Bilgisayarın başında saatlerce oturuyoruz… Parmaklarımız, kimi zaman sert dokunuşlarla, adeta özdeşleşiyor klavye tuşlarıyla… Bilgisayar başında olmadığımız zamanlar ise ellerimiz ve parmaklarımız yine sayısız kez çalışıyor akıllı telefonumuzun tuşlarında; gelen maillere veya mesajlara hızlıca yanıt verebilmek için… Kimi zamansa, bazıları ağır olabilen dosyaları taşımamız gerekebiliyor… Bu hareketler, masa başı çalışanlarının her gün rutin olarak ve sayısız kez yaptıkları işlerden bazıları. Ancak dikkat! Her gün seri olarak tekrar edilen bu hareketler; el, kol ile omuz kaslarımızı yıpratıyor ve zamanla günlük hayatımızı olumsuz etkileyen sağlık problemlerine neden olabiliyor.
Bilgisayar kullanmak, akıllı telefon ile mesaj yazmak, ağırlık kaldırmak gibi her gün aynı şekilde, üstelik devamlı yaptığımız işler el, kol ve omuzlarımızdaki dokuların yıpranmalarına neden oluyor. Acıbadem Altunizade Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Arel Gereli, normalde vücudumuzun kas yıpranmalarını tamir edebildiğini belirterek, “Ancak hareketlerin sık tekrarlanması nedeniyle yıpranma hızının çok arttığı ya da iyileşme yanıtının azaldığı durumlarda, tıpkı bir kumaşın eskimesi gibi doku bütünlüğü bozuluyor. Bozulan dokunun tipine göre de hastalıklar şekilleniyor. Dahası, bu hastalıkların hepsi birbiriyle ilişkili oluyor, genelde biri başlarsa diğerleri de onu takip ediyor” diyor. Peki, günümüzde masa başı çalışanlarını hangi hastalıklar tehdit ediyor? Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Arel Gereli, 23-29 Eylül “Ofiste Sağlık Farkındalık Haftası” kapsamında, aşırı kullanım ve sık tekrarlama sonucu el, kol ile omuzlarımızda görülen 6 hastalığı anlattı; önemli öneri ve uyarılarda bulundu.
‘Ofis hastalıkları’ denildiğinde çok değil, bundan yaklaşık iki yıl öncesine dek sadece şirketler geliyordu aklımıza. Ancak Covid-19 pandemisi tüm dünyada pek çok rutini temelden, üstelik bazılarını kalıcı olarak değiştirdi. Çoğu şirketin ‘evden çalışma’ yöntemine geçiş yapması, pandeminin belki de en kalıcı değişimi oldu.
Evden çalışmak başlarda konforlu gibi görünse de, ofisin tüm sorunlarını evlerimize taşımasının yanı sıra çok daha fazla iş yapmamıza neden olarak aslında hiç de öyle olmadığını gösterdi. Örneğin artık el, kol ve omuzlarımızı daha çok kullanmak zorunda kalıyoruz. Bu nedenle aşırı kullanıma bağlı gelişen hastalıkların günümüzde daha fazla görüldüğü uyarısında bulunan Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Arel Gereli şunları söylüyor:
“Hayatımızın ortasına yerleşen pandemi süreci ile birlikte ofis hastalıkları artık ofisin dışına çıkmış durumda. İnternetin yoğun kullanımı ile evlerimiz sadece ofisimiz değil, aynı zamanda okulumuz, spor salonumuz, oyun parkımız, alışveriş merkezimiz ve sosyal alanımız oldu. Hayatın bu şekilde devam edebilmesi için gereken temizlik, yemek gibi temel ihtiyaçları da göz önüne aldığımızda, eskiden ağırlıklı olarak masa başı çalışanlarda görülen el, kol ve omuz sorunları artık daha geniş bir kitle ve yaş aralığında gözlenir oldu.”
Bilgisayar ve akıllı telefon gibi cihazları kullanırken uzun süre hareketsiz kalmak veya iş ortamında tekrarlanan zorlayıcı hareketler; omuz, dirsek ya da el bileğinden geçen sinirlerin sıkışmalarına yol açabiliyor. Uzun süre aynı pozisyonda hareketsiz kalmak, zamanla sinirlerin içinden geçtikleri kanallara yapışmalarına, tekrarlanan hareketler ise yapışan sinirlerin yıpranmalarına neden olabiliyor. Sıkışan sinirler da kendini ağrı, uyuşma ve güç kaybıyla gösteriyor.
Ne yapılıyor? Başlangıçta ameliyat dışı yöntemlerle rahatlama sağlansa da, zaman içinde kas erimesi kronikleşiyor ve kalıcı hasar bırakabiliyor. İlaç, atel kullanımı, egzersizler, enjeksiyonlar veya fizik tedavi ile başarılı sonuçlar alınabiliyor. Tedaviye yanıt vermeyen hastalarda cerrahi gevşetme uygulanıyor.
Tendinit; el ve kollarımıza hareket veren kasların ‘tendon’ denilen lifleri ile bu liflerin kemiğe yapıştığı yerlerin iltihabı olarak tanımlanıyor. Bu iltihaplanma günümüzde en sık el ve kol kaslarının, örneğin akıllı telefonumuzu sürekli elimizde tutmamız nedeniyle devamlı kasılı kalmaları ya da bu kaslarımızın bilgisayarda yazı yazmak gibi sürekli aynı işleri tekrarlamaları nedeniyle gelişiyor. Kaslara sürekli ve tekrarlayan yüklenmeler de kas liflerinde gözle görünmeyen yırtıklara yol açabiliyor. Prof. Dr. Arel Gereli bu yırtıkların zamanla tendonun kalınlaşmasına ve sertleşmesine neden olduğuna işaret ederek, “Tendinit, el ve kollarda kullanım ağrısı ile özellikle sabah sertliğiyle kendini gösteriyor. Yavaş seyirli hastalık olmasına karşın hastanın gündelik hayatını olumsuz etkileyebiliyor” diyor.
Ne yapılıyor? Tendinit çoğu kez sıcak- soğuk kompres uygulamaları, fizik tedavi, istirahat ve ağrı kesici ilaçlar gibi ameliyat dışı yöntemlerle tedavi edilebiliyor. Ancak dirençli vakalarda cerrahi müdahale gerekebiliyor”
Tetik parmak; uzun süren tendinitler sonrası ellerimize hareket veren kas liflerinin kalınlaşarak içinden geçtikleri kanallara takılmasıdır. Kendini parmaklarda takılma, kilitlenme ve ağrıyla gösteriyor. Tetik parmak, bilgisayar ve akıllı telefonda uzun yıllar aynı hareketi yapan el parmaklarında sıklıkla görülüyor.
Ne yapılıyor? Prof. Dr. Arel Gereli, bilgisayar ve akıllı telefon gibi cihazların aşırı kullanımının kısıtlanmaları ve ilaç tedavisiyle iyileşme sağlanabildiğini, dirençli vakalarda ise kanal içinde takılı kalan tendonun cerrahi olarak gevşetilmesiyle kesin çözüm sağlandığını söylüyor.
Tüm eklemlerimiz kıkırdak adı verilen ve hareketi kolaylaştıran bir yüzey kaplamasından oluşuyor. Kıkırdak, ince yapısına rağmen oldukça dirençli bir doku aslında. Ancak bir kez yaralandığında kendini iyileştirme kabiliyeti sınırlı oluyor. Bilgisayar ve akıllı telefon kullanımında aşırı ve tekrarlayan parmak hareketleri eklemlerdeki kıkırdağın yıllar içinde aşınmasına ve altındaki kemiğin açığa çıkmasına yol açabiliyor. Kireçlenme; kemiğin sürtünmesi, eklemlerin ağrılı olması ve en sonunda parmakların eğilmesiyle sonuçlanıyor.
Ne yapılıyor? Bilgisayar ve akıllı telefon kullanımın düzenlenmesi, fizik tedavi ve ilaç tedavisine yanıt vermeyen hastalarda ağrıyı kesmek için tutulan eklemin cerrahi olarak dondurulması gerekebiliyor.
Uzun süre bilgisayar veya akıllı telefon kullanmak gibi ellerimizi devamlı zorlayan hareketler yapmamız parmak eklemlerinin sertleşmesi ve onları birbirine bağlayan bağların devamlı burkulmasıyla sonuçlanabiliyor. Bu kronik burkulmalar bir müddet sonra esneklik kaybına, eklem hareketlerinin kısıtlanmasına ve ağrıya neden olabiliyor. Zorlayıcı kullanım devam ederse eklemlerde kistler oluşabiliyor. Kistler parmaklarda hareket ağrısı ve sabah sertliğiyle kendini gösteriyor.
Ne yapılıyor? Zorlayıcı hareketlerden kaçınmak ve ilaç tedavisi sorunun çözümünde faydalı oluyor, ancak iyileşme uzun sürüyor.
Omuz bölgesi kasları; kola hareket veren ve omuz eklemini yerinde tutan kas grubunu oluşturuyor. Ofis haline dönüşen evimizde gün içinde yaptığımız temizlik ya da eşyaları indirme kaldırma gibi tekrarlayan hareketlerimiz bu kasları zorlayabiliyor. Zamanla kaslar kemiğe yapışma yerinden sökülüyor. Kemiğe yapışma yerinde yırtık olduğu için vücudumuzun bu yırtığı iyileştirme kabiliyeti sınırlı oluyor. Yeterince iyileşmeyen yırtık omuz içinde kronik bir yara gibi devamlı ağrımaya ve hareketi de bozarak gündelik aktiviteyi kısıtlamaya başlıyor. Daha kötüsü, aktif kullanım devam ettiği için omuz kasındaki bu yırtık büyüyor.
Ne yapılıyor? Prof. Dr. Arel Gereli omuz bölgesi kas yırtıklarında eğer çok açık ve ağrılı bir yırtık yoksa, her zaman öncelikle ameliyat dışı yöntemlere başvurulduğunu belirterek, “Hastaların büyük çoğunluğu bu şekilde rahatlıyor. Ancak tam kas yırtığı olan ya da ameliyat dışı yöntemlerle rahatlama sağlanamayan hastalarda cerrahi müdahaleyle yırtığın tamiri öneriliyor” diyor.