Başkent Üniversitesi Adana Uygulama ve Araştırma Merkezi Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Tamer Çolakoğlu, günümüzde hastaneye başvuruda bulunan kadınların yüzde 50’sinin meme ağrısından yakındığını ancak korkulanın aksine bu ağrının bir kanser belirtisi olarak yorumlanamayacağını söyledi.
Meme ağrısının periyodik ve periyodik olmayan şeklinde ikiye ayrıldığı bilgisini veren Çolakoğlu, periyodik meme ağrısının genellikle adet öncesi başlayıp, adet bitimine kadar devam ettiğini, her iki memede de yaygın olarak görüldüğünü anlattı. Çolakoğlu, periyodik olmayan meme ağrısının ise adet ile herhangi bir ilgisi olmadığı gibi genelde tek bir memede belirli bir bölgede görüldüğünü dile getirdi.
Periyodik olmayan meme ağrısının nedenlerine de dikkati çeken Doç. Dr. Çolakoğlu, “Boyunda fıtık ve kireçlenmeler, kostokondrit denilen göğüs kafesi kemiğinin kireçlenmeleri, iri meme yapısı, uygunsuz sutyen kullanımı, kanser korkusu veya aşırı stres, yağlı beslenme ve fazla tuz tüketimi, aşırı kahve ve sigara tüketimi, menopoz nedeniyle kadınlık hormonlarının kullanımı, ergenlik dönemi, memedeki büyük kistler, memenin iltihabi hastalıkları ve meme kanallarının genişlemesi en önemli nedenlerdir" dedi.
"KALP AĞRISI İLE MEME AĞRISI BİRBİRİNE KARIŞTIRILABİLİR"
Meme başının tahriş olması veya süt salgılatan prolaktin hormonun yükselmesi nedeniyle emzirmenin de periyodik olmayan meme ağrısına neden olabileceğini kaydeden Doç. Dr. Tamer Çolakoğlu, ağır egzersizler, fiziksel aktiviteler ve bazı ilaçların da meme ağrısına neden olabileceğini ifade etti. Çolakoğlu, kalp ağrısı, safra kesesi ağrısı veya reflünün oluşturduğu yanma hissinin de meme ağrısıyla karıştırılabileceği uyarısında bulundu. Çolakoğlu, "Meme ağrısı çeken hastaların şikayetleri dikkatlice dinlenmeli, olası nedenler aydınlatılmalıdır. Sonrasında fizik muayenesi yapılmalı. Özel bir durum yoksa 35 yaş üstü her hastaya mamografi ve ultrason, daha genç olanlara ise sadece ultrason yapılmalı. Görüntüleme yöntemlerinde herhangi bir anormallik olmaması, birçok kişide meme ağrısının kendiliğinden düzelmesini sağlıyor" dedi.
Meme başından süt gelmiyorsa herhangi bir kan tetkiki yapmaya gerek olmadığını belirten Çolakoğlu, tedavi yöntemlerine de dikkati çekti. Çolakoğlu, "Meme ağrısının en etkin tedavisi, onu oluşturan nedenin ortaya konulmasıdır. Daha sonra ağrının tedavisinde ilaç olarak en sık tercih edilenler ağrı kesici ve iltihabi cevabı azaltıcı özelliği olan kremler ve tabletlerdir" diye konuştu.
Bazı durumlarda çeşitli hormon tedavilerinin gerekebileceğini ifade eden Çolakoğlu, "Yan etkilerinden ve başarılarının sınırlı olmasından dolayı sıklıkla kullanılmaz. Boyunda fıtık-kireçlenme veya göğüs kafesinde kireçlenmeler varsa tedavi edilmeli; gerekirse fizik tedavi verilmeli. Diyet, az yağlı ve az tuzlu olmalı. Sigara ve aşırı kahve tüketimi varsa, bırakılmalı. Uygun ebatta, destekli sutyen kullanılmalı" önerisinde bulundu.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz