Özellikle tek memeden, kanlı veya açık renkli, su gibi veya yapışkan bir akıntı geliyorsa mutlaka akıntının nedeninin incelenmesi gerekiyor. Zira bu özellikteki akıntılar meme kanserinin önemli habercilerinden biri! Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve Acıbadem Üniversitesi Atakent Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Fatih Levent Balcı MYNET.COM okurları için çok önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.
Ülkemizde her 12 kadından 1’inde görülen ve görülme sıklığı her geçen gün yaygınlaşan meme kanseri, bazı önemli sinyallerle kendini gösteriyor. O sinyallerden biri de, meme başında akıntı. Süt verme dönemi haricinde tek bir memeden gelen kırmızı-siyah renkli veya su gibi akıntılar patolojik yani şüpheli kanser ihtimalli meme başı akıntısı olarak adlandırılıyor. Bu tip akıntılar çok nadir de olsa süt verme döneminde de meydana gelebiliyor. Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve Acıbadem Üniversitesi Atakent Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Fatih Levent Balcı patolojik meme başı akıntısının en sık nedeninin, süt kanalları içindeki siğil benzeri ‘papillom’ adı verilen lezyonlar olduğunu belirterek “Bu lezyonlarin en önemli onkolojik özelliği, lezyonun içinde veya hemen yanındaki milimetrik dokuda yüzde 5-15 oranında kanser barındırma özelliğidir. Bu lezyonlar tanı konduğunda mutlak olarak ameliyat edilmelidir” diyor.
TEŞHİSTE İLERİ TEKNOLOJİK YÖNTEM
Meme başı akıntısının sık karşılaşılan diğer nedenlerinden birini de; süt verme sonrası veya sigaraya bağlı olabileceği düşünülen, nedeni tam bilinmeyen meme kanalı genişlemesi oluşturuyor. Bu lezyonların kesin ameliyat edilmesi gerekmiyor ancak bu kanal genişlemelerininin içinde siğil benzeri papillomların olabileceğinin unutulmaması gerektiğini belirten Yrd. Doç. Dr. Fatih Levent Balcı “Ultrasonda görülebilen bu duktal ektaziler, meme endoskopisi yani duktoskopi yöntemiyle incelenmeli ve papillom içermediği görüntülenmelidir” diyor. Mevcut görüntüleme yöntemleri olan ultrason, mamografi veya magnetik rezonansın (MR) bu lezyonları görüntülemede yetersiz kaldığını kaydeden Yrd. Doç. Dr. Fatih Levent Balcı, bu lezyonları değerlendirmede en etkin yöntemin ultrason ve duktoskopi yöntemlerinin birlikte kullanılması olduğunu vurguluyor. Ultrasonda, mamografi veya MR’da papillom görüntülenmemesinin lezyonun süt kanalında olmadığı anlamına gelmeyeceğini belirten Dr. Fatih Levent Balcı, mutlaka duktoskopiyle ileri inceleme yapılması gerektiğini söylüyor. Peki meme başı akıntısının nedenini saptamada ileri yöntemler mevcut mu? Yrd. Doç. Dr. Fatih Levent Balcı, bu ileri teknolojik yöntemi uyguladıklarını belirterek “Duktoskopinin bir benzeri olan, aynı şekilde kanallara ilerletilen optical coherence tomography denilen ileri bir yöntem uygulamaktayız. Dünyada ilk defa yapılan bu yöntem sayesinde hangi akıntılı kanalın kanser içerdiği ameliyattan önce saptanmaya çalışılıyor” diyor.
TELLE İŞARETLEME YÖNTEMİ
Peki ultrasonda görülebilen papillomlar nasıl ameliyat ediliyor? Dr. Fatih Levent Balcı, ultrason eşliğinde tel yardımıyla papillom olduğu düşünülen lezyonun işaretlendiğini belirterek “Telle işaretleme ameliyat sırasında cerrahinin memeyi çok zedelemeden lezyonu çıkarmasına yarar. Çıkarılan lezyon uzman patologlar tarafından değerlendirilerek papillom olup olmadığı veya kanser olup olmadığı araştırılır” diyor. Tedavide, meme başı akıntısını içeren meme başı açıklığı göz veya mercek yardımıyla tespit ediliyor. Süt kanalına ilerletilen 1.1mm çapındaki endoskopla ağaç dalları şeklinde dallanan kanallarda gezilerek papilloma görüntüleniyor. Dr. Fatih Levent Balcı “Bu papillom duktoskopi (endoskopi) yardımıyla meme başına yapılan 2 santimlik bir kesiyle yapılır ve papillomlu süt kanalı izole bir şekilde ameliyat edilir” diyor. Ameliyat sonrası yara izi yok denecek kadar az oluyor ve memede çöküntü oluşturmuyor.