Meme kanserinin dünyada ve Türkiye’de kadınlarda en sık görülen kanser türü olarak bilindiğini ifade eden Liv Hospital Samsun Genel Cerrahi ve Onkoloji Cerrahi Kliniği’nden Prof. Dr. Serdar Yol, hastalığın en çok 40-50 yaş ve sonrasında ortaya çıktığının altını çizdi. Meme kanserinin nedeni tam olarak bilinemese de gelişen teknoloji, değişen yaşam koşulları, çalışma şartları, yetersiz beslenme ve kilo gibi birçok etkenin bu hastalığa yol açabildiğini vurgulayan Prof. Dr. Serdar Yol, “01-31 Ekim Meme Kanseri Farkındalık Ayı” dolayısıyla hastalığın belirtileri ve korunma yöntemleri hakkında açıklamalarda bulundu.
Meme kanseri için kesinleşmiş risk faktörlerini sıralayan Prof. Dr. Serdar Yol, “Yaşın ileri olması (45-55 yaş arası en sık görülen yaş aralığıdır, yaş ilerledikçe görülme sıklığı artar), annede 50 yaş altında meme kanseri görülmesi veya annenin her iki memesinde de meme kanseri olması, hiç doğum yapmamış olmak veya ilk doğumunu 35 yaşın üstünde yapmak (20 yaş altında doğum yapanlarda meme kanseri daha az görülür), emzirememek, ilk âdetin 12 yaş altında görülmesi, geç menopoza girmek (55 yaş üstü), menopoz sonrası dönemde gelişen şişmanlık, yumurtalık ya da rahim kanseri olmak, beslenmede doymamış yağların aşırı kullanımı (margarinler) meme kanseri riskini artırıyor” diye konuştu.
Meme kanserinin en sık 50 yaş üzerinde görüldüğünü söyleyen Prof. Dr. Yol, şu bilgileri paylaştı: "Meme kanseri en sık 50 yaş üzeri kadınlarda rastlanır ancak bu gençlerde meme kanseri olmayacağı anlamına gelmez. 20 yaş itibari ile kişinin ayda bir kendisinin, yılda bir doktorunun yapmış olduğu muayene çok önemlidir. Erken teşhis hayat kurtarır. Günümüzde meme kanseri belirtilerinin çoğu kişinin kendisi tarafından bulunuyor. Kanserli kitleler nispeten sert, düzensiz kenarlı, yüzeyi pürtüklü görünüyor ve meme dokusu içinde rahatça oynatılamıyor. Memede veya koltuk altında ele gelen kitle (sertlik, şişlik), meme başında içe doğru çekilme, çökme veya şekil bozukluğu, meme başı derisinde değişiklikler (soyulma, kabuklanma), meme cildinde yara veya kızarıklık, meme cildinde ödem, şişlik ve içe doğru çekintiler olması (portakal kabuğu görünümü), memede büyüme, şekil bozukluğu veya asimetri ya da renginde değişiklik (kızarıklık vs.), bu belirtilerden en az biri var ise hemen doktora gösterilmesi gerekmektedir."
Erken tanının meme kanserinde yaşamı etkileyen en önemli faktörlerden biri olduğunun altını çizen Prof. Dr. Yol, “Erken tanı sayesinde günümüzde meme kanserinden ölümler yarıya inmiştir” dedi.
Meme kanserinin tedavi yöntemlerinden de bahseden Prof. Dr. Yol, "Meme kanseri tespit edilmiş hastaların kanserin boyutuna göre tedavi yöntemleri değişmektedir. Erken dönemde gelen hastaların tedavisinde memesinin tamamı alınmamakta, sadece tümörlü kısım etrafındaki sağlam doku ile çıkartılmaktadır. Eğer koltuk altında yayılma varsa, tedaviye radyoterapi veya kemoterapi ilave edilmektedir" ifadelerini kullandı.
(İHA)