MARDİN (İHA) - Mardin İnsan Hakları Derneği (İHD), 3 Haziran 2006 tarihinde çalıştığı tarlada kimliği belirsiz kişilerce öldürülen Selahattin Aksu ve 7 yaşındaki Rozerin Aksu cinayetiyle ilgili hazırladığı 7 sayfalık raporu açıkladı.
Hazırlanan raporda, işlenen cinayetin bir siyasi yönünün olmadığı, tamamen uyuşturucu paramiliterler tarafından işlenebileceği kanaatine varıldığı açıklandı.
Mardin İHD Başkanı Hüseyin Cangir, İHD Avukatı Erdal Kuzu ve İHD Mardin Şube Kurulu Üyesi Beşir Dündar tarafından hazırlanan raporu açıklayan Mardin İnsan Hakları Başkanı Hüseyin Cangir, 3 Haziran 2006 tarihinde Selahatin Aksu ve Rozerin Aksu'ya karşı işlenen cinayetin doğrudan siyasi bir nedenden dolayı işlenmediği kanaatine varıldıklarını belirterek, 2 şahsın siyasi nedenden öldürülmesinin bir anlamı görünmese de işverenin ve ailesinin konumunun, politik tercihlerinin, maktul Selahatin Aksu'nun ölümünde etken olduğu kanaatine varıldığını söyledi. 25 Mayıs 2006 tarihinde tarlada bulunduğu iddia edilen Hint keneviriyle maktullerin ölümü arasında ilişki olduğu, 2 olayın birbirini takip etmesinin bir tesadüf sonucu oluşmadığına dikkat çeken Cangir, şöyle konuştu:
"Maktullerin ölümünde uyuşturucu işiyle uğraşan paramiliter güçlerin yer alma olasılığını yüksek olduğu, olayın bütün olarak dikkate alındığında fail veya faillerin hukuk dışı güçlü bir ilişki ağında yer aldıkları kanaatine varılmıştır. Fail veya faillerin olayın gerçekleştiği yeri önceden bildikleri, kendilerini güvenlikte hissettikleri zamanda bu olayı gerçekleştirdi. Olay yerinde bulunan kovanlardan yoğun olarak atış yapıldığını, maktullerin vücudundaki kurşun yerlerinde ve evin duvarlarında tespit edilen kurşun izlerinde atışın seri tarama şeklinde yapıldığını tespit ettik. Maktul Selahattin Aksu'nun ölümünden evvel kendisiyle görüşen sivil giyimli resmi görevli şahısla aralarında geçen konuşmaların içeriği bilinmese de şüphe uyandırdığı ve olayla ilişkili olma ihtimali olduğu da yüksektir".
Sivil baba ve kızının yaşam hakkının ihlal edildiğini söyleyen Cangir, "Olayın henüz adli tahkikatının devam etmesi ve Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen tahkikatın etkili hukuk yolu olarak sürdürülmediğini gösterir bir kanıt bulunmaması nedeniyle tahkikat sonucunun beklenmesi gerekmektedir. Bu kapsamda mülki idare ve yargı kurumu faillerinin açığa çıkarılması için etkin ve hızlı bir çaba içinde olmalıdır. Bu makamların sahip oldukları olanaklar dikkate alındığında bunun olanaklı olduğunu görüyoruz. Olayın açığa çıkarılmasında gecikmeler, iddiaları başta aile olmak üzere toplumun büyük kesiminde hükme dönüştürecektir" şeklinde konuştu.