Resim koleksiyoneri ve emlak müteahidi olan Tony Wells, Meksika’nın Rosarito kentindeki gizemli kale Castillo Del Diablo’yu yeni baştan yarattı.
Tony’nin Castillo Del Diablo olarak bilinen evi boynuzlu şeytan ve gotik kadın heykelleri ile dolu.
Emlak sektöründe çalışan Tony’nin evi turistler için cazibe merkezi.
Projesine takıntılı olduğunu itiraf eden Tony inşaat, heykeller, mobilyalar ve diğer tüm dekorasyon detayları için milyonlarca dolar harcadı. Kaliforniyalı Tony, ilginç antikalarla dolu evin artık bir yaşam alanı olmadığını söyleyerek “Bu evin tamamlanması sekiz yıl sürdü. Bu evi yapmak istediğim başka şehirler izin vermediler. Ben de kendimi Meksika’da buldum. Burada herhangi bir kısıtlama ile karşılaşmadım. Evim Meksika’ya da ün kazandırıyor. İkimiz için de güzel bir şey bu” dedi.
Binanın dışındaki ürpertici heykeller, ziyaretçileri cezbediyor.
Farklı bir iş ortaya koymak istediğini söyleyen Tony, “Başta kalenin önüne birkaç gotik heykel koymaya karar verdim ve insanlar aniden etrafında toplanıp fotoğraf çekmeye başladılar. Bunun sıra dışı bir şey olacağını anlamıştım. Başta birkaç din adamı gelip kendimden utanmam gerektiğini söyledi. Ama insanlar yaptığım şeyi sevdi, hatta çok dindar olan insanlar bile. Bu daha önce hiç yapılmamış bir şey” dedi.
Altı katlı yapı, dünyanın dört bir yanından gelen gotik sanat eserleri ile dolu.
Müzeye dönüşen evin dış cephesi.
Müzenin içinde yüzlerce vintage avize bulunuyor.
Ev kısa süre içinde turistler için bir uğrak noktası haline geldi. Bzzı ziyaretçiler eve ulaşmak için tırmanmayı denerken, bazıları da şeytan figürlerine hediyeler bırakıyor.
Kaleyi başlangıçta ev olarak düşünse de, ona gösterilen ilgi nedeniyle kale zamanla müzeye dönüşebileceğine dair potansiyel gördüğünü söyleyen Tony, “Dışarda insanlar çığlık atıp içeri girmek için gerekirse para ödeyebileceklerini söylediler. Burayı herkesin görmesini istiyorum” dedi.
Tony, evine gösterilen ilgiden şaşkına döndüğünü söyledi.
Tahta oturmuş bir kadın heykeli.
ABD’de çeşitli şehirlerde mülkü olan Tony her ayın bir haftasını bu kalede geçiriyor. Karısı Brittany ise evden nefret ettiğini söylese de Tony buraya para harcamayı sürdürüyor.
60 yaşında olan Tony “Eğer elinden gelse karım burayı yakar. Hafta sonları evimin önünde fotoğraf çeken kalabalık yüzünden içeri girmek bile zor oluyor. Başta bunun havalı bir şey olduğunu düşündüm, ama artık fazla gelmeye başlad” dedi.
Yapımı yıllar süren kalenin koridorlarında ürkütücü zırhlı heykeller sıralanmış.
Meksika’daki müze evin kuş bakışı görünüşü.
Süslü tahtlar, avizeler ve gotik parçalarla dolu bar alanı.
“Muhtemelen hepsi savaşta kullanılmış veya birini öldürmüş 800’den fazla kılıç ve bıçak, yaklaşık 350 antika ayna ve 40 manken var” diyen Tony’nin evinin önünde boynuzlu bir figür bulunuyor. İnsanlar bunun şeytan olduğunu düşünse de, Tony heykelin Yunan mitolojisindeki Pan ve kendisinin karşımı olduğunu belirtti.
Şeytana inanmadığını söyleyen Tony Katolik olarak büyümesine rağmen evde yalnız geçirdiği bir gecenin ardından kalenin perili olabileceğine inandığını söyledi.
Kaledeki birçok heykel yerel sanatçılar tarafından özel olarak yapıldı.
Evin en büyük yatak odalarından biri antika mobilyalarda döşenmiş.
Alt kattaki kırmızı odada ilginç eserler sergileniyor.
Evin en büyük odasında 40 tane kristal avize olduğunu söyleyen Tony “Birkaç kez avizelerin sarsıntısıyla uyandım. İçeride ne havalandırma, ne de herhangi bir hava akımı vardı. Evde tek başıma kaldığım bir gece, yan odadan gelen çocuk gürültüleri duydum. Çok korktum ve uyuyamadım. Bir daha burada asla tek başıma kalmam” dedi.
Eve gösterilen ilgi her geçen yıl daha da artıyor. Cadılar Bayramı’nın yaklaşması da yerel poliste ve Tony’de şimdiden endişe unsuru.