Meclis Darbe Komisyonu’ndan, Cindoruk’a Tepki

TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu sözcüsü İdris Şahin, TBMM eski Başkanı Hüsamettin Cindoruk'un komisyona son anda katılmamasına ilişkin gösterdiği, 'komisyonun soruşturma komisyonuna dönüştürüldüğü, kimi Komisyon üyelerinin ‘geçmiş dönem yasama faaliyetlerini, yetki ve görevlerini sorgulayan, yargılayan tutum içine girmiş gözüktüğü’ gerekçelerinin gerçeği yansıtmadığını söyledi.

Şahin, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, bu hafta içinde gerek İstanbul’da, gerekse Meclis’te, 28 Şubat alt komisyonu tarafından 53 kişi, 12 Eylül alt komisyonu tarafından 9 kişi, 27 Mayıs alt komisyon tarafından da 11 kişinin dinlendiğini söyledi.

Gelecek hafta da dinlemelere devam edeceklerini belirten Şahin, dinlenecek isimleri şöyle sıraladı:

“12 Eylül Alt Komisyonu: İlter Türkmen, aslan Değirmenci, Bilsay Kuruç, Süleyman Çelebi. Şerafettin Elçi, Halit Narin, Refet Küçüktiryaki, Recai Tetik.

28 Şubat-27 Nisan Alt Komisyonu: Hüseyin Gülerce, Alaattin Kaya, Gülay Göktürk, Avni Özgürel, Ahmet Hakan Coşkun, Seyhan Soylu, fuk Söylemez, Hasan Kılavuz, Ahmet Ertürk, Bülent Orakoğlu, Özgün Ökmen, Yaşar Yazıcıoğlu, Ömer Kayır, Fatih Altaylı, Adil Serdar saçan, Mustafa Akın, Mustafa Erdoğan, Uğur Alacakaptan, Servet Armağan, Doğu Ergil, Uğur Dündar, Hasan Hüseyin Ceylan ve Merve Kavakçı.”

CİNDORUK’A CEVAP

Şahin, bu hafta komisyona bilgi vermek üzere gelecek olan eski TBMM Başkanı Hüsamettin Cindoruk’un geleceğini bildirmesine rağmen komisyona gelmediğini ve gelmeyeceğine dair yazı komisyona ulaşmadan basına bu konuda açıklamalar yaptığını belirterek, komisyon olarak yazılı bir cevap hazırladıklarını söyledi. Komisyon Başkanı Nimet Baş imzalı olarak Cindoruk’a yazılan cevap özetle şöyle:

“Komisyonumuzun davetine verdiğiniz yazılı cevabınız incelenmiştir. Cevabınızda komisyonumuzun ‘soruşturma komisyonuna dönüştürüldüğü, kimi Komisyon üyelerinin ‘geçmiş dönem yasama faaliyetlerini, yetki ve görevlerini sorgulayan, yargılayan tutum içine girmiş gözüktüğü’ ifade edilmektedir. Söz konusu cevabi yazınızda dile getirilen görüşler gerçeği yansıtmadığı halde, mektubunuzun kimi basın organı tarafından Komisyon çalışmalarımızı önemsizleştirmeye yönelik kullanılmaya çalışılması üzüntüyle izlenmektedir. Mektubunuzda ifade edilen görüşleri destekleyici somut herhangi bir olay veya örnek göstermemeniz ve mektubunuzun hemen basına sızdırılması, önyargıyla hareket ettiğiniz izlenimini vermektedir.

İddialarınızın aksine Komisyonumuzun bilgisine başvurduğu birçok kişi Komisyonun davet ve görüşme usulünü çok nazik bulduklarını, görüşmenin ‘samimi bir sohbet havasında’ geçtiğini belirtip takdirlerini ifade etmişlerdir.

Yine Komisyon olarak bilgisine başvurduğumuz kişilere sorulara cevap verip vermemekte serbest oldukları hatırlatılmakta ve söz konusu görüşmelerin soruşturma olmadığı ifade edilmektedir.

‘Yeni bir darbe olgusu geliştiriliyor ve yeni bir darbe ihdas edilmek isteniyor’ şeklinde ifade ettiğiniz ağır, mesnetsiz ve insaf dışı ithamlarınıza karşı sadece kısaca şunu ifade etmek isterim ki; Komisyonumuzun amaçlarını tersyüz etme ve manipüle etmeye yönelik bu beyanlarınız bizim nezdimizde tartışmaya değer bulunmamaktadır.

Ayrıca 3 Ekim’de telefonla yapılan görüşmede Alt komisyon Başkanına 11 Ekim günü toplantıya katılacağınızı belirtmişken bir hafta sonra toplantı gününün hemen öncesinde yazılı olarak Komisyonumuza gelmeyeceğinizi, bunun için zorlama gerekçeler ile yorumlar öne sürmenizi ve ayrıca milletin en önemli temsil makamı olan TBMM Başkanlığı gibi önemli bir makamda görev yapmış bir siyasi şahsiyet olarak, milletin egemenliğini korumak amacıyla tüm siyasi parti gruplarınca darbeleri araştırmak üzere kurulan Komisyonumuza bilgi vermekten imtina etmenizi tarihin şahitliğinde milletimizin takdirine bırakıyorum.”