HABER

Meclis'te yeni yasama yılı! Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan açıklamalar

İçerik devam ediyor
İçerik devam ediyor

TBMM'nin yeni yasama yılı töreninde, Meclis Başkanı Mustafa Şentop'un açılış konuşmasının ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bir konuşma yaptı. Erdoğan, 'Türkiye'nin artık kaybedecek tek bir günü yoktur. Kendi yolumuza devam etmekten başka çare yok. Münbiç dahil, Irak sınırına kadar oluşturacağımız güvenli bölgede 1 milyonu yeni yerleşim yerlerinde 1 milyonu mevcut yerler olmak üzere 2 milyon kişiyi iskan etmeyi planlıyoruz' dedi.

TBMM'nin yeni yasama yılı açılışı için tören düzenlendi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Meclis'teki törende konuşma yaptı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşması öncesinde TBMM Başkanı Mustafa Şentop, açılış konuşmasını yaptı.

Erdoğan, konuşmasında terörle mücadele, Suriyeli sığınmacılar ve Suriye'de güvenli bölge planıyla ilgili çok önemli mesajlar verdi. Erdoğan, yargı reformu paketi, ekonomideki gelişmelerle ilgili de açıklamalarda bulundu.

Erdoğan'ın açıklamaları:

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, TBMM'nin 27. Dönem 3. Yasama Yılı'nın açılışında sizleri en kalbi duygularımla selamlıyorum. Meclis'in açılışından günümüze kadar bu çatı altında ülkemize hizmet eden tüm vekillerimizi saygıyla anıyorum. İstiklal Harbimizin Başkomutanı, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile emeği geçen herkese ülkem ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum.

Bayrağımızı gururla dalgalandıran güvenlik güçlerimize mevlamdan başarılar diliyorum. Bu kutlu yolculuk 23 Nisan 1923'te TBMM'nin açılmasıyla yeni bir safhaya ermiştir.

Dünyada böylesine derin, yaygın ve kesintisiz devlet tecrübesine sahip bir başka millet yoktur. Bizim hiçbir zaman esareti kabul etmediğimizi ifade ediyor. Türkiye'yi sınırları cetvelle çizilmiş, bağımsızlığı bahşedilmiş, hedefleri olmayan toplumlar ve devletçiklerle karıştıranlar oluyor. Bir asır önce hasta adam diyerek adeta gömmeye hazırlandıkları bu millet İstiklal Harbi ile hürriyetini tekrar kazanmıştır.

15 Temmuz gecesi bu millete sıkılan her kurşun, büyük ve güçlü Türkiye'nin inşası yolundan vazgeçirmek bir yana kararlılığımızı daha da perçinlemiştir. Bugün geleceğimize çok daha güvenle bakıyorsak işte bu mücadelemizin sayesindedir. 15 Temmuz'un şanını, şerefini, anlamını koruma hususunda azami hassasiyet göstermeye gayret ediyoruz. TBMM'nin itibarının gözetilmesini de her şeyin üzerinde tutmamız gerekiyor. Her seferinde milli irade üstün gelmiş, Meclisimiz yeniden millet adına görev üstlenmiştir.

"MİLLETLE BULUŞMAYA DAVET EDİYORUM"

Terör ve şiddetle araya mesafe koyan tüm kesimleri milletle buluşmaya davet ediyorum.

Geri dönüp baktığımızda demokraside, ekonomide, altyapıda, sanayide, ticarette, eğitimde velhasıl her alanda uzunca bir süre milletimizin oldukça düşük hizmet standartlarına mahkum olduğunu görüyoruz. En önemli sebebi siyasetin kendi içindeki rekabeti olduğunu düşünüyorum. Milletimizin huzuruna çıktığımızda ilk önce siyasetin üslubunu, tarzını değiştirmekle işe başladık. Biz ülkemize inandık, milletimize inandık. TBMM'nin sorunları çözme ve ülkemizin önünü açma iradesinin büyüklüğüne inandık.

Herkesin yanında olabileceğimize inandık. Ulaşımda ülkemizin her yerine karayolu ile havayolu ile demiryolu ile hızlı, güvenli erişilmesini sağlayabileceğize inandık. Bayındırlıkta yerleşim yerlerimizin tamamını, modern bir şehirleşme ile dönüştürebileceğimize inandık. İhracatımızı artırabileceğimize inandık.

Suriye'ye sırtımızı dönemeyeceğimiz gibi, Filistin'e, Arakan'a, Türkistan'a da sırtımızı dönemeyeğiz. Azerbaycan'dan Kazakistan'a, Türkmenistan'dan Kırım'a kadar, Asya coğrafyasının hiçbir köşesine bigane kalamayız. Türkiye olarak bu geniş coğrafyada sadece yaşatmak için çalışırız. Hiçbir faaliyetimiz işgal, ilhak amaçlı değildir. Tüm dostlarımız için de aynı mücadeleyi veriyoruz.

Birileri sınırlarından binlerce kilometre uzaklara kaynakları sömürmek için gidiyor olabilir, biz ise sadece yaşatmak ve imkan varsa birlikte kazanmak amacıyla bakıyoruz. Türk Milleti'ni diğerlerinden ayıran insani duruşumuzdan hiçbir zaman vazgeçmedik, vazgeçmeyeceğiz.

"MİLYONLARCA SIĞINMACIYI İLANİHAYE MİSAFİR ETME DÜŞÜNCEMİZ YOK"

Hala sınırlarımız içinde yaşayan 3 milyon 650 bin misafirimizin yol açtığı ekonomik, sosyal ve kültürel sınamaların tabii ki farkındayız. Türkiye'den başka bu kadar uzun süre yönetebilecek bir başka ülke olmadığını da biliyoruz. Milyonlarca sığınmacıyı ilanihaye kendi topraklarımız da misafir etmeye devam etmek gibi bir düşüncemiz yok. Yaklaşık 8 yıldır ülkemizde misafir ettiğimiz bu insanların, evleri, yurtları vatanları zaten vardı. Bize düşen kendi ülkelerinde hayatlarını sürdürebilecekleri güvenli bir iklimi sunmaktır. Bundan 4 yıl önce güvenli bölgeyi teklif ettik. Maalesef hiçbir ülke somut adımlar konusunda elini taşın altına koymadı.

"BİRİLERİ DİZ ÇÖKTÜRMEYE ÇALIŞIYOR"

Biz asla savaştan, çatışmadan, kan dökülmesinden, ölümden, acı çekilmesinden yana değiliz. Birileri terör ve sığınmacı yükünü ülkemizin omuzlarına yükleyerek bizi diz çöktürmeye çalışıyor. Türkiye böyle alçakça bir oyunu kabul edecek kadar aciz bir ülke midir? Türkiye, bir takım nevzuhur devletlere yapıldığı gibi senaryoların figüranlığını yapacak kadar köksüz bir ülke midir? Açık ve net söylüyorum, biz bu dayatmaya, senaryoya rıza göstermeyiz. Ser veririz ama istiklalimizden kesinlikle taviz vermeyiz.

GÜVENLİ BÖLGE AÇIKLAMASI

Özellikle Fırat'ın doğusunda arzu ettiğimiz neticelerin hiçbirine ulaşamadık, Türkiye'nin artık kaybedecek tek bir günü yoktur. Kendi yolumuza devam etmekten başka çare yok. Münbiç dahil, Irak sınırına kadar oluşturacağımız güvenli bölgede 1 milyonu yeni yerleşim yerlerinde 1 milyonu mevcut yerler olmak üzere 2 milyon kişiyi iskan etmeyi planlıyoruz.

EKONOMİK GELİŞMELER

Ekonomimize saldırı dalgamızın ilk ayağı olan döviz kuru öncelikle istikrarlı bir çizgiye oturtulmuştur. Faizin kademeli olarak aşağı inmesi için ihtiyaç duyulan adımlar da atılmıştır. Bankacılık sistemimiz güçlü yapısını koruyor, riskleri rahatlıkla yönetilebilecek bir seviyeye gelmiştir. Faizler ticari kredilerde 10, konut kredilerinde 15, ihtiyaç kredilerinde 13 puan gerilemiştir.

Enflasyonun da gerileme dönemine girmesiyle büyüme yeniden olumlu yönde seyre başladı. 36 milyar dolar ihracattan şimdi 170 milyar dolar. Turizmde çok bereketli ve karlı bir sezon geçiriyoruz. Bu yıl muhtemelen tüm zamanların rekorunu kıracağız. Burada da 50 milyon turisti inşallah yakalayacağız.

Ülkemiz ekonomimizin en büyük zaafı olarak gösterilen cari işlemler dengesinde 4.4 milyon dolar artıya geçtik.

"IMF DEFTERİNİ KAPATTIK"

IMF defterini tekrar açılmamak üzere Mayıs 2013'te kapattık. Son yıllarda yaşadığımız hadiseler bize ekonominin dinamik bir alan olduğu, sürekli reformlarla desteklenmesi gerektiği gerçeğini elbette unutturmuyor.

Ülkemizi dünyanın 10 büyük ekonomisinden biri haline getirene kadar dinlenmeden çalışmaya devam edeceğiz.

YARGI REFORMU PAKETİ

Yargı Reformu paketinin hazırlıklarını tamamladık. Meclis'te uzlaşma ile kabul edilmesinin önemli olduğunu düşünüyorum. İlk reform paketi tüm vekillerimizin değerlendirmesine sunuldu. Komisyonlarda ve Genel Kurul'da paketlerin yapıcı bir anlayış ile tartışılacağını umut ediyorum.

Elbette Cumhurbaşkanı hakimlerin yerine hüküm vermeye kalkacak değildir. Kuvvetler ayrılığı demek makul denge içinde aynı hedeflerle faaliyetlerini yürütmeleri demektir. Biz de bu anlayış ile Anayasa'nın verdiği görevler çerçevesinde çaba gösterdik. Bu dengeyi bozmaya yönelik söz ve eylemler içine girenler bize değil, ülkeye ve devlete zarar verdiklerini bilmelidirler.

İSTANBUL'DAKİ DEPREM

Geçen hafta yaşanan deprem bize tehlikeyi bir kez daha hatırlatmıştır. Anadolu depremlerle sarsılan, acılar yaşayan bir yerdir. Nüfusumuzun, sanayi tesislerimizin 4'te 3'ü birinci ve ikinci derece deprem bölgelerinde yer alıyor. Sadece 17 Ağustos 1999 Gölcük ve 12 Kasım 1999 Düzce depremlerinde 18 bin 373 canımızı kaybettik.

Türkiye'de inşaat faaliyetleri uzun yıllarca özensiz bir şekilde yürütüldü. Biz geldikten sonra bu konuyu önceliklerimiz arasına aldık. TOKİ öncülüğünde projelerle ülkemizde ilk defa depreme dayanıklı yaygın bir yapı stoku oluşturmaya başladık.

MECLİS BAŞKANI'NDAN AÇIKLAMALAR

TBMM Başkanı Mustafa Şentop'un açılış konuşması:

Bu çatı altında olmanın ayrı bir manası var. Kimi zaman sert ve haksız eleştirilere maruz kalsalar da milletvekillerimiz yoğun bir tempo ile çalışmaktadır. Bu Meclis geleceği inşa edecek güçlü iradenin sahibi olması bakımından da tarihi bir öneme sahiptir. Bugün sadece aziz milletimizin değil, dünyanın birçok noktasında yaşayan kardeşlerimizin de gözü buradadır. Geçen hafta Cumhurbaşkanımızın ifade ettiği BM konuşması Türkiye'nin dünya siyaset sahnesinde nerede durduğunu açık bir şekilde ortaya koymuştur. Milletimizin dünyaya ve insanlığa söyleyeceği söz bitmemiştir. Türkiye bugün kendi sınırlarını aşan bir umudun, bir hamlenin adıdır.

En Çok Aranan Haberler