Samsun Büyük Anadolu Meydan Hastanesi Genel Cerrahi ve Cerrahi Onkolojisi Uzmanı Prof. Dr. Serdar Yol, meme kanserinin artık ölüm nedeni olmadığını, erken tanı sayesinde günümüzde meme kanserinden oluşan ölümlerin önüne geçildiğini söyledi.Meme kanserinin kadınlarda en sık görülen kanser türü olduğunu, 35-45 yaş arası kadın ölümlerinin en sık nedeninin ise meme kanserinden kaynaklandığına dikkat çeken Prof. Dr. Serdar Yol, "Bu anlamda her 10 kadının birinde meme kanseri görülmektedir. Toplumda ortalama her 100 bin kadının 20’sinde meme kanseri vardır. Erkeklerde kadınlara göre meme kanseri daha nadir görülmektedir. Fakat bunlarda da seyir daha hızlı ve kötüdür. Meme kanserinin nedeni tam olarak bilinmediğini ancak burada, kalıtım, beslenme şekli, sosyo-ekonomik durum, regl durumu, doğumlar, doğum kontrol hapları gibi birçok faktör sayılabilir. Meme kanseri için kesinleşmiş risk faktörlerini sıralamak gerekirse, yaşın ileri olması; yaş ilerledikçe görülme sıklığı artar. Annede 50 yaş altında meme kanseri görülmesi veya annenin her iki memesinde de meme kanseri olması. Hiç doğum yapmamış olmak veya ilk doğumunu 35 yaşın üstünde yapmak. Emzirememek, ilk adetin 12 yaş altında görülmesi, geç menopoza girmek, menopoz sonrası dönemde gelişen şişmanlık, yumurtalık ya da rahim kanseri olanlar. Beslenmede doymamış yağların aşırı kullanımı. Meme kanserinde erken tanı yaşamı etkileyen en önemli faktörlerden biridir. Erken tanı sayesinde günümüzde meme kanserinden ölümler yarıya inmiştir" dedi.Memenin korunmasına ve daha kaliteli yaşama olanak sağlaması, erken tanıyı daha da önemli hale getirdiğini belirten Yol, "Meme kanserinin erken evrede saptanması büyük ölçüde mamografik tarama ile mümkün olmaktadır. Tarama programları yaygınlaştıkça saptanan nonpabl yani ele gelmeyen erken evre meme kanseri sayısı da giderek artmaktadır. Meme kanserine erken dönemde tanı koyabilmek için gelişmiş ülkelerde 40 yaş üstü kadınlarda yıllık mamografi takipleri yapılmaktadır. Meme hastalıklarında en uygun tedavi yönteminin seçilmesi ancak hastalığa doğru ve kesin bir tanı koyulması ile mümkündür. Doktor veya hasta tarafından memede bir lezyon tespit edildiği zaman her şeyden önce bu lezyonun tabiatının kesin bir şekilde anlaşılması gerekir. Bu da hastanın durumunun iyi değerlendirilmesi ve kesin tanı konulması ile gerçekleşir. Şüphesiz yapılan çalışmalarda en büyük görev hastayı ilk defa gören ve muayene eden hekime düşmektedir. Kesin tanıya kadar memede saptanan her lezyonun kanser olabileceği olasılığı akıldan çıkarılmamalıdır. Memelerinde bir şiş oluştuğu zaman bunun önemini kavrayamayan hastalar, erken evrede tedavi olmasa ne gibi sorunlar çıkacağını düşünememektedirler. Memedeki kitle zamanla büyük boyutlara ulaştığında hekime başvurmaktadırlar. Meme kanserinde hastaya bağlı tanı gecikmesinin ikinci önemli nedeni psikolojik faktörlerdir. Bazı hastalar doktorun kendilerinde kötü bir hastalık olduğunu söyleyeceğinden korkarak hekime gitmezler. Bu çok yanlış bir düşüncedir. Zira memede kötü huylu bir hastalık varsa bir an önce teşhis ve tedavi edilmelidir. Memedeki hastalık iyi huylu bir hastalığa bağlıysa da tedavisi erken dönemde yapılır. Meme şikayeti ile doktora başvuran kadınların ancak 10 tanesinin birinde meme kanseri tespit edilmektedir. Halk arasındaki bir yanlış inanış da ’kanserin ameliyatla azacağı’ düşüncesidir" diye konuştu.Hastaların kendi kendini muayene ederek meme kanserinin belirtilerini erken teşhis edebileceğini ifade eden Prof. Dr. Serdar Yol, açıklamasını söyle tamamladı:"40 yaşın üstündeki kadınlar 2 yılda 1 kez ise 50 yaşın üstündeki kadınlar yılda 1 kez mamografi ile kontrol yaptırmalıdır. Memedeki lezyonların saptanmasında kadınların kendi memelerini muayene edebilmeleri çok önemlidir. Meme kanserinin erken bir dönemde teşhis edilmesini sağlar ve dolayısıyla tedavide başarı şansı artar. 20 yaşından büyük kadınlar her ay kendileri meme kontrollerini yapmalıdırlar. En uygun zaman adet bitiminden sonraki 4. ve 5. günlerdir. Bu dönemlerde memelerde şişme ve hassasiyet çok daha düşüktür. Menopoza girmiş kadınlar ise muayene için her ayın ilk günü gibi bir günü seçebilirler. 40 yaşın üstündeki kadınlar 2 yılda 1 kez ise 50 yaşın üstündeki kadınlar yılda 1 kez mamografi ile kontrol yaptırmalıdırlar. Memede ele gelen kitle, şişlik, meme derisinde çöküntü (Retraksiyon), meme derisinin portakal kabuğu görünümünü alması, meme derisinde veya meme başında egzamaya benzeyen iyileşmeyen yaralar, meme başından kanlı akıntı gelmesi, meme başının içeriye doğru çökmesi, memenin boyutlarında küçülme ya da büzülme, meme uçlarının içe, dışa veya yukarıya doğru kıvrılması, koltuk altında ele gelen şişlik."
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz