Aziz GÜVENER/SAPANCA(Sakarya), (DHA)- SAKARYA Sapanca Devlet Hastanesi'nde özel kurulan poliklinikte 'tamamlayıcı tıp' tedavileri uygulayan Başhekim Dr. Meryem Dişli, hacamatın uzman kişiler tarafından hastanelerde yapılması gerektiğini belirterek, "Mantar üzerinden hacamat yaptığınızda hacamat yayılabilir. Hekim önce tanı koymalı. Sedef hastalıkları olabilir, bunlara kesinlikle hacamat yapmamalıyız" dedi.
Geleneksel, tamamlayıcı ve alternatif tıp alanlarında uzman olan Başhekim Dr. Meryem Dişli, alternatif tıp tedavileriyle ilgili uyarılarda bulundu. Sapanca Devlet Hastanesi'nde bu alanda kurulan özel poliklinikte yaklaşık 8 aydır görev yapan Başhekim Meryem Dişli, hacamat ve iğne gibi geçmişten bugüne kadar uygulanan tedavilerin doktor muayenesinden geçmeden uygulanmasının çok tehlikeli olduğuna dikkat çekti.
"SADECE HACAMATLA OLMAZ"
Hacamat tedavisi öncesinde hastaları birçok teste tabi tuttuklarını kaydeden Başhekim Dişli, şöyle dedi:
"Hasta bize geldiğinde genelde ya uzman arkadaşların polikliniklerinden ya da direkt başvurular olabiliyor. Mutlaka genel tahlillerini yapıyoruz. Varsa bir durum, ilgili branşa yönlendirerek tamamlayıcı tedavi olarak biz devam ediyoruz. Bazı dönemlerde ozon ve hacamat tedavisini, seanslarını eklememiz gerekebiliyor. Hacamat için hastalarımıza geliyor. Obezite durumu var, kolesterolü çok yüksek, diyabeti var vesaire; sadece hacamat yaparak bunun geçeceğini düşünüyorlar. Biz diyoruz ki sadece hacamatla olmaz. Bunun için daha bütünsel bir yaklaşım gerekiyor. Mutlaka beslenme değişikliği gerekiyor. Tahlillerinizde eksikler varsa fototerapi tedavileriyle de desteklenmesi gerekiyor. Kapsamlı bir şekilde anlatıyoruz. Bakış açısındaki en büyük yanlış; tek bir tedaviyle düzelebileceklerini düşünüyorlar."
"HASTANELER BU KONUDA ÇOK DOĞRU ADRES"
Dişli, hacamat tedavisinin mantar, sedef gibi hastalıkları olan kişilere yapılmaması gerektiğini ifade ederek, "Diyabetli bir hastamız hipoglisemiye işlem sırasında girmesin diye öncesinde mutlaka kan şekeri düzeyine bakıyoruz. Acil ilaçlarımız, acil durumlarda müdahale edebiliyoruz. Vücut mantarı vardır, mantar üzerinden hacamat yaptığınızda hacamat yayılabilir. Bu mantar tanısını koyabilmek için bir kere hekim açısı gerekir. Hekim önce tanı koymalı. Sedef hastalıkları olabilir, bunlara kesinlikle hacamat yapmamalıyız. Kardiyak kontrolleri varsa, ritim kontrolleri mutlaka yapılmalı. Vücut bütünlüğünü bozma yetkisi kanunen de sadece hekimlerde olduğundan ve sterilizasyon şartları açısından hastaneler bu konuda çok doğru adres" dedi.
"BU TEDAVİLER MERDİVEN ALTI UYGULAMALARDAN KURTULDU"
Bu tür tamamlayıcı tedavilerin artık devlet hastanelerinde de uygulandığını belirten Başhekim Meryem Dişli, "2004 ve 2014 yıllarında Sağlık Bakanlığı'nın Resmi Gazete'de yayımladığı yönetmeliğe göre, 15 tane tamamlayıcı tıp alanı belirlendi. Eğitimlerini aldıktan sonra biz de yaklaşık 8 aydır hastanemizde uyguluyoruz. Sadece hekim ve diş hekimlerine yetki verildi. Bu tedaviler merdiven altı uygulamalardan kurtulmuş oldu. Bilimsel anlamda hastanelerimizde uygulanıyor" diye konuştu.
"DOKTORDAN MUCİZE BEKLEMEK YANLIŞ"
'Bir tek reçeteyle iyileşirim' düşüncesinin yanlış olduğuna vurgu yapan Başhekim Dişli, hastanın asıl doktorunun kendisi olduğunu kaydederek, şöyle konuştu:
"Şuna çok önem veriyoruz: Genellikle insanlar doktora giderler, bir reçeteyle o hastalığın yok olacağını düşünüyorlar. Burada hastanın hiçbir sorumluluğu yokmuş gibi gözüküyor. Burada asıl sorumluluk sizde, biz size bilgilerimizle koçluk yaparız. Beslenme koçluğu yaparız. Tamamlayıcı tıpla ilgili koçluk yaparız. Asıl sorumluluk sizde, siz üzerinize düşeni yapmazsanız hiçbir şey yapamayız. Doktordan bu şekilde mucize beklemek doğru değil. Böyle başlayınca hasta da gerçekten yola giriyor. Gerçekten çok güzel sonuçlar alıyoruz. Mutlaka ayrıntılı, bütünsel yaklaşımla bir tedavi öneriyoruz. Dönem dönem fitoterapi, ozon terapi öneriyoruz sadece hacamatla olmayacağını söylüyoruz. Egzamalı bir hastamız vardı. Uzun yıllardır kaşımış, kanamış. Aromaterapi yaptık ve beslenme değişikliğini ekledik. Teşekkür ederek geldi, gözlerimiz yaşardı."