HABER

Maymun çiçeği virüsünün Türkiye’de görülme ihtimali...

Maymun çiçeği virüsünün dünya çapındaki yayılma hızı tedirgin ediyor. Avrupa ülkeleri her geçen gün artan maymun çiçeği hastalığı vakalarının önüne geçmek için çeşitli tedbirler alıyor. Henüz Türkiye’de maymun çiçeği virüsü görülmemiş olsa bile uzmanlar bu konuda temkinli davranılması gerektiğinin altını çiziyor.

Maymun çiçeği virüsünün Türkiye’de görülme ihtimali...

Yasemin Artunç / Mynet Özel - Maymun çiçeği virüsü dünya çapında yayılmaya devam ediyor. Hayvanlardan insanlara bulaşan ve son yıllarda da insanlardan insanlara geçme özelliği kazanan maymun çiçeği virüsü vaka sayısını her geçen gün artıyor. Ülkemizde görülmeyen maymun çiçeği virüsü ile ilgili gelişmeler yakından takip ediliyor. Acıbadem Taksim Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Çağrı Büke Mynet’in sorularını yanıtladı.

MAYMUN ÇİÇEĞİ VİRÜSÜ NEDİR?

Maymun çiçeği hastalığının etkeni bir DNA virüsü olup, Poxvirus ailesine bağlı Ortopoxvirus türüne aittir. Bu tür özellikle deride tutulum yapmayı sever. Aynı türden gelen Çiçek hastalığı etkeninden farkı olarak, maymun çiçeği virüsünün hayvan rezervuarı vardır. Bu nedenle hayvanlardan insanlara bulaşan bir zoonotik enfekiyon hastalığına neden olur. “Maymun çiçeği” adı, virüs ilk defa 1958 yılında Danimarka’daki primatlardan izole edilmesi nedeniyle verilmiş olmakla birlikte asıl rezervuar bir sincap ya da bir kemirgendir. Hastalık insanda ilk defa 1970 yılında Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nde dokuz yaşında bir çocukta görülmüştür.

Maymun Çiçeği Virüsü

Günümüzde maymun çiçeği virüsünün iki farklı suşu bulunmaktadır. Bunlardan ilki “Batı Afrika” suşu; Nijerya, Liberya, Sierra Leone ve Fildişi Sahili'nde yaygındır. Şu an Avrupa’da görülen vakalardaki suş bu olup hafif seyirlidir. Bunun ile gelişen enfeksiyonlarda ölüm oranı %1’dir. İkinci suş olan “Kongo Havzası” ise Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Kongo Cumhuriyeti, Orta Afrika Cumhuriyeti, Gabon ve ayrıca Kamerun'da saptanmaktadır. Bunun ile daha şiddetli klinik tablolar ortaya çıkmakta ve buna bağlı enfeksiyonlarda ölüm oranı %10'a ulaşmaktadır.

MAYMUN ÇİÇEĞİ VİRÜSÜNÜN TÜRKİYE’DE GÖRÜLME İHTİMALİ VAR MI?

Kongo Havzası suşu ile bugüne kadar hastalık Afrika dışına taşınmamış olmakla birlikte Batı Afrika suşu enfekte hayvan ithalatına bağlı 2003 yılında Amerika Birleşik Devletleri’ne girmiştir. Bu dönemde insanlarda görülen Maymun çiçeği hastalığının hiç birisi insandan insana bulaş ile gerçekleşmedi. 2017 yılında ise Nijerya’da 40 yıl aradan sonra çok sayıda vakanın görüldüğü bir salgın yaşandı. Bu salgının özelliği hastalık daha önceleri ormanlık alanlara yakın yerleşim yerlerinde görülürken bu salgınla birlikte hastalık Nijerya’nın kentsel alanlarında da görülmeye başlandı. Bu durum 2018 yılında Nijerya’dan dönenler aracılığı ile hastalık Singapur, İsrail ve İngiltere’de de görüldü. İngiltere’de bir hastane temizlik görevlisi hastanın yatağını temizlemesi sonrası Maymun çiçeği hastalığına yakalandı. 2021 yılında İngiltere’de yine Nijerya ve ABD’den dönen yolcular ile bağlantılı vakalar saptandı.

iStock-1327052805

En son 7 Mayıs 2022 tarihinde İngiltere’de saptanan vaka Nijerya’dan gelen bir kişi olmasına karşın sonrasında ortaya çıkan vakaların hiç birisinin ne bu vaka ile ne de herhangi bir başka seyahat eden kişi ile teması saptanamadı. Yenilerde ortaya çıkan bu durum maymun çiçeği hastalığının farklı farklı bulaşma yollarına da sahip olduğunu akla getirmektedir. Bu tarihten beri 22 Mayıs 2022 tarihine kadar İngiltere dışında vaka bildiren ülkeler; Kanada, İspanya, İsveç, Portekiz, Avusturya, Belçika, Fransa, Almanya, İtalya, Hollanda, Amerika Birleşik Devletleri, İsrail ve İsviçre olmuştur.

iStock-915139544

Henüz ülkemizden maymun çiçeği hastalığı olgusu bildirimi olmamıştır. Vaka ve vaka bildiren ülke sayılarının gün geçtikçe arttığı günümüzde, hastalığın çeşitli bulaşma yollarının olduğu bilindiğinde Türkiye’de de hastalığın görülme ihtimalinin söz konusu olabileceği akıldan çıkarılmamalıdır.

MAYMUN ÇİÇEĞİ VİRÜSÜ BELİRTİLERİ NELERDİR?

Hastalık bulaştıktan sonra ilk belirtiler ortaya çıkıncaya kadar geçen süre nispeten uzundur. Bu süre 5 ile 21 gün arasında değişebilmektedir. İlk belirtiler yüksek ateş, baş ağrısı, lenf bezlerinde büyüme, sırt ağrısı, kas ve eklem ağrısı ile halsizlik ve bitkinliktir. Bu belirtilerin başlaması ile birlikte hastalığın bulaşıcılığı da başlar. Bu yakınmalar genellikle iki gün sürer. Bundan sonra deri döküntüleri başlar. Deri döküntüleri ilk önce yüzde görülür. Daha sonra yavaş yavaş tüm vücuda yayılır. Makül, papül, vezikül ve püstül olarak adlandırılan deri döküntüleri ağız ve genital sistem mukozalarında da gelişebilir. Deride görülen döküntüler ağrılı ve hatta kaşıntılıdır. Hastalık ortalama 2-4 hafta süre ile devam eder. Sonrasında genellikle kendiliğinde düzelir. Deri ve mukozalarda ortaya çıkan döküntüler kuruyup kabuk haline (krut) dönüşünceye kadar hastalık deride ve mukozalardaki lezyonlara temas ile bulaşmaya devam eder.

MAYMUN ÇİÇEĞİ VİRÜSÜ ÖLDÜRÜCÜ MÜ?

Maymun çiçeği hastalığı seyri sırasında çeşitli komplikasyonlar ile karşı karşıya kalınabilinir. Derideki lezyonların çok sayıda ve yaygın olduğu durumlarda ortaya çıkan sıvı kaybı dehidratasyona neden olur. Ayrıca lezyonların kaşınması ile deride ikincil bakteriyel enfeksiyonlar gelişebilir. Lezyonların bakteriyel süperenfeksiyonu ve septiseminin yanı sıra görme kaybına yol açabilen göz ve kornea lezyonları da gelişebilir. Yine ensefalit (beyin iltihabı) da bildirilmiştir.

Maymun çiçeği virüsünün oluşturduğu enfeksiyon hastalığı genellikle hafif seyirli olmakla birlikte çocuklar ve altta bağışık sistemi baskılayan hastalığı olan ya da bu tür tedaviler alan olgularda hastalık ağır ve hayatı tehdit eder niteliktedir. Batı Afrika suşu şu an Avrupa’da da görülen suş olup bunun ile gelişen enfeksiyonlarda ölüm oranı %1’dir. “Kongo Havzası” suşu ile gelişen enfeksiyonlarda ise ölüm oranı %10'a ulaşmaktadır.

MAYMUN ÇİÇEĞİ VİRÜSÜNE KARŞI NASIL TEDBİR ALINMALI?

Hastalık asıl olarak maymun, sıçan ve sincap gibi vahşi hayvanlardan, kemirgenlerden ve primatlardan insanlara bulaşmaktadır. Enfekte hayvanların derisi, mukozası, kan ve diğer vücut sıvıları ile doğrudan temas bulaşmada rol oynar. Enfekte hayvanların az pişirilmiş et ürünlerinin yenilmesi ile de düşük olasılıkla bulaşmanın olabileceği akılda bulundurulmalıdır.

Hastalığının insandan insana bulaşmasında ise solunum yolu damlacıkları önemli rol oynamaktadır. Söz konusu damlacıklara uzun süre ile maruz kalmak bulaşma açısından bir risktir. Bunun dışında deri ve mukozalardaki lezyonlara temas etmek de hastalığın bulaşmasında başlıca rol oynamaktadır. Bu açıdan cinsel yol aracılığı ile hastalığın bulaşabildiği akıldan çıkartılmamalıdır. Yine hastanın vücut ve mukozalarına temas etmiş olan giyeceklerin bir başkası tarafından giyilmesi, yatak ve çarşaf örtülerinin bir başkası tarafından kullanılması da hastalığın insanlara bulaşmasında rol oyar.

Günümüzde İspanya ve İtalya'da ortaya çıkan vakaların, 5 Mayıs ile 15 Mayıs arasında Kanarya Adaları'nda 80.000 kişiyi bir araya getiren şenlikten kaynaklanabileceği düşünülmekte. Yine İspanya’da vakaların ortaya çıkmasında bir saunanın rol oynayabileceği göz önünde bulundurulmakta.

Virüsün yayılmasını sınırlamak, tüm vakaları hızlı bir şekilde saptamak ve temaslıları takip etmek için şu an yapılması gereken; toplumu ve insanları hastalık, bulaşma yolları ve korunma yöntemleri konusunda bilgilendirmek ve bilinçlendirmektir. Bunun kadar önemli bir diğer durum da hekimlerin de bu yeni hastalığın tanı ve ayırıcı tanılarına yaklaşımları konusunda bilgilerinin güncellenmesidir. Hastalığa yakalanan kişilerin hızla saptanması, tanımlanması ve bu olguların ortalama üç hafta süre ile izole edilmeleri hastalığın yayılımını önlemede kritik öneme sahiptir.

En Çok Aranan Haberler