Prof. Dr. Cihan Uras ve Dr. M. Murat Çuhadaroğlu, yaptıkları ortak açıklamada, "Memede saptanmış olan kanserli dokunun etrafına çok küçük dozlarda radyoaktif işaretli madde enjeksiyonu yapılıyor. Daha sonra bu bölge ve koltuk altı görüntülenerek kanser dokusu ile bağlantılı olan lenf yolları ve yayılma olasılığı en yüksek lenf bezi tespit ediliyor. Ameliyat esnasında ise önceden görüntülenmiş olan lenf bezi, gamma prob kullanımı ile doku içinde kolaylıkla ve kısa sürede belirlenerek çıkartılıyor. Bu lenf bezinin patolojik olarak incelenmesi sonrası ancak bu lenf bezinde yayılma tespit edilirse diğer tüm lenf bezlerinin çıkarılmasına karar veriliyor" dedi.
Koltuk altındaki lenf bezlerinden bir veya birkaçı meme kanserinin ilk yayılacağı yerin lenf bezleri olduğunu ifade eden uzmanlar, "Bu lenf bezlerinin saptanarak incelenmesi, klasik uygulama olan; koltuk altındaki tüm lenf bezlerinin çıkartılarak incelenmesine göre çeşitli avantajlar sağlıyor. Koltuk altı lenf bezlerinin tümü çıkartılan hastaların bazılarında, bu işleme bağlı sorunlara rastlanmaktadır. Kullandığımız bu yöntem ile sözü edilen bu ilk lenf bezlerinde kanser hücresi görülmez ise diğer koltuk altı lenf bezleri yerinde bırakılmaktadır. Yalnızca meme kanserinin, bu lenf bezlerine yayılım göstermesi durumunda koltuk altındaki tüm lenf bezleri çıkartılır" şeklinde konuştu.