'Fil ve Güvercin' Hikayesinde kuş kadar canıyla koca bir filin aşkını yükleyemeye çalışan Frida'nın iç dünyası her zaman seçimlerine ve eserlerine yansıdı. Frida, belki de gerçekleri resimlerine yansıttığı için sürrealizme bu kadar karşı çıkıyordu. Frida Kahlo'nun iç dünyasının yansımalarından biri her kadında olduğu gibi kendisinin de gardırobuna yansımıştır. İşte Frida Kahlo’nun ikonik hale gelen tarzına ilişkin detaylar...
Hayatındaki acıları resimlerine yansıtmayı başaran Kahlo, ruh halinin aksine rengarenk kıyafetler tercih ediyordu. Özellikle canlı renkler giyim tarzının bir parçası olan ünlü ressam Meksika’nın geleneksel dokunuşlarını da yansıtıyordu.
Giyim tarzı kadar Frida Kahlo’nun makyajı da ikonikleşti. Kan rengine yakın kırmızı ruju onun ayrılmaz bir parçası haline dönüştü. Bu kırmızı ruju çoğu seferinde ustalıkla çekilen bir eyeliner ve koyu tonlardaki allık tamamladı.
Frida Kahlo’nun en belirgin özelliklerinden biri ise doğal haline bıraktığı kalın kaşlarıydı. Feminen ve maskülenliği tek bir potada eriten Kahlo, çizdiği resimlerde genellikle kadınlık, doğum ve cinsiyet konularını işlemiştir.
Yıllar geçmesine rağmen Frida Kahlo tarzı yakından takip edilmeye devam ediyor. Ünlü ressamın renkli kıyafetlerini tamamlayan çiçek taçları, gösterişli ve büyük kolye ile küpeleri hafızalardan silinmedi.
Kahlo geleneksel elbise seçiminin yanında uzun etekler giymek zorunda kalıyordu. Bunun sebebiyse çocuk felci yüzünden sağ bacağının sol bacağından daha ince olmasıydı. Bunun yanında geçirdiği trafik kazası nedeniyle bacağında 11 kırık tespit edildi. Bu yüzden uzun elbiselerle gizlemeye çalışıyordu. Fark ederseniz birinin topuğu diğerinden daha kısa bunun sebebi geçirdiği hastalık ve trafik kazasıydı.