HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Maymun Çiçeği hastalığı için 1980 sonrası doğanlar dikkat! 'Çiçek aşısı' detayını işaret etti: Büyük oranda korunuyorlar!

Tüm dünyayı alarma geçiren 'Maymun Çiçeği' virüsüyle ilgili Ankara'dan gelen 'karantina' iddiası endişe yaratmıştı. İl Sağlık Müdürlüğü "4 kişi karantina" haberlerini yalanlarken, uzman isimden de rahatlatan bir açıklama geldi. Hastalıkta kimlerin riskli ve kimlerin güvende olduğuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. Rahmet Güner, 1980'den önce doğanlarla ilgili 'çiçek aşısı' detayını paylaştı.

Maymun Çiçeği kabusu giderek yayılıyor. Afrika'da ortaya çıkan ve giderek dünya geneline yayılan 'M-pox virüsüyle ilgili bugün Ankara'dan gelen haber endişe yaratmıştı. Başkent'teki iki hastanede 4 hastanın Maymun Çiçeği şüphesiyle karantinaya alındığı iddia edilirken, İl Sağlık Müdürülüğü'nden ise açıklama gelmişti. Yapılan açıklamayla söz konusu 'karantina' iddiaları yalanlandı.

Tüm dünyanın alarm durumuna geçmesine neden olan 'Maymun Çiçeği' hastalığının ne kadar tehlikeli ve kimlerin risk altında olduğuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Ankara Şehir Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Rahmet Güner ise rahatlatacak ifadeler kullandı.

Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Rahmet Güner, Maymun Çiçeği hakkında merak edilenleri yanıtlayan Prof. Dr. Rahmet Güner, virüsün (M-pox) 1958'de maymunlarda tespit edildiğini açıkladı.

FDGSDG

Güner şöyle devam etti:

İLK VAKA 54 YIL ÖNCE ÇIKTI

"Virüs ilk kez laboratuvara deney amaçlı gönderilen maymunlarda tespit edildiği için maymun çiçeği olarak adlandırılmış. Eski bir virüs ailesine, 'pox' virüs ailesine ait bir virüs. Ama daha sonra bakıldığında sadece maymunlar değil, özellikle kemirgenler olarak tespit edildiği için bir de isimlendirmede bir bölgeyi veya bir türü direkt damgalamaktan kaçınılmak hedeflendiği için günümüzde 'M-pox' olarak veya 'M-çiçeği' hastalığı olarak adlandırılmak daha uygun görülmüş durumda. İlk insan vakası ise 1970'li yıllara dayanıyor"

"ÖLÜM ORANI BİNDE 1"

Prof. Dr. Güner, virüsün iki alt tipi olduğunu açıkladı:

"Batı Afrika tipinde ölüm oranı daha düşük. Orta Afrika tipinde ölüm oranı biraz daha yüksek karşımıza çıkıyor ama bağışıklık sistemi iyi olan kişilerde yine de bakıldığı vakit fatalite (belirli bir dönemde belirli bir hastalığa yakalananların ölüm oranı) oranı binde 1'ler civarında.

MAYMUN ÇİÇEĞİ VİRÜSÜNDEN NASIL KORUNULUR?

Hastalıktan nasıl korunmamız gerektiğini öğrenmemiz lazım. Burada bulaştırıcılıkta yakın temas ve uzun süreli yakın temas ön plana çıkıyor. Dolayısıyla kişisel hijyenimize dikkat etmemiz ve temas ettiğimiz kişilere dikkat etmemiz hastalıktan korunmak için yeterli gibi görünüyor. Yaşanan bir pandemi deneyimi olduğu için tabii toplumdan gelen kaygıları da anlıyoruz ama olay çok farklı burada. Dolayısıyla bir Covid pandemisindeki durum burada yaşanmayacaktır. Burada kişiler özellikle döküntülerden dolayı daha net bir şekilde belirti göstereceği için bulaş da bu oranda daha az olacaktır"

thumbs_b_c_e4e4e49aa8b159e58b7727d00fddeecd

HİJYENE DİKKAT EDİN YETER!

Temas önlemlerine dikkat edilmesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Güner, el hijyenine özen gösterilmesi gerektiğini belirtti.

"Temas önlemlerine dikkat edelim. Özellikle seyahat, döküntülü hastalık, ateş öyküsü olan kişilere biraz mesafeli davranmamız aslında korunmamız için yeterli. Bununla ilgili 2022'deki bulaşta büyük oranda korunmasız ve uzun soluklu cinsel temas ön plana çıkmıştı. Burada ise durum biraz daha farklı görünüyor. Hastalığın tanısını o döküntülerdeki sıvı içinden alınan örnekle doğrulama imkanımız var. PCR tanı testleriyle, ülkemizde de ulusal viroloji laboratuvarında, halk sağlığı referans laboratuvarında örnekleri gönderdiğimiz vakit hastalığın tanısını koymamız mümkün. 2022-2023 arasında ülkemizde de sınırlı sayıda vaka görülmüştü. Bugün de vaka görülmez, diye bir iddiada bulunmak mümkün değil; tabii ki vaka görülebilir ama önlemimizi alacağız, korunacağız.

ÇİÇEK AŞISI DETAYI! 1980'DEN SONRA DOĞANLAR DİKKAT!

1980 yılı öncesinde doğmuş olanlar aşılı oldukları için çiçek hastalığına karşı korunmalı. Dolayısıyla burada da çapraz bir korunma söz konusu, çiçek hastalığına karşı aşısı olanların M-çiçek hastalığından da büyük bir oranda korunduklarını söylemek mümkün"

thumbs_b_c_8a661949504dd0b70a927677b8aa8e21 (1)

M-ÇİÇEĞİ AŞISI VAR MI?

Prof. Dr. Güner, aşı ve ilaç çalışmaları hakkında da şöyle bilgi verdi:

"Sınırlı gruplara önerilen bir aşı söz konusu. O da belki gündeme gelecektir zamanla. Etkili bir antivirali var. Ama şu aşamada o ilaç da herkes için kullanılacak bir durumda değil. Daha ziyade bulgulara yönelik tedaviler ön plana çıkıyor. Hastanın ateşi varsa ateş düşürücü, ağrıları varsa kas ağrısına yönelik ilaçlar. Elde var olan antivirallerden bunlara da etkili olanlar var. Bu konuda biraz daha deneyime ve bilgiye de ihtiyaç var. Paniğe gerek yok. Zaten sürveyans çalışmasını bakanlık devamlı enfeksiyon hastalıklarında yürütüyor. M-çiçeği aşısının sınırlı gruplara uygulanmak üzere yurt dışında varlığı mevcut ama ülkeye bu gelir mi gelmez mi; bilemiyoruz. Bir de herkesin epidomolojisi, bulaş özellikleri farklılık arz ediyor. Onun için bu konuları ele almak için biraz daha veriye ihtiyaç var"

thumbs_b_c_70f5d74bd8a3782b8d72311ecf836217

"BİR GRUBA ÖZGÜ TANIMLANAMAZ"

Afrika'dan seyahat eden kişileri riskli olarak görmek doğru değildir diyen Prof. Dr. Güner, şunları dile getirdi:

"Bir grubu genel olarak etiketlemek doğru değil. Hastalık pek çok bölgede görülüyor ve sadece bir gruba özgü tanımlanamaz. Riskleri tanımak ve temaslıları izlemek en doğru yaklaşım olacaktır"

(DHA)Bu içerik Devrim Karadağ tarafından yayına alınmıştır

En Çok Aranan Haberler