Mehmet Şanlı'nın aile içi şiddet yaşadığı için psikolojisinin bozulduğu öğrenildi

Türkiye, geçen sezon Nilüfer Belediyespor kadrosunda yer alan 2.04 metre boyunda ve 22 yaşındaki basketbolcu Mehmet Şanlı’nın dramını konuşuyor.

2017 yılının sonlarında psikolojik problemleri nedeniyle Atatürk Havalimanı Dış Hatlar Terminali gidiş bölümünde bir süre yaşayan, Türkiye Basketbol Federayonu’nun devreye girmesiyle Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde tedavi altına alınan, ancak geçtiğimiz günlerde tekrar terminale dönen Mehmet’in hikâyesini, ATV Haber Muhabiri Mahmut Keşan ortaya çıkardı. Psikolojik sorunlarla boğuşan Mehmet’in durumu; spotları bir anda altyapılara, oyuncu psikolojisine, oyuncu adaylarının arkadaşları, aileleri ve kulüplerindeki hocalarıyla olan ilişkilerine çevirdi. Akıllara, “Türkiye’de sporcu psikolojisi ve özel yaşamıyla ne kadar ilgileniliyor” sorusu geldi.

MEHMET’iN MiLLi TAKIM'DAKi BiR HOCASI ANLATTI...

Annesini 11 yaşındayken kaybeden Mehmet Şanlı, basketbol kariyerine doludizgin devam edip, hayata parkelerde NBA hayalinin peşinden koşarak tutundu. Mehmet’in, Türkiye Milli Takımı’nın alt yaş kategorilerinde koçluğunu yapan bir basketbol adamına ulaşan Hürriyet, yaşananların perde arkasına ışık tuttu. Atatürk Havalimanı’nda ATV mikrofonlarına, “San Francisco’ya gideceğim” diyen Mehmet’in, milli takımlarda koçluğunu yapan yönetici, oyuncunun çok küçük yaşlarda, “1-2 seneye nerelerde olmayı hedefliyorsun” sorusuna, “Seneye Los Angeles Lakers’la imzalıyorum” şeklinde ciddi karşılıklar verdiğini belirtti.

Mehmet’in kendisine bir tek, “Şanlı” diye seslenildiğinde tepki verdiği, Milli Takım kamplarında hiç duş almadığı, 17 yaşına geldiğinde dahi gece süt içmeden ve odasındaki TV’nin fişini çekmeden uyuyamadığı, ayrıca asla yere eğilmediği ve bu sebeple kariyerinde hiçbir zaman halter çalışmadığı da öğrenildi.

MENAJERLERi PSiKOLOJiK DESTEK GÖRMESiNi SAĞLADI

Mehmet’in Milli Takım'ın alt yaş kategorilerinde koçluğunu yapan basketbol adamı, çarpıcı konulara da değindi. Genç basketbolcunun küçük yaşlardan itibaren takım masörleri tarafından vücudunda fiziksel şiddet izlerine rastlandığı, oyuncunun annesinin vefatı sonrası ailesi içerisinde ciddi problemler yaşadığının bilindiği ifade edildi.

Mehmet Şanlı’nın menajerliğini yapan şirketteki büyüklerinin, psikolojik tedavi görmesine ön ayak olmalarına rağmen bir türlü bu terapilerin sonuç vermediği ve obsesif davranışlarının sürdüğü de öğrenildi.

Yaşadığı problemli çocukluk döneminin ardından 2013’te önce Fenerbahçe ile yolları ayrılan Mehmet, Beşiktaş’a gidip orada da tutunamamıştı. Sonrasında İBB, İTÜ, Final Gençlik, Muğla Ormanspor ve Nilüfer Belediyespor formaları giyen 22 yaşındaki genç oyuncuya, Atatürk Havalimanı’nda yaşadığı ilk dönemin sonunda Türkiye Basketbol Federasyonu sahip çıkmıştı.

KÜÇÜK YAŞLARDA DESTEK ALSA, BÖYLE Mi OLURDU?

TBF’nin İstanbul’da bir ev tutup maaşa bağladığı Mehmet, tedavisi sonrası ilaçlarını kullanmayı redderek geçtiğimiz günlerde evden kaçıp tekrar Atatürk Havalimanı’na geldi. Sürekli, pasaportuyla ABD’ye giden uçaklara binmek üzere pasaport kontrolüne giden genç basketbolcuyu, polis memurları her defasında bundan vazgeçiriyor. Oyuncu hâlen Atatürk Havalimanı Dış Hatlar Terminali’nde kalıyor.

“Avrupa ve Türkiye’de alt yaş kategorileri ile A takım bazında zorunlu psikolog bulundurma durumu var mı?” sorusunun yanıtı ise, “Hayır” oldu. TBF’nin de, diğer ülkelerdeki gibi kulüplere psikolog konusunda telkinde bulunduğu, ancak bunun bir kural ya da zorunluluk olmadığı öğrenildi.

TAKIM iÇiNDE DE PSiKOLOJiK ŞiDDET GÖRDÜ!

Hürriyet, Mehmet Şanlı ile aynı jenerasyonda forma giyen bir basketbolcuya da ulaştı. Mehmet’in yaşadığı psikolojik problemler nedeniyle oynadığı çoğu takımda çok az arkadaşı olduğu, kendisine çirkin şakalar yapıldığı, zaman zaman onunla fazlasıyla alay edildiği ve buna bazı takımlardaki idarecilerin de göz yumduğu belirtildi.

Bu gerçekler; ‘yarış atı’ muamelesi yapılan, ‘para kaynağı’ gibi görülen, hedefleri konusundaki yönlendirmeler öncesi psikolojik ve karakteristik zemin oluşturulmadan sadece ‘kazanmak ve kaybetmek’ üzerine kurulu bir ‘spor kültürü’ aşılanan alt yapılardaki bazı çocuklarımızın geleceği için acilen harekete geçmemiz gerektiğini tekrar gösterdi.