Mardin'de "Türkiye'ye Yatırım Geleceğe Yatırım" toplantısının 14'üncüsü yapıldı.
Mardin'de bir otelde düzenlenen toplantıya İçişleri Bakanı Muammer Güler, Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Genel Başkanı ve Mardin Bağımsız Milletvekili Ahmet Türk, Mardin Valisi Turhan Ayvaz, AK Parti Milletvekili Abdurrahim Akdağ, Mardin Belediye Başkanı Mehmet Beşir Ayanoğlu, Milliyet Gazetesi Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Futbol Federasyonu Başkanı Yıldırım Demirören, Yayın Yönetmeni Derya Sazak, Milliyet Gazetesi yazarları, Mardin’deki STK temsilcileri, siyasi parti temsilcileri ve çok sayıda vatandaş katıldı. Programda bir konuşma yapan İçişleri Bakanı Muammer Güler, devam eden çözüm süreçle ilgili bilgilendirme yaptı. Konuşmasını yaptığı kürsüde yorulunca oturma masası isteyen Bakan Güler konuşmasına buradan devam etti. Bakan Güler, “Sürecin hassasiyetini hepimiz biliyoruz. Az konuştuğumuzu çok iş yaptığımızı biliyoruz. Elbette ki kimseyi rencide etmek istemediğimiz ama meşruiyet çizgisine dahil olmadan bu işi çözmek istediğimizi belirtmek istiyorum. Şimdi ayırıştırmanın zamanı değil, kucaklaşmanın zamanıdır. İşin başındayız hesaplaşmanın değil, helalleşmenin zamanıdır. Ben Türkiye’deki bu büyük güç ve destekle oluşturulan bu umut ve bahar havasının önünde hiç kimsenin duramayacağını ve ülkenin bu sorunun çözülmesinin özelikle şimdi çözülmesi gerektiğini düşünüyorum, bunun çok önemli olduğunu ve bu fırsatın heba edilmemesi gerektiğini özellikle ifade ediyorum. Bu bizler için fırsattır. Bu bölge için bir fırsattır. Ülkemizi daha huzurlu, daha demokratik, daha özgür yapmak için sorumlu olan elbette siyasi iktidar, ama diğer siyasi partiler de sorumludur. Devlet toplumun her kesimine düşmektedir. Yalnız bazı sorunlar vardır ki siyasal iktidarı aşan, ülkenin bütün siyasi partilerinin, sivil toplum kuruluşlarının ve kanaat önderlerinin de katkı vermesi gerektiren bir sorundur. Sorun herkesin taşın altına elini koyması ve mutlaka bu çözüm sürecinde kendini ifade etmesi ile çözülecektir. Burda seyirci kalırsak ileride bir söz söylemeye hakkımız olmayabilir” dedi.
"BU ÜLKENİN GÜCÜNÜ ÇATIŞMALARLA HEBA ETMEYELİM"
Bakan Güler, çözüm sürecinin samimiyeti konusunda herkesin emin olması gerektiğini söyledi. Güler, “Gerçekten de Türkiye açısından bunun inşallah yaratacağı olumlu hava yeni anayasaya yansıyacak, bunun getirdiği olumlu havanın çatışma ortamının durdurulmasıyla bir sonraki konuların oturulup rahatlıkla konuşulabileceği ve buna çözümler getirebileceğini ifade etmek istiyorum. Biz kavgayla bu işi bir yere götüremeyiz. Güvenlik politikalarıyla bu işin sürdürülmesi mümkün değildir. Çatışma ortamını sürdürerek bunun çözülmesi mümkün değildir. Bu işi çatışmayla götürmek isteyenler bir yere varmaz, güvenlik politikaları sürdürülebilir ama çözüm sürecinde bir birimizi anlayarak bu işi bir ortak noktada buluşturmak vardır. Bunu yapmak bizim ellerimizde kavga istersek, kavga ederiz ama bu işi sonlandırmak, huzuru sağlama imkanı bizim elimizde. Gelin hep beraber bunu yapalım. Bu ülkenin gücünü, kuvvetini kaynaklarını böylesine çatışmalarla heba etmeyelim” diye konuştu.
Medyanın üzerine de büyük görevlerin düştüğünü belirten Bakan Güler, “Geleceğe yatırım Türkiye’ye yatırım çok önemli bir toplantı, ufuk turu yapıp burada rahat bir ortamda seslenebilmek için daha ayrıntılı bir görüşmeyi yapabileceğiz. Çözüm sürecine böyle toplantıların yapılması çok değerli, Mardin için çok değerli. Geleceğe yatırım Güneydoğu’dan geçiyor. Çözüm sürecinin gündeme geldiği günden itibaren pek çok yatırım isteği var. Halk desteği yüzde 80 diyorlar ama gerçeği yansıttığına inanmıyorum. Burada halkın desteği yüzde 90 durumunda. Hangi etnik kökende olursa olsun artık kurtulmak istiyor. Sıkıntılar var, sıkıntıları çözmek sebeplerini gözardı edemeyiz, bu sorunların sebeplerini de düşünürsek, Türkiye’nin demokratik yapısını dikkate alarak çözmeye çalışalım. İktidarları muktedir kılacak bir anlayışın Türkiye Cumhuriyeti devletine hangi etnik kökenle olursa olsun eşit saygıdeğer ve hukuktan en çok faydalanacak vatandaşlar olarak bakmamız lazım” ifadelerini kullandı.
"KÜRT TÜRK’ÜN, TÜRK DE KÜRT’ÜN KARŞILIĞI DEĞİLDİR"
Konuşmasında AK Parti'nin son 11 yılda red, inkar ve asimilasyon politikalarını terk eden birçok düzenlemeyi yaptığını ve bunun gözardı edilemeyeceğini ifade eden Bakan Güler, “Bizim bakış açımız vatandaşlar bugüne kadar yaşanan sorunlarda illa A’yı B’ye B’yi C’ye alternatif yapmak değil. Kürt Türk’ün, Türk de Kürt’ün karşılığı değildir. Bunlar birbirinin kesinlikle karşılığı değil. O karşılığı yaratanların anlayışı demokratik bir devlet yapısı olmadığını düşünmemiz lazım. Bu sorunların çözümü için doğru adres burası. Milliyet çok doğru bir yere gelmiş. Yüzyıllardır hoşgörü içinde yaşaya geldiler. Keşke bu anlayış bütün Türkiye ve dünyaya hakim olsa Mardin’i model olarak görüyoruz. Önemli bir potansiyeli var genişleme sahası ikinci OSB Midyat, Nusaybin ve Kızıltepe de OSB’ler yaparız” dedi.
Bakan Güler, terör olayları ile birlikte son 30 yıldan bu yana çok sıkıntılar yaşandığını kaydetti. Güler, "Bu sorunların çok önemli sebepleri var. Daha çok demokrasiyle bunları aşarız. Yeni bir anayasa, anayasayı doğrudan doğruya milletin yaptığı bir süreç şimdi de bir fırsat var. AK Parti bunun için çok gayret gösteriyor. Ortaya çıkacak anayasa herkese eşit olacak, sahiplenebileceği bir ortamı sağlayabiliriz. Hiçbir siyasi iktidarın üstlenmek istemeyeceği riski AK Parti üstlendi. Diğer bölgelerdeki sürece bakış anketi de gösteriyor. Onları da anlamamız için özel bir gayret harcamamız gerekiyor. Millete yapılan bir mutabakattır. İnsanlar artık huzur içinde yaşamak istiyor. Geleler kesime anlatmak mümkün değil ne pazarlıklar yapılıyor. Ne tavizler verilecek. Gibi spekülasyonlar yapılıyor. Bir Mardin milletvekilinin içişleri bakanlığına getirilmiş olmasını bile çok önemsiyorum. Dünyanın hiçbir yerinde iç siyasete malzeme yapılacak bu sorunlar çözülmemiş. İngiltere örneğini inceledik. Hepimizin ortak bir meselesi gibi algılayıp bu bu konuda samimi bir gayretle bu işi sonuçta bundan kimler yararlanacak anaların gözyaşlarını dinmesi silahların susmasıyla birçok konuda bakış açılarını ortaya koyabiliriz bu bir inancı ve samimiyeti ifade eder. Türkiye’nin geleceği için bir risk üstlenmek istiyoruz. Bu süreçte hepimize düşen görevler var sadece AK Parti’nin, BDP'nin görevi değil. Elimizi taşın altına koymamız lazım, siyasi partiler çözüm üretmiyorsa marjinal grupların çözüm üretmesi gerekir. Türkiye’nin geleceği ile herkesin görüşü olmalı, karşı çıkmak yetmez, yerine neyin konulacağını söylemesi lazım, millet tasfiye eder, bu millet samimi yaklaşım bekliyor. Türkiye Cumhuriyeti'nin milletinin temsilcisiyim mutlaka iradesini ortaya koymalıdır karşı çıkanları millet elbette değerlendirecektir. Mahalli seçim, cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimi olacak bakış açısı ortaya çıkacak. Mutabakat anayasanın yapılmasının çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Bu sürecin başarıya ulaşması için şanslı bir dönem yaşıyoruz. Bu süreci Türkiye bir daha yaşamayabilir” diye konuştu.
“DIŞARIDA KALANI MİLLET TASFİYE EDER”
Türkiye’nin geleceği açısından da çok önemli engellenmelerle karşı karşıya olduklarını belirten Bakan Güler, “Bir kesim bütün gayretleri ile çözüm sürecinin başarıya ulaşmaması için uğraşıyor. Demokrasiye yaklaşımlarını görüyorsunuz dışarda kalanı millet tasfiye eder, bir taviz ilişkisi değil. Bir tarafın kazanması diğer tarafın kaybetmesi değildir. Barış ve huzur içinde yasa çalışmasıdır. Çözüm süreci pazarlıkların yapıldı tavizlerin yapıldığı teröre karşı geri adımların atıldığı bir süreç değildir. Terörün sonlandırılması sürecidir. Bölünme parçalanma gibi sorunlarla toplumsal desteği azaltma çabasında anayasaya aykırı işler yapamaz. Siyasi anlayışımız buna izin vermez. Silah bırakılsın da ne olursa olsun diye bir düşünce de söz konusu olamaz. Silahtan arınarak demokrasi standartlarını yükselterek red, inkar ve asimilasyon politikasında değiliz. Artık insanlar pek çok şeyi meslek örgütleri, basın, siyasi partileriyle her şeyi biliyor. Çözüm sürecinde ekonomi siyaset geçerli olacak. Hem bu sorunların temeline inme konusunda siyaset geçerli olacak. Bir yandan çözüm süreci işlerken ekonomik politikaların da insanların bakışlarında farklılıklar gördüm. İnsanlar geçmişe göre farlı bakış açıları gördüm” şeklinde konuştu.
Bölgeden milletvekili olmayan siyasi partilerin bu bölgenin ruhunu anlayamayacağını belirten Güler, “Her türlü çabanın gösterilmesinden yana iktidarın milletle anlaşması gibi büyük bir toplumsal süreç olmazsa kimse bu benim oyum yükselsin de daha kaç tane şehit gelirse gelsin diyene doğu ve batıyı da temsil edilemeyen partiler bu bölgenin ruhunu bilmiyorlar. Keşke CHP, MHP’nin de milletvekilleri olsaydı. Bu politikaları üretirken doğudan uzak kaldıklarını görüyorum. Ülkenin bütününü kucaklayacak politikalar üretmeliyiz. Daha çok demokrasi bu eksikliği çözüm sürecindeki tavrı siyasi partilerin çok iyi değerlendirmesi gerektirdiği düşüncesindeyim. Sürecin hassasiyeti nedeniyle az konuştuğumuzu çok iş yaptığımız meşruiyetten ayrılmadığımızı söyle helalleşmenin zamanıdır. Türkiye’deki büyük destekle oluşturulan umut ve bahar havasının önünde kimsenin duramayacağını bu fırsatın heba edilmemesi gerektiğini özellikle ifade ediyorum. Bizim için, bu bölge için fırsattır. Bazı sorunlar vardır ki siyasi partileri aşan bir sorundur. Kanaat önderlerinin de hepimizi ilgilendiren çok önemli bir sorun çözüm sürecinin samimiyeti konusunda emin olmanızı istirham ediyorum. Türkiye’nin geleceği için de bunun getirdiği olumlu havanın yeni anayasaya da yansıyacağını ifade etmek istiyorum. Kavgayla bu işi bir yere götüremeyiz. Güvenlik ve çatışma politikasıyla bir yere götürmek mümkün değil. Bu işi bir ortak noktada buluşturma imkanımız var. Bu işi sonlandırma imkanı varken bunu heba etmeyelim Türkiye’nin gücünü çatışmalara heba etmeyelim. Akil insanlar heyeti oluşturuldu. Çalışmalarına göz atarsanız. Tepki verenlerin söylediklerine bakarsanız süreci daha iyi anlayabileceğiz milliyet bize bu imkanı verdi çözüm sürecinin en iyi örneklerini Mardin’de görecekler. Burada her kesim var. Güç bizde irade bizde toplumsal destek burada bunu burada çözemezsek vebali hepimizindir” diye konuştu.
"PAZARLIK YOK BİZİM ARADIĞIMIZ HAK ADALET VE EŞİTLİK"
Bakan Güler’den sonra bir konuşma yapan DTK Genel Başkanı Ahmet Türk ise herhangi bir pazarlık yapılmadığını söyledi. Türk, "Türkiye’nin geleceği açısından önemli fırsatların yaşandığı bir sürecin içindeyiz. Bu sürecin kalıcı barışa dönüşmesi, halklarımızın sevgiyle birbiriyle kucaklaştığı bir ülkeye dönüştürülmesi gerekir. Türkiye kendi sorunlarını çözdüğü zaman Ortadoğu’nun demokratikleşmesine de önemli katkılar sunar. Hepimiz çok iyi biliyoruz ki huzur ortamının sağlanması ekonomik gelişmelerin de önünü açar, demokrasiyi kalıcı hale getiremezsek ekonomik kalkınma hayal olur. Bu ne ile toplumun şekillenmesi demokratik değerler etrafından herkesi kucaklayacak yeni bir ortamın doğması gerekir. Barış konusunda gerçekten iradeli, ciddi adımların atıldığına inanıyorum. Bazı gerçekleri de unutmamak lazım. Bu bir çözüm sürecidir. Sorunların nedenine inmek zorundasınız. Çözümden söz ediyorsak kalıcı meseleyi basit silahların susması olarak bakmamak lazım. Adalet ve eşitlik olmazsa bugün susan silah yarın başka bir silah çıkar. Pazarlıklar yapılıyor deniyor. Pazarlık yok bizim aradığımız hak adalet ve eşitlik. Yüzyıllık inkar politikasını sürdürmeye çalışırsak elbette barış da eşitlik de gelmez, elini taşın altına koyanlar yarınlarımızı demokratik Türkiye’yi inşa etmek bir beklentilerin olduğu bir süreç. Sadece kendisi kaybetmeyecek iktidarlar kaybedecek. Farklı kesimlerse onlar da kaybedecek. Halkımızı barış için kardeşlik için demokratik bir gelecek için Milliyet Gazetesi'nin bugünkü çalışmaları için çok teşekkür ediyoruz" dedi.
Milliyet Gazetesi Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Yıldırım Demirören de geleceğe yatırım sloganının altına kendisinin de bir şeyler eklemek istediğini söyledi. Demirören, "Bu sürece destek toplantısıdır. Şehirlerin problemlerini bakanlarımıza sürece açık destek. 1986 yılında Diyarbakır’da bu bölgeyle iş yapmaya başladık. Buradaki iş adamları batıya yatırım yapıyorlardı. Süreç olarak ne kadar yatırım yapsak bu yasal süreç Türkiye’nin ufkunu açacak. Hayat artık ekonomi asıl kavga ekonomik kavga kim UEFA’ya giderse parayı o alır. Demirören ailesine düşen görev sürece sonuna kadar destek vermektir” diye konuştu.
Mardin Valisi Turhan Ayvaz böyle bir toplantının Mardin’de yapılması anlamlı olduğunu belirterek “Mardin’de hiçbir zaman kavga gürültü olmamıştır, herkes birlikte yaşanılmıştır. Son yıllarda 20-30 yıldır suni sorun halklarımız tarafından görülerek yanlış hesabın Bağdat’tan döneceğini görmüştür” diye konuştu.
Programda bir konuşma yapan Mardin Belediye Başkanı Mehmet Beşir Ayanoğlu ise konuşmasında demokrasi vurgusu yaptı. Başkan Ayanoğlu “Demokrasiyi güçlendirme noksanı da geç kaldık. Gönül isterdi ki 40 yıl önce yapsaydık sorgulanması gereken birden çok faktör var. Keşke o dönemde çok dirayetli durulabilseydi. Zararın neresinden dönülse kardır. Demokrasimiz güçleniyor. Güçlendikçe daha iyi noktaya geliyor. Dünya kamuoyuna çıkacak. UNESCO miras listesine yazılmak en büyük hayalimiz. Civardaki diğer şehirlerin bizimle entegre olmasını dünya gündemine taşıyacağız” ifadelerini kullandı.
Program verilen yemekle sona erdi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz