Medrese Alimleri Vakfı (MEDAV) Genel Koordinatörü ve Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Muhammed Halil Çiçek, topluma ahlaksızlığı bağışlayan kurumların başında üniversitelerin geldiğini savundu.MEDAV, 15. istişare toplantısını Muş’ta gerçekleştirdi. Diwana Mela Derneği’nin ev sahipliğinde Muş Alparslan Üniversitesi (MŞÜ) Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen toplantıya Vali Aziz Yıldırım, Belediye Başkanı Feyat Asya, MŞÜ Rektörü Prof. Dr. Fethi Ahmet Polat, Muş Müftüsü Alettin Bozkurt, Bitlis Müftüsü Mehmet Faysal Geylani, bölgenin tüm illerinden gelen MEDAV Yüksek İstişare Kurulu üyeleri, âlim, akademisyen ve kanaat önderleri katıldı. Toplantının açılış konuşmasını yapan MEDAV Genel Koordinatörü ve Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Muhammed Halil Çiçek, İslam ümmetinin çok yaralı olduğunu söyledi. Mescid-i Aksa’da yaşanan gelişmelere değinen Halil Çiçek, "Bugün İslam ümmeti olarak çok yaralı bir ümmetiz. Bugün, İslam coğrafyası kan gölü haline gelmiş, kanlardan da vazgeçtik, bizim için en acı olan şey, bizim için namus meselesi, şeref meselesi olan, bizim için bir kimlik meselesi olan, bizim her şeyimiz olan Mescid-i Aksa’nın bugün, bu esaret altında olması, namazın ondan men edilmesi ve Mescid-i Aksa’da geçen cuma günü, cuma namazı kılınmasına, terör devleti İsrail’in izin vermemesi. Bence bu hepimiz için en büyük bir yaradır. Tabi yine bunun yanı sıra, Arap ülkelerinin özellikle İslam merkezli bir sebep nedeniyle Katar’a uygulamış oldukları ambargo ve bu ambargonun gerekçeleri çok önemli. Katar’a gönderdikleri ültimatoma baktığınız zaman, sanırsınız ki bunu Netanyahu’nun genel sekreteri hazırlamıştır. Ümmetin bugün karşı karşıya olduğu, maalesef zilletin çok açık ifadesidir. O yönden kalbimiz yaralıdır, çok üzgünüz" diye konuştu."Alimler bu ümmette her zaman ışıktırlar"Alimlerin kıymetlerinin ve rollerinin farkında olması gerektiğine vurgu yapan Çiçek, şöyle konuştu:"Alimler bu ümmette her zaman ışıktırlar. Ama kıymetlerinin, rollerinin farkında olmaları lazım. Özellikle Doğu ve Güneydoğu’daki medreseler çok önem arz ediyor. Çünkü, ülkenin geçirmiş olduğu bazı olaylardan sonra ülkenin diğer bölgelerindeki medreseler ne yazık ki kapatıldı. Ama bu bölgelerdeki medreseleri, her türlü ağır şartlara rağmen, her türlü tehcir, zulüm, imkansızlıklara rağmen direndiler ve hamdolsun bugüne kadar geldiler.""Ateistler din derslerine verildi"Tasavvuf medreselerinin kapatılma sürecine de dikkat çeken Çiçek, "Dünya çok hızlı değişiyor ve dönüşüyor. Bizim, bu hızlı değişim ve dönüşümlere karşı gözümüzü kapatmakla dünya yerinde durmaz. Ancak biz kaybederiz. Onun için bazı mantıklardan kurtulmamız lazım. Biz bu vakfı kurarken 3 temel hedefimiz vardı. Birincisi, İslam davetini köylere, taşraya götürmek. Tekke ve zaviyeler kapatılmadan önce tasavvuf medreseleri, irşad turları düzenler ve halkla bir araya gelinirdi. Bu halka yönelik eğitimi üstlenen, tasavvuf medresesi maalesef kapatıldı ve bugün toplumun İslami manada beslendiği, İslam’ı öğreneceği bir şey kalmadı. Bazı yerlerde, özellikle öğretmenlerin ders ücretleri dolsun diye ateist, dinsiz, dine inanmayan insanları din derslerine gönderiyorlardı" dedi."Topluma ahlaksızlığı bağışlayan en önemli kurumların başında üniversiteler geliyor"Ortalığı tozpembe göstermenin anlamının olmadığını belirten Çiçek, şunları kaydetti:"Bugün bu topluma ahlaksızlığı bağışlayan en önemli kurumların başında üniversiteler geliyor, seküler eğitim sistemiyle. Dolayısıyla bizim bugün ortalığı çok pembe göstermenin anlamı yok. Dünya çok hızlı değişiyor ve dönüşüyor. Evet güzel gelişmeler var, bunun yanı sıra gençlerin heva ve hevesine hitap eden ortam, onları farklı dünyalara sürükleyen ortam, çok daha etkilidir. Son yapılan bir araştırmada, Türkiye’de dinsizlik oranı yüzde 10’lara varmıştır. Ateizm oranı, hiçbir dine ve Allah’a inanmayan oran yüzde 4-5 dolayındadır. Yani 100 kişiden 5 kişi hiçbir dine ve Allah’a inanmıyor. Bu bizim için tehlike çanları çalıyor demektir. Külahımızı önümüze koyup ciddi ciddi düşünmek gerekiyor. İnanların her şeyden haberdar olduğu bir dünyada kafamızı kuma sokarak bir yere varamayız.""15 Temmuz, apoletlerin ve kravatların iflas ettiği dönemdir"’İslam aleminde ve Türkiye’de cereyan eden olaylar karşısında alimlerin görev ve sorumlulukları’ konulu bir konuşma yapan MEDAV Yüksek İstişare Kurulu Üyesi ve Ülfet Vakfı Başkanı Müderris Abdulah Taylan da, 15 Temmuz’un bir mesaj olduğunu söyledi. 15 Temmuz’u apoletlerin ve kravatların iflas ettiği dönem olarak tanımlayan Abdullah Taylan, "Çünkü her şey ortada. Bu vatanın yavrusu, milletin çocuğu bunlara müsaade etmedi. Alimler; zulümler ve zalimlere karşı susmamalıdırlar. Alimler, ‘Kur’an’sız bir ümmet anlamsızdır’ ruhunu ümmete işlemeliler. Alimler, ümmetin arasındaki tefrikayı ve fitneyi önlemeliler. Alimler, müminler arasında hakem olmalılar. Alimler; verasette, özel ve sosyal mekanlarda tavizsiz olmalılar" diye konuştu."Alimler peygamberlerin varisleridir"Vali Aziz Yıldırım ise, alimlerin peygamberlerin varisleri olduğunu söyledi. Vali Yıldırım, "Alimler, peygamberlerin varisleridir ve siz değerli alimlerimiz, bize ne kadar doğruyu anlatırsa, hiçbir şeyden etkilenmeden, bize ne kadar güzel ve doğru bir yol gösterirseniz, Allah’ın izniyle bizler daha doğru kararlar ve daha güzel hizmetler yapmaya muvaffak oluruz. İlim, müminin yitiğidir ve onu nerede bulursa alır" dedi.Yapılan konuşmaların ardından MEDAV yöneticilerine çeşitli hediyeler verildi. Toplantı, çeşitli konuların ele alınıp görüşülmesiyle sona erdi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz