YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Marmara Depreminin 13. Yıldönümü

Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi (AFAD) Başkanı Fuat Oktay, Van depreminden sonra Türkiye'nin artık...

Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi (AFAD) Başkanı Fuat Oktay, Van depreminden sonra Türkiye'nin artık yara saran değil, yara almamaya çalışan bir ülke, bir devlet olması gerektiğini belirterek, "Yapılanma noktasında biz AFAD'ı, sadece AFAD olarak da değil aslında Türkiye'nin afet yönetim sistemini, modelini çalışıyoruz gece gündüz. Yani bunu yeniden şekillendiriyor olalım istiyoruz" dedi.

AFAD Başkanı Oktay, 1999 Marmara depreminin 13. yıldönümü dolayısıyla basın toplantısı düzenledi. 17 Ağustos depreminde hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet yakınlarına da başsağlığı ve sabır dileklerini ileten Oktay, daha sonra Türkiye'nin tehlike haritasını karşıya yansıtarak bu haritadan bahsetti. "AFAD sadece deprem boyutunda ve deprem olduktan sonra müdahale eden bir kuruluş değil" diyen Oktay, doğal afetli kaynakların dışında insan kaynaklı afetlerin de olduğunu hatırlattı. Oluşabilecek her türlü kimyasal tehlikeye karşı kendilerinin sorumluluğu bulunduğunu hatırlatan Oktay, Türkiye olarak kamuoyu olarak ise depremin biraz daha öncelikli konuşulduğunu söyledi. "Tek tehlikemiz deprem değil" diyen Oktay, diğer insan kaynaklı ve teknolojik kaynaklı afetlere de kendisinin dikkat çekmek istediğini ifade etti. Oktay, Şuanda bütün kamu kurum ve kuruluşlarını, bütün STK'ları birlik olmaya, bu işin içine katmaya çalıştıklarını belirterek, ayrıca medyayı da ekibin bir parçası olarak görmek istediklerini ve bu bütünlüğü sağlamak zorunda olduklarını söyledi. Oktay, "Tek bir yürek, tek bir ekibe dönüşüyor olmamız gerekiyor" dedi.

“MARMARA DEPREMİ'NDE MÜDAHALE NOKTASINDA SIKINTILAR YAŞANDI”

Marmara depreminden ve o günkü manzaradan bahseden Fuat Oktay, bu depremde 66 bin ağır hasarlı veya yıkık bina, 67 bin orta hasarlı ve 80 bin hafif hasarlı bina olduğunu söyleyerek, 17 bin insanın ise bu depremde hayatını kaybettiğini, 44 bin vatandaşın da yaralandığını kaydetti. Oktay ayrıca bu depremin 14 milyon kişiyi etkilediğini ve 12 milyar dolara varan bir maliyetin söz konusu olduğunu belirtti.

Oktay deprem sonrası yapılan müdahaleyle ilgili olarak, "Gerek ilk müdahale boyutunda, gerek koordinasyon boyutunda, gerek insani yardımların, arama-kurtarma faaliyetlerinin ve ihtiyaç olabilecek her türlü barınmadır, beslenmedir, güvenliktir, sağlıktır aklınıza gelebilecek her türlü boyuttaki ihtiyaçların karşılanmasında çok ciddi sıkıntılar yaşadığımız hepimizin malumudur" diyerek, gece 03.02'de gerçekleşen depremde ilk arama - kurtarma çalışmasının 07.30'da gerçekleştiğini söyledi. Bunların çok iç açıcı rakamlar olmadığına dikkat çeken Oktay, Anadolu Otoyolu'nun 18 gün sonra devreye girebildiğini, hayatını kaybedenlerin kayıt altına alınamadan yakınlarına teslim edildiğini, çadır stoklarının yeterli olmadığını, depremzedelere ilk bir hafta boyunca sıcak yemek verilemediğini, depremin 10. gününde enkaz altında çıkarılamayan insanlar olduğunu söyledi. Oktay, "Depremin 50. günündeki verilere bakıyoruz. Depremin 50. gününde de hala barınmayı sağlayamadığımız, beslenmeyi sağlayamadığımız, eğitim ve öğretim noktasında ne zaman başlayabileceğine dair en ufak bir planlama ve öngörü noktasında, ciddi anlamda bu planlama ve öngörüyü yapamadığımız; sağlık hizmetlerinde yine son derece yetersiz kaldığımız ve kamu binalarındaki hasarların bile tespitlerinde hala sıkıntı yaşandığı, tamamlanamadığı bir gerçek" diye konuştu.

“YARA ALMAMAYA ÇALIŞAN BİR ÜLKE OLMAK ZORUNDAYIZ”

Türkiye'nin 1999 yılında meydana gelen depremden ders alması gerektiğini söyleyen Oktay, "Türkiye bu depremi aslında bir şekilde aldı ve alıyor. Alınan belki de en büyük derslerden birisi şu; özellikle de Van'dan sonra biz artık yara sarmayı veya yara sarmaya çalışan bir devlet, bir ülke, bir kurum olmaktan ziyade yara almamaya çalışan bir kurum, bir ülke, bir devlet, olmak zorundayız. Yani ana paradigmada bir değişikliğe gitmek zorundayız. Yani sürekli krizleri yöneterek olaylar olduktan sonra, bütün kaynakları oraya harcamaktan, olaylar olmadan önce bütün tedbirini alan, hazırlıklarını yapan ülke konumuna geçmek durumundayız" şeklinde konuştu.

VAN DEPREMİ SONRASI ORTAYA ÇIKAN TABLO

Van depremi sonrasında ortaya çıkan tabloyu ve alınan tedbirleri de anlatan AFAD Başkanı Fuat Oktay, deprem sonrasında 39 bin hasarlı yapı oluştuğunu ifade ederek, Van depreminde ilk 6 saatte yaklaşık 900 arama-kurtarma personelinin harekete geçtiğini, 1999'daki Marmara depreminde ise yaklaşık 111 arama-kurtarma ekibinin çalışmalara katıldığını belirterek kıyaslamada bulundu.

Van depreminde ilk etapta sıkıntılar yaşandığına dikkat çeken Oktay, Başbakan Erdoğan ve birçok bakanın deprem gecesi Van'da olmasının bütün devlet kurum ve kuruluşlarını harekete geçirdiğini söyleyerek, "Türkiye'nin belki de en büyük güzelliği normal zamanlarda ne olursak olalım ama en ufak bir acıda bütünleşebiliyoruz. Bütün her şeyiyle tek yumruk haline gelebiliyoruz. Bizim avantajlarımızdan bir tanesi belki de tek yumruk haline geldiğimiz noktada bu koordinasyonu sağlayabiliyor olmamız" değerlendirmesinde bulundu.

Başka ülkelerde meydana gelen depremlerde depremzedelerin yüzde 15'ini kapsayacak şekilde çadır gönderildiğini fakat Van depreminde bölgeye 76 bin çadır gönderildiğini aktaran Oktay şunları söyledi:

"Özellikle ilk birkaç günü hatırlarsak Türkiye'ye yakışmayan görüntüler var mıydı, vardı. Yani 76 bin çadırın aktarıldığı aslında diğer ülkelerdeki depremlere baktığınızda genelde etkilenen nüfusun yüzde 15'i kadardır gönderilen lojistik, çadır da dahil. Bunun çok ötesinde bir çadır boyutuna baktığımızda 76 binden bahsediyoruz. Buna rağmen yakışmayan resimler gördük mü, gördük. Bizim aslında oradan aldığımız ders, bu resimleri düzeltmek noktasında."

DEPREMİN 1. YILINDA KONUTLAR TESLİM EDİLECEK

Van depreminin 1. yılına ilişkin bir mesaj vermek istediklerini ifade eden Oktay, "Depremin 1. yılında Türkiye olarak şu mesajı vermek istiyoruz sadece AFAD olarak değil depremin 1. yılında, Van'daki depremden kaynaklanan her türlü yaraların, özellikle kalıcı konutlar boyutunda sarıldığı, hepsinin afetzedelere teslim edildiği bir Türkiye resmini sunmak istiyoruz" dedi.

Ağustos ayı sonunda kalıcı konutların teslim edileceği şeklinde Başbakan'ın daha önce açıklamaları olduğunu hatırlatan Oktay, şunları kaydetti:

"Ve şuanda o aşamadayız. Eylül başından itibaren bu konutları aşama aşama teslim etmeye başlıyoruz ve depremin 1. yıldönümünde de, 23 Ekim'de de tüm konutları teslim etmiş olacağız. Bu küçük bir olay değil aslında 17 bin konuttan bahsediyoruz. 17 bin konutu 1 yıl içerisinde tamamlayan ve hak sahiplerine, depremde zarar gören, binası yıkılan veya hasarlı olanlara binalarını teslim eden, kış gelmeden oralara tekrar vatandaşını yerleştiren bir Türkiye'den bahsediyoruz. Bu aslında her birimizin de bireysel olarak gurur duymamız gereken bir olay diye düşünüyorum. Ve ben şuna da inanıyorum; bu mesajı bizim Türkiye'nin dışına veriyor olmamız lazım. Yani Türkiye'nin 1 yıl içerisinde depremzedelerini özellikle kalıcı konutlar boyutundaki ihtiyaçlarını karşılayan, herkesin bununla gurur duyuyor olması ve paylaşıyor olması lazım. Zaten bunu bütün dünyayla bunu paylaşmak istiyoruz."

“AFAD'I YENİDEN ŞEKİLLENDİRELİM İSTİYORUZ”

AFAD Başkanı Fuat Oktay, AFAD olarak neler yaptıklarından da bahsetti. Oktay, "Yapılanma noktasında biz AFAD'ı, sadece AFAD olarak da değil aslında Türkiye'nin afet yönetim sistemini, modelini çalışıyoruz gece gündüz. Yani bunu yeniden şekillendiriyor olalım istiyoruz" dedi.

Oktay, yeniden şekillendirme noktasıyla ilgili olarak ise, bir deprem anında ortaya çıkacak ihtiyaçları bir küme şeklinde planlayarak yürütmek istediklerini belirterek, "Biz dedik ki, önce Türkiye'nin yol haritasını çıkarıyor olalım. Yol haritamızın misyonunu da afetlere dirençli toplum oluşturmak şeklinde belirledik. Yani afetlere dirençli toplum oluşturalım dedik. Yani en ufak sarsıntıda sarsılmayan, gerek ekonomik anlamda, gerek sosyal anlamda sarsılmayan bir toplumdan bahsediyoruz. Bu toplum dediğimiz aslında bireyde başlıyor. Birey bazında, sonrasında aile bazında, sonrasında kurumlar bazında; yani bunu her birimizin çalıştığı kurumlar bazında ne kadar hazırlıklıyız? Ve oradan ilke bazında ve global boyuta geçebiliriz. Onu oluşturmak istiyoruz" şeklinde konuştu.

Oktay, afetlere karşı bilinçlenme noktasında ısrarla bir eğitim seferberliği başlatmak zorunda olduklarını söyleyerek, bu seferberliğin ise anaokulundan başlaması gerektiğini belirtti. Oktay, bir afet durumunda ise oluşturmak istedikleri koordinasyonu ise şu şekilde anlattı:

"Şunu demek istemiyoruz biz artık; Van'da deprem oldu diyelim. İçişleri Bakanlığı'na dönüp 'güvenlik tedbirlerini alın', Sağlık Bakanlığı'na dönüp 'sağlık tedbirlerini alın' şeklindeki bir yaklaşım istemiyoruz. Kendimizi özeleştiren bir durum olarak bunu söylüyorum. Şunu diyen bir kurum olacağız artık; afetin boyutu budur, afetti ki, bölgedeki barınma ihtiyacı budur, güvenlik ihtiyacı budur, sağlık ihtiyacı budur şeklinde. Sağlık Bakanlığı ile oturduğumuzda da, 'şu kadar doktor, bu kadar hemşire, bu kadar ambulans, şu kadar sahra hastanesi net bir şekilde belirlediğimiz, şu noktada ihtiyaç vardır, bunların şu kadar süre içerisinde yerine intikali' diyor olacağız. Koordinasyonu bu şekilde hazırlıyor olacağız."

Basın kuruluşlarından afetlere karşı mücadelede destek isteyen Oktay, "Sizler de basın kuruluşları olarak 'Biz'in bir parçasısınız. Türkiye'de aynı geminin içerisindeyiz. Bizi orada da rahat bırakmayın. Bizi verdiğimiz sözler anlamında rahat bırakmamanızı istiyoruz" diye konuştu.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler