, yurt dışından ürün ve hizmetlerin ülkelerine girmesini engellemeye çalışıyorlar” dedi.

Manisa Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) ile Türk Standardları Enstitüsü (TSE) arasında kalibrasyon, eğitim, muayene ve deney hizmetlerinde oda üyelerine önemli oranda indirim imkanları sağlayan protokol törenle imzalandı. TOBB Başkan Yardımcısı ve Manisa Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Koşmaz ve TSE Başkanı Hulusi Şentürk tarafından imzalanan protokolle TSE’den belgesi olan Manisa TSO üyelerine TSE’den alacakları kalibrasyon hizmetlerinde yüzde 40, kalibrasyon eğitim hizmetlerinde ise yüzde 30; TSE’den belgesi olmayan Manisa TSO üyelerine TSE’den alacakları kalibrasyon hizmetlerinde yüzde 30, kalibrasyon eğitim hizmetlerinde ise yüzde 20 indirim uygulanacak. Ayrıca TSE belgesi olan, özel amaçlı muayene ve deney yaptırmak isteyen Manisa TSO üyeleri de yüzde 25 indirimden yararlanabilecek.

Anemon Otel’de gerçekleştirilen ve Manisa TSO yönetim kurulu, meclis üyeleri ve meslek komitesi üyelerinin katıldığı törende konuşan TOBB Başkan Yardımcısı ve Manisa Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Koşmaz, Manisa TSO üyeleri için maliyetleri düşürecek bu önemli işbirliğine imza atmaktan dolayı memnuniyetlerini ifade ederek, "Üyelerimizi üretimden satışa desteklemek gerekiyor. Bu destek, üretim çeşitliliğine ve kalitesine önemli katkılar sağlayacaktır. Yaptığımız bu protokolle üyelerimizin üretim maliyeti azalacak. TSE’den belgesi olan üyelerimizin TSE’den alacakları kalibrasyon hizmetlerinde yüzde 40, kalibrasyon eğitim hizmetlerinde ise yüzde 30; TSE’den belgesi olmayan Manisa TSO üyelerine TSE’den alacakları kalibrasyon hizmetlerinde yüzde 30, kalibrasyon eğitim hizmetlerinde ise yüzde 20 indirim uygulanacak” dedi.

TSE Başkanı Hulusi Şentürk, protokolün sanayicilerin üretim maliyetlerini azaltacağını vurguladı. Şentürk, “Protokol kapsamındaki hizmetlerde indirim, finansal destek anlamına geliyor. Ar-Ge amaçlı testlerde maliyet unsuru çok önemli. Türkiye’nin dünyada global güç olma hedefine ulaşabilmesi için Ar-Ge çalışmalarına yönelmesi gerekiyor. Yeni tasarımların önünü açacağımızı düşünüyorum" diye konuştu.

“STANDARTSIZ BİR DÜNYADAN BAHSEDEMEYİZ”

“Adına küreselleşme dediğimiz dünya her ne kadar malların ve hizmetlerin serbest dolaştığı anlayışı üzerine bina edilmiş olsa da, her ne kadar ülkelerin gümrük duvarlarının ortadan kaldırılması, özellikle Dünya Ticaret Örgütü tarafından tüm dünya ülkelerine dayatılmış olsa da ne yazık i küresel dünya aynı zamanda standartlar eliyle gümrük engellerinin en sert biçimde yaşandığı döneme tanıklık ediyor” diyen Şentürk, şunları söyledi:

“Ülkeler kendi üreticilerini koruyabilmek adına belli belirsiz, gerekli gereksiz birçok standardı zorunlu hale getirerek yurt dışından ürün ve hizmetlerin ülkelerine girmesini engellemeye çalışıyorlar. Buna karşılık kendi üreticileri, diğer tarafın pazarına girmesiyle ilgili bir engelle karşılaştığında Dünya Ticaret Örgütü’nün teknik engeller anlaşması başta olmak üzere birçok anlaşmayı en üst siyasi toplantılarda gündeme getirerek baskı uygulamaya çalışıyorlar. Bu dünyanın bir realitesi. Standartsız bir dünyadan bahsedemeyiz. Böyle bir lüksümüz yok. Standart olmadan ekonomi olmaz. Standart olmadan sanayi olmaz. Bugün hepimizin cebinde cep telefonu varsa, bu cep telefonlarının standardı olmasaydı şarjları olmazdı.”

“STANDART BELİRLEYEN ÜLKELER ARASINA GİRMEMİZ LAZIM”

Standart belirleyen ülkeler arasına girilmesi gerektiğini vurgulayan Şentürk, “Sanayiciler standartlara uygun ürün üretmekle o kadar meşgul ki standartları belirleyen olmak için herhangi bir çaba sarf etmiyor. Akademik dünyamız ne yazık ki reel ekonomiden o kadar uzak ki akademik birikimlerini reel ekonomiklerin hizmetine sunabilmek için AR-GE faaliyetlerini yanı sıra standartizasyon faaliyetlerinde yer alması gerektiğinin çok farkında değil. Buna karşılık sonuçta Avrupalıların belirlediği kurallarla üretim yapmaya kalkan sanayiciler gerçeğiyle karşılaşıyoruz. Sık sık değişen standartlar yoluyla da sanayicimiz sürekli taşeron sanayici olmaya adeta mahkum hale getiriliyor. Ülkemiz sanayicisi montaj sanayicisi olmaktan bir adım öteye gitmekte zorlanıyor. Oysa standartlara hakim olmamız, standart belirleyen ülkeler arasına girmemiz lazım. Bunun için de sizlerin katılım ve desteğine ihtiyacımız var. Ama bu tek başına yetmiyor. Aynı zamanda adına test, belgelendirme ve gözetim adını verdiğimiz çok büyük bir pazar var. Ne yazık ki ülkemizde bu pazarın büyüklüğü ve ehemmiyeti ile ilgili bilgi son derece düşük. Bugün dünya uygunluk ve değerlendirme pazarının büyüklüğü yani yıllık işlem hacmi 200 milyar dolardır. Türkiye’nin pazar büyüklüğü de 2 milyar dolardır. Siz zannediyorsunuz ki TSE bunun en büyük oyuncusu. Benim cirom 110 milyon dolar. 2 milyar doların sadece yüzde 5 buçuğu TSE'nindir. Diğer belgelendirme kuruluşlarını toplayın bir TSE etmiyor. Hadi etsin 200 milyon dolar diyelim. Peki 2 milyar 200 milyon doları bizdeyse, her yıl 1 milyar 800 milyon doları kime gidiyor? İşte sizlerin dolaylı ya da dolaysız test, belgelendirme, danışmanlık, gözetim hizmetleri adı altında ödediğiniz bedellerin Türkiye'ye maliyeti yıllık 1.8 milyar dolar civarındadır. Çin Shangay'da 13 ay evvel başladığımız ilk ofis açma çalışmamız bugün 28 yurt dışı ofis sayısına ulaşmış durumdadır. Yine sizlerin yurt dışına rahat mal satabilmeniz işin Suudi Arabistan'la bir anlaşma yapmıştık. Oraya mal satmak için Saso Belgesi almak şattır. Saso Belgesi'ni Suudi Arabistan adına verebilme yetkisi almıştık. Bu yetkiye geçtiğimiz yıl içerisinde Kameron, Gabaron, Yemen, Umman'ı dahil ettik. Şu an 5 ülkeye çıktı. İnşallah önümüzdeki günlerde Irak ve İran'la ilgili müjdeli haberleri bekliyoruz. Bu arada Irak'ta mobilya konusu açtık. 1 Temmuz'dan itibaren TSE belgeli ürünler Irak gümrüğünde başka işleme tabi tutulmaksızın geçiş hakkını Irak tarafı imzaladı” dedi.

“SORUNLARINIZI YAZILI OLARAK BİLDİRİN”

Sanayici ve işadamlarından sorunlarını yazılı olarak TSE’ye göndermelerini isteyen Şentürk, konuşmasına şöyle devam etti:

“Sizlerden istirhamım; lütfen ihtiyaçlarınızı ama yazılı, söz uçar yazı kalır. Ben Ankara'da özel ekip kurdum. O ekipler günlük gelen talepleri inceliyor ve uygun bulunanlar diğer fizibilite çalışması yapmak için proje ekibine havale ediliyor. Ama sizlerden bu konuda yeterli desteği göremediğimi ifade etmek istiyorum. Bizim hatalarımız yok mu? Sizin saymanıza gerek yok çünkü ben size 100 tane yanlışımızı sayarım. Sizi ‘illallah’ dedirten tavırlarımızdan ukalalıklarımızdan ben de sizlere bahsedebilirim. Ama bakın bunları düzeltmek için 1 yıldır şahitsinizdir gerçekten çok farklı açılımlar içerisine girdik. Bir yandan 28 tane müşavirimizi firma temsilcisi olarak görevlendirdik. Firma sorunlarını olarak TSE'de takip edebilsin diye. Bir yandan bölge koordinatörlerimiz iptal edilmişti, tekrar tahsis ettik. Şu an birebir TSE'nin tüm kurumları adına irtibata girebileceğiniz bölge temsilciliklerimizi kurduk. Dün yereldeki laboratuvarlarımızın hepsi kapatılıp Ankara ve İstanbul'a taşınmıştı, şuan tekrar yerelde laboratuvarlarımızı kurma dönemine başladık. Bir dönem yanlış yapmışız ama düzeltmeye uğraşıyoruz. Geçmişteki hatalarımızı konuşarak kazanacağımız bir şey yok. Şu an 2023 vizyonunu yakalamak istiyorsak gerçekten Türkiye küresel güç olmak istiyorsa küresel güç olan kurumlara ihtiyacı var. Elbette AR-Ge faaliyetleri önemli elbette lisans patent önemli elbette pazarlama önemli ama onlar kadar hatta daha önemlisi olan standardizasyon ve belgelendirme hizmetlerinin de en uygun şartlarla verilebilmesini ve ülke gümrüklerinde kabul edilmesini sağlayarak malların gümrüklerde heder olmasını önlemek gerekiyor.”

“TÜRKÇE ANLAŞAMIYORSAK BAŞKA BİR DİL ÜZERİNDEN KONUŞALIM”

Sorunların ortak çözüm öneriyle çözüleceğini vurgulayan Şentürk, “Sorunları birbirimizi suçlamadan çözüm önerilerinizle ortaya koymanız gerekiyor. Yoksa bu ülkenin bakanlıklarında da kurumları da kuruluşları da herkes bu ülkenin menfaatini istiyor. Ancak aramıza bir iletişim problemi var nedense anlaşamıyoruz. Türkçe anlaşamıyorsak başka dil üzerinden konuşalım. Ama artık anlaşmayı bilmek zorundayız. Türk sanayisi bizim için müşteri değil patrondur. TSE'nin kuruluş misyonu Türk sanayisinin ihtiyaç duyduğu standardizasyon ve test hizmetlerini vermektir. Biz sizin patronluğunuzu kabul ediyoruz. Lütfen bizimle ilişkilerinizi 'lanet olsun şu belgeyi de TSE'den mi almak zorundayım' anlayışı yerine 'şu TSE ile sorunları nasıl çözeceğiz' anlayışı noktasına gelmeye çalışın" şeklinde konuştu.