TBMM Genel Kurulu'nda, bütçe görüşmeleri devam ediyor. Zaman zaman da gerginliklerin yaşandığı Genel Kurul'da 'Sokağa çıkma' tartışması yaşandı. AK Parti'li Özlem Zengin'le CHP'li Engin Altay arasında tartışma çıktı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bugün yaptığı konuşmada Fatih Portakal için "Çıkmışlar sokağa davet ediyorlar bu ne terbiyesizliktir ya. Bir tanesi TV ekranlarından kendini bilmez, haddini bilmez, edep yoksunu bir tanesi çıkmış sokağa davet ediyor. Ahlaksıza bak, ahlaksıza bak. Bu ne terbiyesizliktir? Zaten bunlara yargı gereken cevabı verecektir. Ben buna inanıyorum. Sen napıyorsun? Burası Paris mi? Gezi olaylarında zaten herkes dersini aldı. 15 Temmuz'da zaten herkes dersini aldı. Bu ülkede bundan sonra bu tür olaylara girişenler bunun bedelini ağır öderler." ifadelerini kullanmıştı.
İYİ Parti Grubunun konuşmaları sırasında, yerinden söz alan CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bugün yaptığı bazı açıklamaları anımsatarak, gösteri ve protesto hakkının en doğal hak olduğunu söyledi.
Altay, "En temel hakkını kullanmak isteyen birine 'ahlaksız' diyen bir Cumhurbaşkanı, toplumun tamamının Cumhurbaşkanı olamaz. Bu toplumu kafalarda ayrıştırdıktan sonra bu toplumun bölünmesini de kimse engelleyemez. Demokrasi varsa ve işliyorsa iktidar sokaktan korkmaz ama devleti bir diktatör yönetiyorsa işte diktatör sokaktan korkar. Dünyanın her yerinde bu böyledir." dedi.
AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin, yakında seçimler olduğunu ve vatandaşların eğer varsa tepkisi demokratik olarak zaten ortaya koyacağını dile getirdi.
Zengin, "Sokağa da çıkabilir, bunun da yöntemleri bellidir. Gezi'den yola çıkarak, özel bir kampanyanın parçası olarak medyada, basında sokak kışkırtıcılığı yapmak ile demokratik hakkı kullanmayı ayırt etmek gerekiyor. Biz ne sokaktan ne seçmenden ne tepkiden, hiçbirisinden kaygı duymuyoruz; tam tersine, bunları ciddiye alıyoruz ve siyasetimizi de muhataplarımızı dinleyerek yapıyoruz. Karşılığı da ortada senelerdir." diye konuştu.
Yeniden söz alan Altay, "Eğer sokak olmasaydı bugün, Allah'ım esirgesin, 15 Temmuz başarılı olurdu. 15 Temmuz'u engelleyen sokaktır, bu millettir. Sokağa iki şey için çıkılır, ya demokrasiyle ilgili bir talebiniz vardır ya ekonomiyle ilgili bir talebiniz vardır. Sokağa başka türlü zaten çıkılmaz. Elbet vandalizme, kırmaya, yakmaya, dökmeye şiddete karşıyım, bunların hiçbirini meşru saymam, yapanın kusurunu bulurum. Ancak 'Hak istiyorum, zam istemiyorum.' diye sokağa çıkana terörist yaftası yapıştırmak bu millete ve bu ülkeye yapılabilecek en büyük ihanettir ve biraz da ahlaksızlıktır." karşılığını verdi.
Özlem Zengin, Altay'ın konuşması üzerine tekrar söz alarak, şunları söyledi:
"Biz sokaktan korkmuyoruz çünkü zaten sokakta siyaset yaparak buralara geldik, biz eylem yapa yapa geldik buralara, hayatımız böyle geçti. Barışçıl anlamda yapılan, hukuka uygun yapılan bütün gösteriler zaten demokrasilerde serbesttir ama siz sokağa hukuksuzluk için çağırıyorsanız işte o zaman bir sorun var demektir. 'Sokağa çıkan insanlar 15 Temmuz'da vatanı kurtardı.' Amenna. Peki, kimin davetiyle çıktılar sokağa? Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın davetiyle çıktılar.
Siz, 1960'ta darbecileri sokağa çağırdınız. O sebeple siz insanları sokakta teröre çağırıyorsunuz, Gezi'de olduğu gibi, terör yapmaya çağırıyorsunuz. Barışçıl anlamda ne yaparsanız arkasındayız, hukuken ne yaparsanız arkasındayız, seçmene dönük olarak yapılan seçim kampanyası adına her şeyin arkasındayız."
Altay'ın, "CHP açısından, 27 Mayıs 1960 ihtilaliyle, darbesiyle 12 Eylül 1980 darbesi, 12 Mart muhtırası ile 28 Şubat muhtırası aynıdır. 27 Nisan elektronik muhtırası da 15 Temmuz kadar adi ve alçak bir girişimdir. Sokağa terörü ve teröristi çağıran alçaktır, namerttir, şerefsizdir ama hak, hukuk, adalet için sokağa çıkan herkese 'terörist' diyen de alçaktır, namerttir." sözlerinden sonra, tartışmanın devam etmesi üzerine, TBMM Başkanvekili Levent Gök, birleşime ara verdi.
Aranın ardından Zengin, "Her birimiz Türkiye'de geriye dönük olarak bütün darbelerden rahatsızız, bütün darbeleri kınıyoruz, yanlış buluyoruz, hukuksuz sokağa çağrıları da aynı oranda haksız buluyoruz." dedi.
İYİ Parti Adana Milletvekili İsmail Koncuk, sözleşmeli öğretmen uygulamasına son verilmesi gerektiğini söyledi.
Koncuk, "Bu sözleşmelilik sistemi olduğu sürece, milli eğitim bakanlarını da Türk milli eğitimini de sürekli tartışmak zorunda kalacağız çünkü sözleşmelilik sistemi açık insan hakkı ihlalidir, hukuk ihlalidir ve hukuk devleti ilkesiyle asla bağdaşmaz." dedi.
(AA)