Medikal Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Alper Can, "Erken evre meme kanserinin belirlenmesi için tarama testlerinin amacı, belirtileri ortaya çıkmadan kanseri teşhis etmektir. Tarama, test ve muayene yöntemleri kullanılarak hiçbir belirti göstermeyen kişilerde, kanser gibi bir hastalığı tespit etmek anlamına gelir. Erken tespit, meme kanseri ortaya çıkmadan erken tanı konması için kullanılan yaklaşım anlamına gelir.
Tarama testleri uygulanmadan önce ortaya çıkan görünür belirtiler, tespit edilen meme kanserinin meme dışına çoktan yayılmış olduğunu gösterir. Buna karşın, meme kanseri tarama testleri sırasında tespit edilirse, tümör daha küçüktür ve memeyle sınırlıdır. Meme kanserinin büyüklüğü ve yayılma alan genişliği, hastalığın seyri hakkında fikir yürütmek için kullanılacak en önemli faktörlerdir." dedi.
ERKEN TANI, BAŞARI ORANINI YÜKSELTİYOR
Meme kanserine erken evrede tanı konması, tedavi seçeneklerinin sayısını, tedavinin başarıya ulaşma ve hayatta kalma şansını önemli oranda artırır.
Meme kanseri, yayılmadan önce erken evrelerde tespit edilirse hastaların % 90’ından fazlası normal yaşamını sürdürmektedir.
Tümör büyük boyutlara ulaşmadan tanı konulan hastalarda meme korunabilmektedir. Bu nedenle, erken tanı konusunda bireylerin farkındalığı ve doktorların bu konuda duyarlı tutumları son derece önemlidir.
MEME KANSERİNDE ERKEN TANI İÇİN BAŞVURULAN YÖNTEMLER
\- Kişisel (kendi kendine yapılan) meme kontrolleri
\- Klinik (doktor tarafından yapılan) meme kontrolleri
\- Mamografi / meme ultrasonografisi
\- Gerekli diğer tarama testleri
Meme kanseri erken tanısı için artık kendi kendine meme muayenesi önermemekteyiz. Çünkü bu yaklaşımın meme kanseri erken tanısında etkili olmadığı, meme kanserine bağlı yaşam kayıplarını azaltmadığı ve gereksiz kaygı, gereksiz ileri tıbbi araştırmalara yol açtığı görülmüştür. Bu nedenle bayanlara önerimiz kendi kendine meme muayenesi değil, memelerinin farkında olmalarıdır. Ayda bir kez aynaya bakmanızı ve memenizde gözle görülür bir değişim olup olmadığını gözlemeniz yeterli.klinik ortamında doktor muayanesi 40 yaşından sonra yılda bir defa yapılmalıdır. Meme kanseri aile öyküsü veya bilinen genetik yatkınlık durumunda 20- 25 yaşlarında doktor muayanesi yapılması öneriliyor.
40 YAŞINDAN SONRA YILDA 1 DEFA MAMOGRAFİ!
Memeyi kolayca görüntüleyen klasik bir yöntemdir. Genç ve memesi yoğun bayanlarda duyarlılığı düşüktür. Meme sıkıştırılarak her bir memenin farklı açılardan kesit görüntüleri alınır. Memenizin doku yapısına ve risk durumunuza göre, doktorunuzun belirlediği dönemlerde mamografi çekilmesi yararınıza olacaktır. 40 yaşından sonra yılda bir defa önerilmektedir.
Meme Kanserinde Tomosentez Uygulaması; Memeyi 3 boyutlu ve 1mm kesitlerde son derece kapsamlı inceleme olanağı verir. Meme sıkıştırılarak etrafında hareket eden bir makineden düşük doz X ray gönderilir. Elde edilen görüntüler 3 boyutlu görüntülerdir. Çoğu standart mamografiden daha fazla radyasyon kullanılıyor olsa da, problemli bölgenin daha net görüntülenmesi sağlanır ve başka görüntü testine gerek kalmaz. Tomosentez, 2011 yılında onaylanmış bir görüntü testidir, ancak bu teknolojinin tarama ve tanı koyma konusundaki rolü henüz netlik kazanmamıştır. Bu yöntemde meme sıkıştırılmamakta ve ağrı olmamaktadır.
MEME KANSERİNDE MEME MR UYGULAMASI
Özellikle genç ve yoğun bir meme yapısına sahip bayanlar için çok odaklıdır ve küçük lezyonların karakterinin saptanmasında yol gösterici olabilir. Radyasyon içermeyen bir yöntem olan MR ile özellikle yumuşak dokuların görüntülenmesinde başarılı sonuçlar elde edilmektedir. Diğer tanı yöntemleri ile saptanamayan pek çok kanser odağı tespit edilebilir. Ancak, meme kanserinin tespitinde MR tek başına yeterli görülmemektedir.
MEME KANSERİNDE PET-TOMOGRAFİ UYGULAMASI
Günümüzde kullanılan son derece gelişmiş bir görüntüleme teknolojisi olan PET-tomografi, tüm vücudun tümör taramasında etkin bir yöntem olarak kullanılır. Yüksek risk grubundaki meme kanseri hastalarda kanserin evrelenmesi ve takip sonucu ortaya çıkan lezyonların detaylı incelenmesinde ve metastazları olan hastaya uygulanan tedavilerin etkinliğinin saptanmasında sıklıkla tercih edilmektedir. Ancak, memenin değerlendirilmesi veya tarama yöntemi olarak kullanılması için henüz pratik ve uygun bir yöntem değildir.
MEME KANSERİNDE MEME ULTRASONU UYGULAMASI
Sonografi olarak da bilinen ultrason, ses dalgaları kullanılarak vücudun bir bölgesini görüntüleyen metottur. Bu test için, enerji akımını saptayan mikrofon gibi bir alet cilt üzerine yerleştirilir (genellikle önce jel sürülür). Bu alet, ses dalgalarını emer ve vücut dokularından seken ekoları toplar. Ekolar, bilgisayar ekranına siyah beyaz görüntü olarak yansır. Bu test acısızdır ve radyasyona maruz kalınmaz.
Meme ultrasonu, zaman zaman fiziksel muayene veya mamografi sırasında ortaya çıkan meme problemleri içinde kullanılır. Bazen, mamografiye ek yardımda bulunması için yoğun meme dokusuna sahip kadınlarda destek işlevi görebilir. Ancak, meme kanseri görüntülemesi için mamografi yerine sadece ultrason uygulaması, yeterli sonuç vermediği için tek başına tavsiye edilmez.
Ultrason, bazı meme kitlelerinin değerlendirilmesi için kullanışlı bir yöntemdir. Kistler, sadece fiziksel muayene ile tespit edilemediği için, şüpheli bölgenin kist olup olmadığını söyleyen tek yoldur. Ultrason, bazı meme lezyonlarından biyopsi alınmasına yardımcı olan bir yöntem olarak da kullanılmaktadır.
Ultrason, daha detaylı bir inceleme için mamografi ile birlikte sıkça kullanılan bir yöntem haline gelmiştir. Ancak, etkisi uygulayan uzmanın tecrübesine ve becerisine bağlıdır.
SAĞLIKLI GÜNLER DİLERİM
Medikal Onkoloji Uzmanı
Doç. Dr. Alper Can