ANKARA (İHA) - Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'nda medya kuruluşları başta olmak üzere diğer bütün varlıkların satışını öngören ve Radyo Televizyon Üst Kurulu(RTÜK) Yasası'nı da değişiklik öngören yasa teklifinin TBMM'de ele alınması sırasında tasarısı üzerinde konuşan AKP Bursa Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır ve Nevzat Yalçıntaş, teklifi sert bir dille eleştirdiler.
Yalçınbayır, "Sattığınız bir gazoz fabrikası değil. Bu kanalların olağanüstü dönemlerde nasıl bir kamuoyu oluşturduğunu, eski dönemde de milletvekili olan 53 arkadaşıma hatırlatıyorum" dedi. Yalçıntaş ise hükümete "Bu maddeyi değiştirelim ya da çeksinler" ifadelerine yer vererek yabancılara yüzde yüz satışın doğru olmadığını belirtti.
TBMM Genel Kurulu'nda TMSF'nin ellerinde olan TV ve radyoların satışını öngören yasa tasarısı görüşülüyor. Tasarı üzerinde söz alan Yalçınbayır, teklifin temel hak ve özgürlükleri ihlal ettiğini ve Anayasa'ya aykırı olduğunu kaydetti. RTÜK yasasının görüşmeleri sırasında Anayasa Komisyonu Başkanı olarak görev yaptığı dönemde, başbakanın ve genel başkanının talimatına rağmen, televizyon sahiplerinin tekel ve kartel oluşturmalarını engellediklerini, kendisine o dönemde de milletvekili olan Sadık Yakut'un da yardım ettiğini söyleyen Yalçınbayır o tarihlerde yeni kurulan AK Parti'nin 53 milletvekilinin, televizyon sahiplerinin tekel oluşturmasına karşı mücadele verdiğini belirtti. Aralarında Bülent Arınç, Mehmet Ali Şahin, Abdüllatif Şener ve Abdullah Gül'ün de bulunduğu milletvekillerinin verdiği bu mücadelenin unutulmamasını isteyen Yalçınbayır, siyasetçilerin çelişkili davranma hakkı bulunmadığını ifade ederek: "Türkiye olağanüstü süreçlerden geçiyor. Büyük Ortadoğu Projesi, Suriye, İran, Irak, Ermeni soykırımı iddiaları unutulmamalı. Yabancıların yapacağı haberleri RTÜK'ün denetleyeceğini mi sanıyorsunuz. Derhal tahkime AB'ye gidecekler. Bazı dönemler vardır ki millet sözünü söyler ve başbakanları genel başkanlarına rağmen karar verir milletvekilleri... 1 Mart onlardan birisidir. Gün, o gün arkadaşlar..."
AK Parti İstanbul Milletvekili Nevzat Yalçıntaş ise yasanın 2. maddesini eleştirdi. Yalçıntaş maddenin bir medya kuruluşunun tamamını alalabilme hükmünü getirdiğini belirtti ve bunun yanlış olduğunu söyleyerek "Bu maddeyi değiştirelim ya da çeksinler" dedi. Yalçıntaş ve bazı AK Partililer, bir de 2. maddenin değiştirilmesi için önerge verdi. Yalçıntay'ın önergesi yabancılara satışta payın yüzde 49'u geçemeyeceği hükmü taşıyordu. Bu önerge üzerinde de söz alan Yalçıntaş, yama maddesiyle ilgili sert eleştirilerini bu önergeyle ilgili yaptığı konuşmada da sürdürdü. Yalnıçtaş, "Kaç para kazanacağız. Bu yabancıları kontrol edecekmişiz. Bütün striktürler yapılarıyla gelecekler bütün cazibeleriyle gelecekler. Ondan sonra çocuklarımız sorunların hedefi. Sizin esasınızda milliyetçilik var veremezsiniz. Bizim esasımızda muhafazakarlık var... TRT'ye satalım. neyi yüzde yüz sermaye getiriyoruz. Yabancı kim? Ya Amerika sermayesi gelecek belli grupların Avrupa'daki grupların... Yahut orta doğudaki grupların. Bunu göremiyor muyuz. Buradaki oylarımızın vebali var. Şu sıraların 3'ü burada oturan partilerle doluydu. Üç partinin üçü de dostumuzdu. Parti liderleri de dahil... Ve burada yoklar. Bütün idareciler burada olacağız. Hayır burada çıkaracağız belki yüzde 20'mimiz burada olacağız. Ben bu kanuna rey vermiyorum. Kimse kimsenin üzerinde rey kuramaz. Yalnız yanlış argümanla söylemesin." dedi.
Önerge oylandı ancak kabul edilmedi.
ABDÜLLATİF ŞENER'DEN SAVUNMU
Ardından söz alan Devlet Bakanı Abdüllatif Şener ise yabancı sermaye bir televizyonu tamamen alsa bile o ülkelinin kurallarına göre yayın yapabileceğini ve kuruluşların bir üst kurul olan RTÜK tarafından denetleneceğini kaydetti. Şener şöyle söyledi: "Bir kere medya yayınları, radyo ve televizyon yayınları bağımsız üst kurul tarafından denetleniyor... Milli menfaatlere aykırı olan yayınların karartılacağı televizyonların kapatılacağı var... Bir yabancı kuruluş gelecek yayın yapacak. Yapamaz. Milli menfaatlere aykırı bir şey çıktığı zaman yayın yapamaz. Milli menfaatleri koruma hassasiyeti varsa milli hassasiyetleri korumanın sermaye yapısıyla ilişkisi kurulamaz... Kavramlar değişmiş. Radyoların televizyonların yayın niteliği de değişmiş. AB'de yapılan uygulama. Bir sayın milletvekili AB'de böyle bir şey yok dedi. AB ülkelerinin tamamında 25 Avrupa ülkesinin tamamında kendi içlerinde yabancı sermaye diye bir şey yok. Fransızlar gider Almanların yayınlarına girer. AB dışındaki ülkelerdeki uygulamalar ise başka. Bir kısmı şu kadarı geçemez diyor bir kısmı tamamen yabancı sermaye sonuna kadar serbest diyor. Buna benzer bir düzenleme Türkiye'den başka bir yerde yok aman bunu değiştirdiğimiz zaman dünyanın yapmadığınız biz yaparız gibi bir düşünce tamamen yanlıştır. Milli hassasiyetleri koruyacak olan bir üst kuruldur, RTÜK'tür. Yabancı sermaye ürkektir ve o ülkenin kurallarını uygulamada titizdir... Bunu her yerde görüyorsunuz. Türkiye'ye giren diğer yabancı sermaye gruplarında belge defter düzenlemelerinde.... Tüm bunların ötesinde Türkiye özelinde olaya baktığımızda... Türkiye'de medya sektöründe ulusal radyo ve televizyon kuruluşlarında tam rekabet ortamı mevcut değildir. Tam rekabet olmayışından da belli sermaye grubunun medya grubu vardır. Milletvekilleri de şikayetçi olmuşlardır halk da şikayetçi olmuştur. Biz çok mücadele verdik ama rekabet olmamasından dolayı verdik. Bu yasa tamamen onun için getirilmiştir... Basın çalışanları açısından bile bu rekabet ortamı ve gelecek uluslararası standartlar Türkiye'de işleri düzene sokacaktır."
Şener, TMSF'nin tahsilatta bazı zorluklarla karşı karşıya kaldığını ve borçluların hukuki boşluklardan yararlandıklarını anlatan Şener, teklifin Fon'un tahsilatını
hızlandırmak için hazırlandığını ifade etti. Şener, TMSF'nin, Bankacılrf0ı konuşmada da sürdürdık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'ndan (BDDK) ayrılmasının tahsilatla ilgili bütün sorunları çözmediğini; teklifin yabancıların Türkiye'deki radyo ve televizyonlara sahip olmasıyla ilgili yeni düzenlemeler içerdiğini bildirdi. Düzenleme ile yabancıların radyo ve televizyon sahibi olmalarının sınırının genişletildiğini kaydeden Şener, yeni sınırlamalar getirildiğini söyledi. Şener, yabancıların Türkiye'de sadece bir televizyon kanalında hisse sahibi olabileceğine de dikkat çekti.
AK PARTİLİ YALÇINBAYIR, "BU TEKLİF ANAYASAYA AYKIRIDIR"
Tasarı üzerinde daha sonra oyunun rengini belirtmek üzere kürsüye gelen AK Parti Bursa Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır, kendi söylediklerinin AK parti programıyla ve hukukla çelişmediğini belirterek, "Tabii ki gönül isterdi ki bu grup toplantılarında konuşulsun, MYK'da konuşulsun... Birçok milletvekilimiz bunu daha yeni burada öğrendi... Ben siyaset olsun diye söylemiyorum. Bu kanun taklife anayasanın başlangıç kısmına aykırıdır. Anayasa'nın 2. maddesine aykırıdır. Cumhuriyetin niteliklerine aykırıdır... Basın özgürlüğüne aykırıdır... Tüketicilerin korunmasına aykırıdır... Meclis başkanının uyarmak istiyorum. Bu konu Anayasa Komisyonu'nun konusudur. Anayasa Komisyonu burada inisiyatif de alamamıştır... Yanlıştır... AB uyumuna müsait.. 3-5 yıl sakınca olmayabilir. Bir gün ama bir gün irticai kaynaklar, ama Ermeni kaynak, ama MET TV'nin uzantısı öyle veya böyle etnik grupların eline geleçebilecek bir risk vardır. Bölgeyi etkileyibelecek bir risk vardır. Bu riski azaltmak bizim görevimizdir..."
YASA TEKLİFİ NE GETİRİYOR
Yasa RTÜK Kanunu'nun medya sektöründeki yabancı sermaye payını düzenleyen maddesi bilindiği gibi Plan Bütçe Komisyonu'nda değiştirilmişti. Buna göre, ulusal radyo ve televizyonlardaki yabancı sermaye payı, RTÜK Kanunu'nun diğer maddeleri saklı kalmak kaydıyla herhangi bir sınırlamaya tabi olmayacak. Ancak 'Yüzde 50'den fazla yabancı sermaye payı bulunan radyo ve televizyon yayın kuruluşu sayısı, ulusal yayın yapan kuruluş sayısının dörtte birinden fazla olamaz' hükmü yine teklife Plan Bütçe Komisyonu'nda eklenmişti. Böylece ulusal çapta medyadaki yabancı sermaye sahipliğine bir sınırlama getiriliyor. Yine Plan Bütçe Komisyonu'nda ayrıca bölgesel ve yerel radyo ve TV'lerde yabancı sermayenin hisse sahibi olamayacağı hükmü de önergeyle teklife eklenmişti. RTÜK Kanunu'nun mevcut haliyle medya kuruluşlarında yabancı sermaye payı yüzde 25'i geçemiyor. Teklifin ilk halinde ise bu oran yüzde 49'a çıkarılırken, alt komisyonda bu sınır tamamen kaldırılarak yüzde 100'e çıkarılmıştı. Dolayısıyla yabancı yatırımcıların Türkiye'deki medya sektörüne yatırım yapmasının önü açıldı.