Mavi Marmara Saldırısının 3. Yılı

Adana - Gazze'ye yardım götüren Mavi Marmara gemisine düzenlenen saldırıda kaybeden İHH İnsani Yardım Vakfı gönüllüsü Çetin Topçuoğlu, Adana'daki mezarı başında düzenlenen törenle anıldı.
Kabasakal Mezarlığı'nda düzenlenen törene, Topçuoğlu'nun yakınları, saldırı sırasında gemide bulunan Muhyettin Yıldırım, Cihangir Pakdil, Suat Koşmaz ve Adana İnsani Yardım Derneği üyeleri ile vatandaşlar katıldı.
Saldırı sırasında gemide bulunan Muhyettin Yıldırım, anma töreninde yaptığı konuşmada, olayın üzerinden 3 yıl geçtiğini belirterek, davalarından asla vazgeçmeyeceklerini söyledi.
İsrail'in parasıyla kendini savunmaya çalıştığını savunan Yıldırım, "Biz davamıza sahip çıkacağız. Bizim satılık bir davamız yok. Tazminat gibi herhangi birşeyle bizi bu davamızdan geri çeviremezler. Bu boyutu ile biz sonuna kadar İsrail'in yargılanacağına inanıyoruz ve bu davanın peşini bırakmayacağız" dedi.
Yıldırım, İsrail'in özür dilemesini önemsediklerini belirterek, şunları kaydetti:
"Elbette özür dilemesi önemli bir olay ama İsrail Mavi Marmara'dan dolayı özür dilemedi. Eğer bundan dolayı özür dilemiş olsaydı ilk gün dilerdi. Şimdi dünya konjonktürü değişti. İsrail kendine göre ateş çemberi ile kuşatılmış durumda ve şunu çok iyi biliyor; bölgede İsrail'i koruyabilecek tek ülke Türkiye'dir. Türkiye oluşundan dolayı bu özrü yaptı. Çünkü Türkiye ile barışık olmadığı vakit onu koruyacak bir ülke yok bölgede."
Adana İnsani Yardım Derneği Müdürü Kurtuluş Kılınç ise İsrail'in, saldırı sonucu oluşan kamuoyu baskısını azaltmak ve açılan davaları düşürmek için büyük bir çaba içerisinde olduğunu ifade ederek, "Ambargo kalkmadan, zorla işgal edilen Filistin toprakları esas sahiplerine iade edilmedikçe dilenen özür bizce iki yüzlülükten öte birşey değildir. İsrail, dilinin ucuyla dileyeceği yarım yamalak bir özür ve üç kuruş parayla bu cinayetleri unutturabileceğini ve davaları kapatabileceğini sanıyor. Ambargo kalkmadan, Filistin özgür olmadan hiçbir tazminat görüşmesini kabul etmiyoruz" diye konuştu.
Anma töreni, Kur'an-ı Kerim okunması ve dua edilmesinin ardından sona erdi.