ANKARA (İHA) - Meclis'te gazetecilerin sorularını cevaplandıran Bozdağ, Sivas davasında çıkan kararın ardından zaman aşımı tartışmalarının başladığının hatırlatılması üzerine, Sivas davasıyla ilgili yargı sürecinin devam ettiğini söyledi. Bozdağ, "Olayın tam aydınlatıldığını söylemek mümkün değil" diye konuştu.
1991-1995 yılları arasında SHP-DYP koalisyon hükümetinin olduğunu sonra SHP'nin CHP ile birleştiğini hatırlatan Bozdağ, o döneme olayın aydınlatılmasından sorumlu hükümetin, olayı ne kadar aydınlattığı konusunun fazla tartışılmadığını söyledi. Bunun da tartışılması gerektiğini ifade eden Bozdağ, şunları kaydetti:
"1993 yılında olan hadiselere baktığımızda, sadece Sivas'taki bu elim olay değil o dönemde pek çok başkaca olay oldu, Başbağlar katliamı, bir takım suikastlar ve Türkiye'de çok önemli olay oldu, pek çok faili meçhuller oldu. 1993 bu açıdan da son derece önemli. Şimdi Sivas sanıkları hakkındaki davanın karara bağlanması sadece zaman aşımı açısından veya başka boyutlarıyla tartışılıyor. Baktığımızda o dönemde olan olaylar ve bunları aydınlatmakla görevli olanlarla ilgili böylesi bir tartışma yapılmıyor. O dönemde Sivas Valisi Ahmet Karabilgin, rahmetli Erdal İnönü'nün özel kalem müdürü, o dönemde Adalet Bakanı belli. Süreçlere baktığınız zaman hepsini iyi değerlendirmek gerekir. Zamanaşımı ile ilgili eleştiriler, değerlendirmeler elbette yapılacaktır. Bugünden zaman aşımıyla ilgili bir konuyu da geriye dönük olarak uygulama imkanı fiilen yok."
"ZAMANAŞIMI SÜRESİNİ BİZ ARTIRDIK"
Bozdağ, 2004 yılında yürürlüğe giren TCK'da zaman aşımlarını arttırdıklarını ama geriye yürümediğini belirterek, "Çünkü sanığın aleyhine olduğu için geriye yürümedi. Bundan sora da zaman aşımıyla ilgili bir takım değerlendirmeler yapılıyor. Çok açık, zamanaşımıyla yapılacak düzenlemelerin hiçbirisi geriye yürümez. Ama bir takım siyasi polemiklerle, siyaseten bir şey yapmak için kullananlar olabilir ama işin doğrusunu kamuoyuyla paylaşmak, doğrusunu konuşmak lazım. Bizim dönemimizde zamanaşımını artırdık. Geriye yürümüş olsaydı o zaman mahkeme, TCK'daki zaman aşımı sürelerini uygulasaydı, o zaman zaman aşımına uğramış olmazdı. Ama mahkeme uygulamadı çünkü geriye yürümeyeceğine ilişkin evrensel hukukun kuralı söz konusudur. O açıdan baktığımız zaman bu konuda ileri sürülen görüş ve değerlendirmeler, hukuki olmaktan ziyade siyasi derlendirmelerdir" diye konuştu.
CHP İzmir Milletvekili Rıza Türmen'in 'mahkemenin uluslararası hukuk normlarına dikkat etmesi gerektiği' yönündeki açıklamasının hatırlatılması üzerine ise Bozdağ, insanlık suçunun TCK'ya konduğunu, ancak hepsinin yürürlüğe girdikten sonra uygulama kabiliyeti olduğunu söyledi. Bozdağ, "Siz hukukta eğer suç ve cezaları düzenleyen kanunları, yürürlüğe girmeden önce işlendiği iddia edilen suçlarla ilgili uygularsanız, ortada hukuk devleti kalmaz. Herkes biliyor, Sayın Türmen de biliyor, geriye dönük değil, ancak ileriye dönük sonuçlar doğurur" dedi.
"4+4+4 ARTIK GENEL KURUL'UN MALI"
Bozdağ, 12 yıllık zorunlu eğitim yasa teklifinin Milli Eğitim Komisyonu'nda kabul edilmesini ardından yaşanan tartışmaların hatırlatılması üzerine de Bozdağ, şunları kaydetti:
"Komisyon bir tasarı veya teklifi görüştüktün sonra artık o Genel Kurulun malı olur. Onun üzerinde denetim yapacak, onu reddedecek veya kabul edecek yer sadece TBMM Genel Kurulu'dur. Genel Kurulun dışında komisyonun kabul ettiği bir metin üzerinde Meclis Başkanlığının veya siyasi parti gruplarının veya başka bir yapının müdahale etme imkanı gözükmüyor. Ancak Genel Kurul görüşmeleri sırasında maddeler kabul edilebilir, reddedilebilir, teklif tümüyle reddedilebilir. Bu tümüyle Genel Kurulun takdirinde.
Genel Kurul kabul ettikten sonra Cumhurbaşkanı geri iade edebilir. Onun dışında bunun üzerinde denetim yapacak yer Anayasa Mahkemesidir. O açıdan baktığınızda şekli ve esas denetim var. Tartışmalara baktığınız zaman ancak şekil açısından ileri sürülebilecek iddialar gözükebilir. Ama şekil de son oylamaya bakılacağını ifade ediyor Anayasa. Şekil açısından da denetim, kapsamı dışında bir konudur."
Bir basın mensubunun 'Yok hükmünde sayılamaz mı?' şeklindeki sorusu ise Bozdağ, "Yok öyle bir şey. Komisyonun kabul ettiği, rapora bağladığı bir şeyi yok hükmünde kabul etmek mümkün değil" cevabını verdi.
Bozdağ, daha önce Meclis Başkanlığının 4 kez komisyon raporlarını iade ettiğinin hatırlatılması üzerine ise, "Ama komisyonlar da onların bir kısmını iade etmiş. Esasında Meclis Başkanlığının müdahaleleri doğru değil, yanlış. Komisyonlara sevk edildiği andan itibaren Meclis Başkanlığının Komisyondaki görüşmelere de görüşmeler sonucu kabul edilen maddelere ve rapora da müdahale hakkı yok. Bu çok açık" dedi.