Konserve yiyeceklerin içinde bulunduğu su, koruyucu özellikte olduğu için yüksek oranda sodyum (tuz) içerir. O yüzden dökün gitsin. Fazla sodyum kalbe ve dolaşım sistemimize iyi gelmez ve zamanla yüksek tansiyon, kalp krizi ve felç riskini artırır.
Ayrıca bu su, Bifenol A (BPA) içerir. BPA beyin hasarından kansere kadar pek çok hastalığa yol açan bir kimyasaldır. Eğer satın aldığınız meyve konservesi ise bu su, pek çok vitamini ve sağlıklı minareli barındırır, fakat siz yine de BPA içermesine karşı riske girmeyin.
İşlenmiş yiyeceklerin pek çoğu früktoz içerir. Früktoz; diyabet, obezite, metabolizma problemleri, bunama ve Alzheimer hastalığı gibi beyin ile alakalı hastalıklarla bağlantılıdır. Eğer çok fazla işlenmiş yiyecek tüketiyorsanız mutlaka lif ve Omega-3 içeren gıdaları da günlük beslenmenize eklemelisiniz.
Yeni bir araştırmaya göre Omega-3 asitleri açısından zengin olan yiyecekleri tüketmek, früktozun beyninizde bıraktığı hasarı giderebilir. Balık, keten tohumu, avokado, ceviz, zeytinyağı ve kuru fasulye gibi gıdalar Omega-3 açısından zengindir.
Lif ise şekerin emilimini yavaşlatır ve kan şekeri değerlerinizdeki ani değişikliği önler, bu sayede diyabet hastalığına yakalanma riskiniz oldukça azalır. Meyveler, sebzeler, kurutulmuş meyveler, tam tahıllar, yemişler, bakliyatlar iyi lif kaynağıdır.
Araştırmalar, dondurulmuş sebzelerin taze sebzeler kadar, hatta belki onlardan daha sağlıklı olduğunu gösteriyor. Sebzeler toplandığı zaman neredeyse hemen donduruluyor ve tüm besleyiciliklerini koruyorlar.
Taze olarak bırakılan sebzeler ise şehirlere gönderilirken zarar görmemesi ve tazeliklerini koruması için bazı ilaçlara ve kimyasallara maruz kalıyor. Dondurulmuş sebze alırken üretim tarihini kontrol etmeyi unutmayın. Elinizde taze görünen dondurulmuş sebzelerin üretim tarihi aylar öncesine dayanıyor olabilir.
Hazır, paketlenmiş makarna ya da çorba gibi yiyecekleri almayı planlıyorsanız, yiyeceğinizin besleyicilik oranını artırmak için içine mutlaka havuç, mısır, bezelye ya da peynir ekleyin. Bu sayede yiyeceğinizin vitamin, mineral, protein ve lif oranını artırmış olacaksınız.
Kahvaltı için gevrekleri ya da yulafı tercih ediyorsanız içine meyve, tarçın ve bal ekleyerek daha sağlıklı bir öğün elde edebilirsiniz. Meyvelerde bulunan vitamin ve mineral, tarçın ve balda bulunan güçlü antioksidanlarla birleşince sağlıklı bir kahvaltı yapmış olursunuz.
Bazı çalışmalar gösteriyor ki tam yağlı süt ya da diğer süt ürünleri düşük yağlı ürünlere göre daha sağlıklı. Şaşırtıcı gelecek belki ama yağlı süt daha az obezite ve diyabet riski taşıyor.
Eğer diyabet hastası değilseniz şekersiz yoğurtlar, atıştırmalıklar, çikolatalar ve dondurmalardan kaçının. Bu ürünler aslında sağlığınıza daha kötü etki yapan suni tatlandırıcı içermektedir. - - - - - -
Pek çok markette taze peynir satan bir reyon var. Paketli peynirler ne olursa olsun işlemden geçirildiği için, açıkta olan taze peyniri tercih etmelisiniz. Yüksek kalori miktarını da unutmadan, günde kendinize uygun bir porsiyonda peynir tüketmenizin sağlığınıza büyük faydası var, unutmayın.
Günümüzde, sebze ve meyveler yüklü miktarda kimyasal ilaçlara maruz kalıyorlar. Bu kimyasallar hem sizin, hem de çevremiz için oldukça zararlı. Organik sebze ve meyveler biraz daha pahalı biliyorum fakat bir bardak ya da bir tabak kimyasal ilaç tüketmek istediğinize emin misiniz?
Sebze ve meyveleri sadece su ile yıkamaktansa, öncesinde biraz tuzlu suda bekletin. Bu sayede mikroplardan ve kirden, hatta bir nebze de olsa kimyasal ilaçlardan arındırabilirsiniz.
Organik sebze ve meyve almıyorsanız bile, kendi kabuğu olanları tercih edin. Bu kabuk sebze ve meyveleri zararlı kimyasallara karşı korur ve kabuğu soyarak kimyasallardan kurtulabilirsiniz. Portakal, limon, muz, salatalık, patates, kavun, avokado, kivi ve ananas gibi kendiliğinden kabuklu olanları tercih edin.