Meclis’te CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Binali Yıldırım’ın ardından söz aldı. Kürsüye gelen CHP lideri “YSK tarafından meşruiyeti tartışmalı hale getirilen mühürsüz seçim nedeniyle bu kürsüden bir bakana soru soramayacağız” sözleri Meclis’te tansiyonu yükseltti.
CHP liderinin bu sözleri AKP sıraları tarafından protesto edildi. Meclis Başkanı İsmail Kahraman’ın müdahalesiyle Kılıçdaroğlu konuşmasını sürdürebildi. Kılıçdaroğlu kendisine tepki gösteren AKP’lilere “Beni dinlemek zorundasınız. Milli iradeyi satıyorsunuz. Milletin iradesi kimseye teslim edilemez. Nokta” dedi.
ÖNCE KAHRAMAN ARDINDAN YENİDEN KILIÇDAROĞLU KONUŞTU
Kılıçdaroğlu’nun konuşmasını bitirip yerine geçmesinin ardından konuşan Meclis Başkanı Kahraman ‘yeni anayasa ile kuvvetler ayrılığı ilkesi gelmiştir’ dedi. Kahraman’ın konuşmasının ardından yeniden kürsüye gelen CHP lideri Kılıçdaroğlu “Ben Türkiye’yi milli irade ile gelenlerin yönetmesini isterim. Sayın Cumhurbaşkanı seçimle gelmiştir. Seçimle gelen bir kişiye vekalet edecek kişinin de seçimle gelmesi lazım. Eğer seçimle gelmiyorsa milli iradeye gölge düşmüş demektir. Ancak ve ancak darbe dönemlerinde seçimle gelmeyenler ülkeyi yönetmiştir. Bu bizim kabul edeceğimiz bir şey değiltir. Nokta…” dedi.
Kılıçdaroğlu’nun ardından kürsüye yeniden Başbakan Binali Yıldırım geldi. Başbakan Yıldırım; “Böyle bir tartışmanın içinde olmayı arzu etmezdim. Ancak bazı doğruların bilinmesi adına söz aldım. Bir kere sayın genel başkan başkan yardımcısına vekalet etmeyi cumhurbaşkanına vekalet etmesin demokratik bulmadığını ifade ediyor. Arkadaşlar bu hali hazırda bizim anayasamızda da mevcuttur şöyle canlı örneğini söylüyorum. Sayın Numan Kurtulmuş Başbakan Yardımcısı olarak tayin edildiğinde milletvekili değildi ve Başbakan’a vekalet etti. Başbakan’a vekalet etti. Seçilmemişti. Milletvekili değildi vekalet etti. Bizim anayasamızda meclis içinde olabileceğini gibi meclisten de atanacağına ilişkin açık hüküm var. Meşruiyet aslında Cumhurbaşkanı’nın seçilmesiyle oluşmuştur. Yürütme görevi yürütme görevini yapan cumhurbaşkanı vekaletini istediği çalışma arkadaşlarından birine verebilir. Milli egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Cumhurbaşkanını da millet seçer. İkinci düzeltmek istediğim husus meclisin feshedilme meselesidir. Kampanya boyunca böyle bir şey olmadığını yenilemek meselesi olduğunu anlattık. Bu kadar açıktır. Bu meclis iki sefer feshedilmiştir bir 1960’ta bir de 1980’de 15 Temmuz’da feshetmeye çalıştılar derslerini aldılar. Mesele bu kadar açıkken görüyorum ki sayın genel başkan hala 16 nisan öncesinde. 16 nisan oldu. Halk oylaması yapıldı.” dedi.
KILIÇDAROĞLU ÜÇÜNCÜ KEZ SÖZ ALDI
Başbakan Yıldırım’ın ikinci konuşmasının ardından üçüncü kez kürsüye gelen CHP lideri bu kez şunları söyledi “Sizi üzmeyeceğim sayın başkan. Başbakanın açıklamasını dikkatle dinledim.
Sayın Kurtulmuş’un vekalet etmesi bizim reddettiğimiz bir olay değil. Hükümet parlamentodan güven oyu aldı çünkü. Hükümetin güven oyu almasında bir sorun yok. İki, kim olursa olsun ister muhtar ister milletvekili ister Başbakan gücünü milli iradeden almıyorsa reddediyoruz. Meclis’in feshi değerli arkadaşlarım. Adalet bakanı burada mı bilmiyorum? 9 Ocak’ta bu kürsüde bir açıklama yaptı. ‘Meclisin fesih yetkisi var’ diyor. Sizin bakınınız söylüyor. Fesih yetkisi var. Bugünkü anayasada da var gerekçe lazım. Hükümet hangi koşullarda kurulacaksa düzenlemeler var. Fesih yetkisi yok diyorsunuz. Çocuk mu kandırıyorsunuz. Biz buna karşıyız”
KAHRAMAN: ENSEYİ KARARTMAYA GEREK YOK
Kılıçdaroğlu’nun üçüncü konuşmasının ardından söz alan Meclis Başkanı İsmail Kahraman ise bir anısını anlatarak Meclis’teki tartışmaları sonlandırmaya çalıştı. Kahraman “Üç arkadaşımızın sözlerinizi duydum.
Dinlemek için değil ama kulaklarım duyuyor. Gençlik hepimizin yaşadığı dönem. İki müzisyen biri piyanist biri akordist. Ziyaretine gidiyor arkadaşın en son hazırladığı parçaya başlıyor. Solfej ne yaptın ne biçim piyano bu diyor. Piyanon bozuk diyor. Genç atılıyor. Uğraşıyor akort tamam. Sesler yerini buldu. Başlıyor çalmaya eyvah diyor piyanomu katlettin eski seslere öyle alışmıştım ki. Yürüyeceğiz. Millet tarafından yerine getirilmiş bir hadise var. Çok iyi günlere gideceğiz. Çetin Altan’ı hatırlıyorum. Enseyi karartmaya gerek yok.” dedi.